tds_thumb_td_300x0
Her Yerde Sen 2. Bölüm | İşin Rengi Değişiyor!

Herkese merhabalar. Her Yerde Sen’in dün yayınlanan ikinci bölümünü konuşmak için buradayız. Bölümün geneline geçmeden önce benim özellikle bahsetmek istediğim bir şey var. Dizide “Taylan” karakteri aracılığıyla tacize, kadın haklarına, yapılan korkunç eleştiriler ve iğrenç bahanelere dikkat çekilmesi. Günümüzün malesef en yaygın ve üzücü gündemlerinden biri olan böylesi bir konuya dikkat çekip toplumsal farkındalık yaratmaya çalıştıkları için tüm ekibi tebrik ederim. Vurguladıkları şeyler takdir edilesiydi. Sahneyi yalnızca Demir’in Selin’i kurtarması veya ikisinin arasındaki ilişkiye katkı sağlayacak bir durum olarak kullanmak yerine, böyle bir amaca hizmet eden bir araç haline getirmeleri son derece hoştu. Selin’in Demir’den belki de beklemediği cevaplar alması da cabası. Uzun lafın kısası, dizide kadın erkek eşitliğine yapılan göndermeler de mevcut, dolayısıyla +1 puan.

Gelelim bölüme.. Öncelikle şunu söyleyeyim, o iki saat yirmi dakika nasıl geçti ben anlamadım. Her şey gayet akıcı ve eğlenceliydi. Bu bölüm kızlara daha da ısındım. Olayların hızı yine dikkatimi çekti. (Kas gevşetici sürme, çorba, hastaneye götürme, ceket giy sıcak tut vb.) Ama bunları ileride ilişki başladığında flashback olarak verip, güzel anı şeklinde sunacakları ve süreçteki gelişimi yansıtmak için kullanacaklarını bildiğimden ses etmiyorum. Hem kabullenmek de lazım, bu dizi hızlı gidecek demek ki : )

Söylemek istediğim bir diğer şey, Aybüke Pusat’ın çok sevimli bir suratı var, dolayısıyla gülmesi beni hiç rahatsız etmiyor. Ama Selin’in olur olmadık anlarda Demir’e neden gülümsediğini veya sert tavrından yumuşağa geçerken niye çokçabuk koyverdiğini anlayamıyorum. Sonuçta hesapta şu an “gıcık olma” evresindeler. Demir’den hoşlandığını bile kabul etmiyor, hatta öyle bir şey yok bile denebilir çünkü bildiğiniz gibi Selin, Burak’a meyilli. Ek olarak (hoşlandığı varsayıldığında) Demir’e melül melül bakması gereken sahnelerin hiçbirinde öyle bir şey olmadı henüz, en fazla şaşırma mimikleri gördük.🤷‍♀️ Anlayacağınız bunu biraz garip buldum, ama olsun.

Selin’in yarı baygınken yaptığı şeyleri dinlerkenki tepkileri güzeldi, eğlendim. Peter Pan mevzusunu henüz tam içselleştirememiş, etkileyici bulamamış olsam da bu işin altından güzel şeyler çıkacak gibi. Hem Demir’in de geçmişe, yani çocukluğuna dair olan hisleri, olaylar gün yüzüne çıkarsa, belki ikisinin ortak bir noktası/acısı ilişkinin duygusal, hassas ayağı için bize sunulabilir.

Bu bölüm gerçekten çok hoşuma giden bir başka şey daha oldu. Belki kısa bir andı ama yine de sevdim. Demir’in sabah erken kalkıp sporunu yapması, gününü planladığını ve yaratıcı düşünmeye zaman ayırdığını söylemesi. Evet, zaten çok başarılı bir yönetici olduğu için bunlar beklenmedik şeyler değil ama kendi günlük hayatınızda böyle şeylere ilgi duyuyorsanız ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Tarihte ve günümüzde, “başarılı, güçlü” olarak tanımladığımız, büyük kitlelerce tanınıp takdir elen isimlerin rutinlere dair şeylerdi bunlar. Demir karakterini hala o kalıbın içine sokamasam da, sahneyi yıldızladım. Kişisel gelişime ufak bir selam diyelim. İleride Selin de ona katılır belki :’) Ayrıca belki yaz mevsiminde bu diziyi izleyen bizlere, bazı konularda teşvik edici olabilir. O açıdan da bakalım.

Demir’in Japonya kültürüne ait olduğunu düşündüğüm sabah hareketleri ve o sahnedeki müzik güzeldi ama biraz daha kısa tutulmasını tercih ederdim. Zaten beyefendinin o ülkede kazandığı alışkanlıklar, edindiği bilgiler, öğrendiği şeyler ve deneyimleri hikayede hoş bir yere sahip olacak gibi. Dekoratif kısmı güzel mesela şimdiden, Selin’in odasına çökmüş olmasına sinir oluyor olsam da. Bunu söylemeden geçemezdim, Selin’in o evde misafir gibi kalışını, (misafirler çok daha güzel ağırlanır) hatta kalamayışını haksız buluyorum. Kız o kadar emek verdiği kendi evine girmek için savaş veriyor, yatağı dolabı kaldırılıyor. Düzgünce hayatını devam ettiremiyor bu nedir ya? Bu mücadelede Selin’in tarafındayım açıkçası. Hoş sonunda er geç birlikte yaşayacaklar ama ondan önce mesela Demir bi ara pes etse, otele falan yerleşse fena olmaz hani.😂

Parfüm mevzusuna bayıldım diyemeyeceğim, zaten Ferruh’a da ısınamadım. Tatlı değil, sempatik değil, güldürmüyor da. Burak’ın pis işlerdeki yancılığı dışında bir vasfı yok benim için üzgünüm. Yemek sahnesi de birazcık sıktı, o geçiştirme faslı ve çocuklarının başarısızlığının uzatılması yüzünden. Yani dizide gerçeklik aramıyorum dedim tamam ama bu kadarı da fazla. Biraz insaf.. Selin’in sonunda çıldırması güzeldi, o tondaki anları seviyorum ben dizide. Hoşuma gitti, tabi teyze bayılma numarası yapmasaydı daha iyi olabilirdi ama malum. Konu bu, o işin çözülememesi ve bunların birbirine aşık olması gerekiyor. Mecbur bekleyip izleyeceğiz.

Bölümdeki bir diğer nokta Demir’in Uzay ve İbo’yla tanışır tanışmaz çok iyi anlaşmasıydı. Hoş ikisi de opereyşın çitada Selin’in ve kızların destekçisi ama adamı sevdiler.. İş dışı sahada gayet kibar, sevilesi bir insan profili çizdiğinden olsa gerek. Tabi bir de anahtar olayı yüzünden İbo’nun Selin’in sevgilisi olma ihtimalinin düşünülmesi var. O belki ilerleyen bölümlerde ufak çaplı krizlerin kapısını açabilir. Sonuçta Demir beyefendi “aynı evde yaşarken özel hayatımız olamaz” tarzı bir şeyler saçmalamayı seviyor. Bir de üstüne kıskançlıklar etki edersee, kim bilir neler olur.😂

Son olarak, Demir’in babasıyla olan mevzusu felaket derecede klişe olduğundan ilgimi çekmiyor. Gerçekten yüzlerce kez izlediğimiz, döne döne sektörde sürekli işlenen bir konu. Umarım senaryoda büyük yer kaplamaz, şimdilik zıttı olacak gibi dursa da. Onu izlemek yerine Selin’in annesiyle Demir’in ilişkisini izlemeyi tercih edebilirim sanırım. Hem dizinin türüne daha uygun, illa her komedide böyle karanlık veya ciddi taraflar olacak diye bir şey yok ki..

Neyse, Bora ve Merve’nin ilişkiyi gizli sürdürme olayına da pozitif baktığımı söyleyerek yazıyı bitireyim. Bölüm güzeldi ama keşke fragmanla taçlandırılsaydı. Ben sabırsız bir insanım, keşke fragman çıkana kadar bekleseydim veya perşembe günü izleyip hemen ertesi gün yeni bölüme devam edebilsem tarzı şeyler falan düşünüyorum ama o da mümkün değil. Hiçbir türlü bekleyemiyorum. Ha bir de, duştan çıkan Demir yanındaken geçerken Selin’den niye “ahh” duyduk çok anlamsızdı, onun yerine “ayy” tepkisi isterdim. Daha masumane ve hoş olurdu diye düşünüyorum.🙄😜 Son olarak, Selin’in parti kombini rezaletti bence. Kim seçiyor bunları bilmiyorum ki 🙁

 

Görüşmek üzere..❣

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!