Hekimoğlu 1. Bölüm | Nihayet Tanıştık

Herkese selamlar! Büyük merakla beklediğimiz uyarlama dizi Hekimoğlu’nun ilk bölümü bu akşam yayınlandı. Öncelikle herkesin emeklerine sağlık. Sevdiğimiz oyuncuları birlikte izlemek güzel bir durum.

 

Şahsi yorumuma gelecek olursam.. Öncelikle, dizi mekansal açıdan hiç içime sinmedi diyebilirim. Yani birincisi, bi türlü hastane havası alamadım o atmosfer sağlanamamış gibiydi. İkincisi de diziyi sevmeme en kolay engel olacak sebep: boğukluk. Donuk mu desem, kasvetli mi bilemedim. İzlediğim şey içimi açmıyorsa benim için direkt eksi puan alıyor ne yazık ki. Hekimoğlu’nun atmosferi de tam bu tarzda. Odalar, orta alanlar, dışarısı. Hiçbir şekilde ferahlık, canlılık göremedim kendine çekecek.

Garip bir geçişle Mehmet Ali (Kaan) karakterinden bahsetmek istiyorum. Öncelikle adamın sesini bile çok özlemişim.. Kaan Karabulut geri dön diye ağlamak içimden geçmedi değil. (Burada biraz saygı duruşu) Ama, karakterin genel tarzına pek bayılmadım. O küstahlığı biraz yanlış veriliyor gibi sanki, tam olmamış. Dikkatimi çeken başka bir şey de, olaylar esnasında elini çenesine koymak ve benzeri hareketlerle inceleyen bakışlar atması. Çok eğreti geldi nedense. İlk baş acaba diğerlerinden mevkiien üstün mü diye düşünmüştüm ama denklermiş hayır..

O ekibe gelmişken, onların arasındaki iletişime de hiç ısınamadım. Mehmet hiç yeni gelmiş gibi değildi, önceden de birlikte çalışıyor olan Emre ve Zeynep’in muhabbeti de evlere şenlik. Yani aralarına yeni gelen kişiye (hem onlar hem başkaları tarafından) bir iki kez nasıl gidiyor, alıştın mı alışırsın diye sordurmakla o havayı verememişler. Ya da böyle soğuk, neşesiz mi olması gerekiyor esas hikayeye göre anlamadım. Yadırgadım bu yüzden.

hekimoğlu ile ilgili görsel sonucu

Okan Yalabık’ın canlandırdığı Orhan Yavuz karakterini sevdim. Özellikle “gören de doktoruz sanar, hasta bakmak ne ya” ve “en iyi arkadaş” sahneleri güzeldi. Sevgili Ebru Özkan’ın karakteri olan İpek ise ilk başta tuhaf geldi ama sonra hemen alıştırdı kendine. Bir iki mimik ve sesi kabullenebilirsem hoş diyebilirim.

Bu üçlü gözümde golden trio olmak için çok sağlam adaydı. Ama onlardan da aldığım elektrik hiç bu yönde değil şimdilik. Yine de tam bir görsel şölen olduklarını söylemeden geçmeyeyim. Bu nasıl bir genç kadro sayın yetkililer 🔥💥 Gözümüz gönlümüz bayram ediyor resmen.

Hekimoğlu’nun normal ve sıradan biri olmadığını biliyor ve bunu kabul ederek izliyoruz diziyi tamam. Ama yine de, bu adama hocam diyen insanlar neden bu kadar saygısız, gerek üslup gerek hal tavır ve konuşma açısından hiçbir çekince ya da hürmetimsi herhangi bir şeye rastlanmıyor. Tek beni mi rahatsız etti.. Önüne gelen tuhaf tuhaf şeyler söylüyor bakışlar atıyor falan, olayı mı bu dizinin?

En az diğer kadın başrol kadar güzelliğiyle mest eden Damla’nın canlandırdığı Zeynep’in neden işe alındığını sorguladığı sahne de tam hoşuma gitmedi. İlk başta lüzumsuz fazla sinirli olduğunu düşünüyorum hatta. Yara kısmına bir şey denmez, elbette karakterlerin hikayesi olacak ama söylediğim şey bundan zaten bağımsız.

Ufak bir detay olsa da eklemek istediğim bir şey var. Kısacık geçen “Ümidin boşu dolusu olmaz” ve yine kısacık geçen “Kadınlara bağırmamak lazım” repliklerini çok sevdim. Eminim herkesin de hoşuna gitmiştir. İyi ki yazılmış. Kısa an ve bağlamlarda olmalarını olumsuz anlamda değil, yaratabildikleri etkiyi göstermek için vurguladım.

Hekimoğlu’nun hastasına bacağının hikayesini anlattığı sahnede duygu bana geçmedi. Her iki taraftan da. Hiçbir şeyle odağımı dağıtmadan yalnızca diziyi izlediğim halde neden bu kadar içine alamadı çekmedi beni anlamış değilim. Muhtemelen ben her zaman daha yoğun, yüksek şeylerle tahmin oluyorum. Hekimoğlu’nun tarzı hitap etmemiş olabilir. 

İlgili resim

Uzun lafın kısası, benim için taşlar tam yerine oturmuyor. Kadroyu da gözümden kalpler çıkarak takip ettiğim halde diziyi sevemedim. Belki de bir diğer hastane dizisi olan Mucize Doktor’a fazlasıyla alışmış olduğum içindir. Elbette her detayı karşılaştıramayız sonuçta ikisi de apayrı ama insan beyni ister istemez bazı noktalarda kendi sevdiği detay/özellikleri arıyor. Genel bahsedecek olursam, onun havası bana göre daha ferah, hareketli, aksiyonu bana hitap eden cinsten ve tabii ki neşeli olduğundan çabuk ısınmıştım. Bir de üstüne fazlaca vakit geçirince, Hekimoğlu’ndan istediğimi alamadım. 

Hatta başlamadan önce, ikisi arasında bir seçim yapacağımı, Hekimoğlu beklentimi karşılarsa yola onunla devam edeceğimi söylemiştim 🙂 Ama görünen o ki benim için bu macera şimdiden sonlandı. Çünkü bölüm boyunca yeterli kriter sağlanmadı. Mantığıma uymayan çok fazla şey var. Son çare olarak fragmanı beklemiştim. İkinci bölümü heyecan verirse sonra belki hikaye açıldıkça çeker diye ama onda da sıfır etki neredeyse.. Dolayısıyla yapabileceğim tek şey oyuncuların çok güzel olduğunu söyleyip sizlere iyi seyirler dilemek. 💝

 

Not: Dizinin orijinalini izlemedim. Dolayısıyla nasıl uyarlanmış, hangi sahne, hareket veya replikler birebir/değiştirilerek alınmış bilmiyorum. Yorum ve eleştirilerimi, bulnları yalnızca+ilk kez Hekimoğlu’nda izlemiş biri olarak yapıyorum. Göz önünde bulundurmanızı isterim. Sevgiler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!