Yayın hayatına bomba gibi başlayan yeni dizi Halka’nın 2. bölümü yayınlandı. Hikaye, acele etmeden, ama tam gaz devam ederken bazı konularımız açılmaya başladı. Mesela Cihangir’in hatırlamadığı geçmişi!
Cihangir zihnindeki adamla bir yolculuğa çıkıp işlediği cinayeti (!) hatırladı ancak hala çözülmemiş pek çok nokta var. Belirsizliğin verdiği “korku”yla yaşıyor. Senelere önce oraya nasıl, neden gitti ve olaylar nasıl gelişti hala bilemiyoruz. Üstelik işin Kaan’a dokunan kısmı da muamma.
Öte yandan başlığın koyulma sebeplerinden biri olan kısma geliyoruz. Müjde: Cesaret! Dikkatinden hiçbir şey kaçmayan İskender’in genç kızı cesurca babasının karşısına dikilip “Beni işe al” diyebiliyor. Yetmezmiş gibi onlar yemekteyken Kaan’ın nasıl içeri girip paralarını çaldığını takır takır anlatıyor ve şaşıran babasına “Görmüyorsun, bırak gözün kulağın olayım!” diye ekliyor.
Cihangir “İş konuşuyoruz, karışma” diyip olaylardan uzak tutmaya çalıştığı kızını, bakalım bu potansiyelini gördükten sonra mevzuya dahil edecek mi..
Öte yandan, Kaan hala aynı rahatlığıyla işini götürüyor. Annesinin de dediği gibi biraz gamsız.. “Korku yok! Bi yandan 26 Aralık tarihli dosyanın peşine düşerken, bi yandan da Cihangir’in güvenini kazanıyor. Sık sık yanına uğrayıp yardımıyla Bahar’ı atlattığı tamirciyle olan ilişkisi de çok sağlam gözüküyor. Bakalım nereye dayanacak.
Karakol cephesine gelirsek, işler bi hayli gergin. Müdür muhtemelen her şeyin farkında ve Bahar’a açıkça rest çekti. Suçlu mu değil mi bilmiyoruz ama kendinden şüphelenildiğini hemen anlaması kolay lokma olmadığının kanıtı. Ee adam yılların polisi, sayısız eğitim almıştır tabi olsun o kadar. İşin bundan sonra alacağı renk ne olur kestiremiyorum ama arada kalan Bahar olacak, umarım başı yanmaz çünkü ben emri veren müdüre de hiç güvenmiyorum. O da gayet şüpheli gözümde.
Kıt akıllı bu adamın amacını çözebilmiş değilim. Şu tipitip patronuna yaranmak için gitti, oğlunun İskender’den rahatça söküp aldığı milyonları verdi. Güya şov yaptı veya başına bela gelmesin diye önlem aldı ama işe yaramaz. Başta onu pek seven eski çalışanı İskender olmak üzere, herkes çiğ çiğ yer onu.
Olaylara Müjde’nin daha çok dahil olacak olması hoşuma gitti. Dikkati ve zekasıyla olaylara farklı açılardan bakıp babasını ileriye taşıyabilir. Ben bu savaşın üst kısmında zaten İskenderci’yim ama iş babalardan bağımsız Kaan ve Cihangir ortaklığına gelirsee ortalık fena karışır. Kralı gelse safına çekemez : )
Yine güzel, akıcı bir bölümdü. Haftaya yine bölümden sonra, çok daha iyi satırlarda görüşmek dileğiyle! Sevgiler