Ekranlarımızdan bir Leyle ile Mecnun geçti…
TRT’nin efsanesi olarak anılan, defalarca izlenen, izlerken güldüren, güldürürken düşündüren dizi Leyla ile Mecnun… Seveni çok fazla ancak bir o kadar da ”bu diziden ne anlıyorsunuz ki?” diye soran var. Leyla ile Mecnun fanlarının şu an bunu okurken içlerinden ”saçmalamasınlar yaa” dediklerini duyar gibiyim.
İlk bölümünden itibaren farklı bir hayran kitlesi oluşturmayı başaran Leyla ile Mecnun’un sırrı ne olabilir derseniz diyecek birkaç şeyimiz var size!
1.Senaryosunun absürtlüğü!
Leyla ile Mecnun’un şüphesiz diğer dizilerden farklı olmasını sağlayan en önemli özelliği senaryosudur. Öyle bir senaryo düşünün ki hem sıradan hem de ”vay be bu nasıl düşünülmüş” dedirtecek cinsten. Bu ikisi bir arada nasıl olur diye düşünmeden edemiyor insan. E bu da Burak Aksak’ın yeteneği.
Günlük hayatın istisnasız her alanına değinen senaryoda hiçbir boşluk yok desek yeridir. Her şey o kadar kararında ve yumuşak olarak işlenmiş ki her bölümde ‘Ya evet bu gerçekten de böyle oluyor” demekten kendimizi alamıyoruz. Bir dizide kendinizi bulma şansınız varken neden hala bu diziyi izlemiyorsunuz ki?
2. Sosyal mesajlar hiç bu kadar eğlenceli gönderilmemişti!
Leyla ile Mecnun’un ilk bölümünden itibaren yoğun bir gönderme -bizim deyimimizle laf sokma- çabası içinde olduğunu görüyoruz. Aslında çaba demek yanlış olur. Leyla ile Mecnun günümüz yaşamını öyle güzel işliyor ki bu bile günlük hayatta sitem ettiğimiz şeylerin ekrana yansımasını sağlıyor. Ekstra bir laf sokma durumu yok anlayacağınız. Her şey günlük hayatta olduğu gibi, her şey olması gerektiği gibi. Tabi bu durumu herkes izleyicilerin gözüyle yorumlamıyor. Dizinin bitmesindeki büyük etkenlerden biri de budur -ne yazık ki-
3. Leyla ile Mecnun’a has replikler!
Nasıl yani? Şöyle ki siz hangi dizide sadece o dizide duyabileceğiniz kelimelerle karşılaştınız? Şiveden aksandan bahsetmiyorum. Zaten birçok dizide genel olarak Karadeniz şivesi, Ege şivesi kullanılıyor ve genel olarak birbirini taklit eder nitelikteler. Ama Leyla ile Mecnun’da durum hiç de böyle değil. Özellikle Mecnun tarafından sık sık kullanılan bazı kelime ve deyişler günlük hayatta Leyla ile Mecnun izleyenlerin, izlemeyenlerden ayrıldığı nokta oluyor. Çünkü diziyi izlemeyen birine ‘sarımtrak mı?’ diye soracağınız yere ‘sarı mı trak?’ diye sorunca birkaç saniye yüzünüze boş boş bakabiliyor. Ha bir de şey var: Neeemiş?
4. Dizi için müzik grubu mu? O da olur!
Leyla ile Mecnun her şeyiyle diğer dizilerden farklı bir yapım derken ciddi anlamda her şeyini kast ediyorduk. Genellikle dizilerin müzikleri oyuncularla hiç alakası olmayan belirli birkaç müzisyen tarafından yapılır. Ancak Leyla ile Mecnun’da durum biraz daha farklı. Dizinin sevilen oyuncuları tarafından kurulan Leyla The Band adında bir de müzik grubu var. Üstelik öylesine kurulmuş bir grup da değil. Baya baya konser falan verdiler. Gitmedin mi yoksa?
5. Karakterlerin samimiyeti!
Leyla ile Mecnun izlerken her karakterin o an sizin yan koltuğunuzda oturduğunu hissedebilirsiniz. İsmail Abi, Mecnun, Yavuz, Erdal Bakkal ve diğerleri. Diziyi izledikçe hepsine ayrı ayrı sarılasınız gelmiyorsa bizden değilsiniz! Mecnun’un tembelliği, İsmail abinin saflığı, Erdal Bakkal’ın dansı, Yavuz’un romantikliği… Hepsini ayrı ayrı özlüyoruz.
En çok da şeyi: ”İsmail abi -Hoop!”