tds_thumb_td_300x0
Gülperi 2. Bölüm: Çaresizlik

İlk bölüm Bedriye’nin annesini bırakıp, Yakup Taşkın’ın yeğeni Ali ile kaçması ve Gülperi’nin de çaresiz bir şekilde arabanın arkasından koşmasıyla bitmişti. 

Yeni bölümün ilk sahnesi tüm bu olanlara tamamen bir tesadüf sonucu şahit olan avukat Kadir’in Gülperi’nin yanına gelip ona destek olmasıyla başlıyor. Zor durumda yine ilk yanında olan Kadir, hemen çözüm bulmaya çalışarak, Gülperi’nin kızını bulmak için yollar arıyor. 

Bu sırada diğer tarafta Kadir’le sorunlarını artık gizleyemeyen Şeyma ağlarken kızına yakalanıyor ve Kadir’in onu üzdüğünü söylüyor. Büyük ihtimalle istediği sadece sorunların altından kalkamadığı için sığınacak bir omuz ve destek. Böylece kızları Artemis için yarattıkları mutlu karı koca tablosu imajı tamamen yıkılıyor.

Annesinin ağlama sebebini öğrenmek isteyen Artemis, babasının sorunları olduğunu kabul etmesi ve bu sorunları kaldırmak için birlikte terapiste gittiklerini öğrenince rahatlıyor. Bu dizide sanırım en çok sevdiğim olay bu baba kız ilişkisi. Kadir geçen bölüm gibi bu bölüm de ne olursa olsun anlayışlı, hep orta yolu bulmaya çalışan ve kızına çok fazla değer veren bir baba karakteri gibi karşımıza çıkıyor ve seyirciden tam not alıyor. 

Bedriye’nin Ali ile kaçmasına sesini çıkarmayan Hasan yine Gülperi ile zıt tarafta yer aldığını gösteriyor. Gülperi’nin yaşadığı hayatı küçümseyerek, annesine karşı acımasız olmaya devam eden Hasan, izleyiciden bu bölüm de düşük not alan karakterlerden biri oluyor. 

Bedriye’nin Ali’ye verildiği haberini alan Kader’le annesi arasındaki konuşma, bizi Ali karakteri hakkında bilgilendiriyor. Ali’nin daha önce nişanlandığını ve nişanlısını sakat bıraktığını öğreniyoruz. Yani Bedriye’nin annesinden kaçmak için sığındığı yeni yuvası hiç de beklediği gibi güvenli değil hatta bölüm sonlarına doğru bu gerçekle yüzleşmek zorunda kalıyor Bedriye. Kader, ilk başta hem annesine hem babası Yakup beye itiraz etse bile bu konuda hiçbir şekilde etkili olamıyor ama burada seyirciye verilmek istenen mesajı aldığımı düşünüyorum. Kader çocuklara 2 yıl “annelik” yaparak, onların asıl annesi olduğunu iddia edip, Gülperi’yi hep kötülüyordü. Bedriye’nin Ali’ye verilmesine ilk başta itiraz eden Kader bir gün sonra Bedriye’nin yakınında olacağı fikrine ve en önemlisi Bedriye’nin Gülperi’nin yanına gitmeyeceği fikrine öyle bir kapılıyor ki, kendine anne diyen bu kadın, Gülperi’nin anneliğini kötüleyen bu kadın, Ali’nin Bedriye’ye zarar vereceğini bilse de bu duruma sessiz kalıyor ve Bedriye’yi de onunla evlenmek konusunda cesaretlendiriyor. İşte Gülperi ve Kader arasındaki en büyük farklardan biri tam burada ortaya çıkıyor. Bir taraf fazlasıyla bencil olduğu halde, diğer taraf kendini çocukları için feda edecek kadar büyük bir sevgiyle bağlı onlara. Bu yüzden Gülperi’nin anneliği her şekilde tam not alıyor seyirciden. 

Bedriye’yi bulmak için Taşkınhan’a geri dönen Gülperi ve çocuklarını, Kadir yalnız bırakmıyor. Döner dönmez Taşkınların kapısına dayanan Gülperi’yi, Yakup Taşkın karşılıyor. Hasan ve Can, Taşkınların konağında kalmayı seçerken, Gülperi Kadirle birlikte kızını aramaya devam ediyor. 

İfade için çağrılan Hasan, annesi yerine Taşkınların tarafında yer alıyor yine ve Ali’nin Bedriye’yi kaçırmadığını söylüyor. Hasan karakteri ne kadar öfkelendirse de, Burak Dakak’ın oyunculuğunun kendi jenerasyonuna göre çok iyi olduğunu söyleyebilirim, geleceğin parlayan oyuncularından olacağını şimdiden gösteriyor. Hasan ve Gülperi’nin konuşması bölümün “umut veren” sahnelerinden biri oluyor. Hasan’ın sürekli ters davranıp, sonunda “döv hadi döv” diye çıkışı üzerine, Gülperi’nin “tırnaklarını geçir kalbime, yaralarımı sonuna kadar kanat, yine de seni sevmekten vazgeçmeyeceğim” demesi ve Hasan’ın biran için duraklayıp, diyecek bir şey bulamayıp, hemen kaçmayı seçmesi çok güzeldi.

Artemis’in ortadan kaybolduğu haberi, Kadir’in İstanbula dönmesine sebep oluyor ve Gülperi kızını arama çabalarına tek başına devam ediyor. Ali’nin eski nişanlısının evine giden Gülperi, son bir umut onu birlikte Kaymakam’a gitmek için ikna etmeye çalışıyor. Kaymakam’la konuşma fırsatı yakalayan Gülperi’nin sözleri Ali’nin eski nişanlısının da gelmesiyle değer kazanıyor. Yakup Taşkın’ın Kaymakam’a çağrılması ve bunun Gülperi gibi “basit bir kadın” yüzünden olması onu deli ediyor. 

Bu sırada İstanbul’da Kadir, kızı Artemis’i buluyor. Babasının annesini aldattığını ve onların boşanacağını düşünen Artemis’in içindeki kuşkular yine babası tarafından temizleniyor, hem de uzun bir süre gelmemek üzere. Kızına kendi hikayesini anlatan Kadir, aslında çocukluğunda babasının onu terk ettiğini söyleyerek, yarım bırakıldığını anlatıyor ve asla kızına bu duyguyu yaşatmayacağının sinyallerini veriyor. Son olarak kızına söz vermesi de bu konuda ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Kadir karakterinin her şekilde babalığı, Gülperi’nin anneliği gibi çok güzel bir şekilde işleniyor.

Yakup Taşkın öfkesini kontrol edememesi üzerine, çarşının ortasında Gülperi’ye şiddet uyguluyor. Bu kısım dizinin en çok desteklemediğim sahnesi sanırım. O kadar kişinin izlemesine rağmen, kimsenin buna müdahele etmemesi, sadece seyirci kalması çok saçmaydı. Taşkınlar ailesi çok güçlü olabilir ama oradaki herkesin insanlığını kaybetmiş olduğu gerçeği ve yarın yine oradaki herkesin Yakup Taşkın’a selam verecek olduğu gerçeği midemi bulandırdı. İzlerken keşke böyle bir sahne hiç yazılmasıydı dedim, bir kadının üzerinde şiddet uygulamadan da bu adamın gücü ve öfkesini göstermenin başka yolunu bulmak mümkündü.

Dizinin güzel sahnelerinden biri daha Can ve Hasan’ın konuşmasıydı. Annesine karşı artık yumuşamaya başlayan Can artık Taşkınlar ailesinin “anneniz sizi sevmiyor” dolduruşuna inanmadığını gösteriyor. Bu yüzden annesini merak ettiğini abisine de belli ederken, Hasan “annen hiç seni aradı mı? aramadı, bir kere geldi mi? gelmedi. Seni merak etmeyeni sen de merak etmeyeceksin” diye itiraz ediyor. Aslında bu itirazında annesine kırgınlığı, ona neden uzak olup da bu kadar ters düştüğünün altı doluyor. Hasan’ın öfkesi ve kırgınlığı gerçekleri öğrenene kadar, büyük ihtimalle annesinin onu ne kadar çok sevdiğini görene kadar devam edecektir. Umarım artık bunu görmeyi başarabilir.

Bedriye’nin Aliyle yalnız kalması ve Ali’nin daha reşit olmayan bir kıza onun rızası olmadan saldırması, gerilimi daha çok yükseltti. Bir bölüm içinde sürekli düğümlerin atıldığını gördük ama tek düğüm bile çözülemedi henüz. 

Ve Yakup Taşkın’ın Gülperi’ye kayınbiraderi Ejder’le evlenmesi karşılığı, Bedriye ile Ali’yi evlendirmeyeceğini söylemesi üzerine bölüm sona eriyor. Açıkcası Gülperi’nin kızının da onunla aynı kaderi yaşamaması için her şeye razı geleceğini düşünüyorum ki yeni bölüm fragmanı da Gülperi’nin tam olarak bu seçimi yaptığını gösteriyor. Yine de bir şekilde bu evlilik olmayacaktır, Gülperi ve çocukları İstanbula geri dönecektir.

Bölümle ilgili sizin de farklı görüşleriniz, eleştirileriniz varsa yorum kısmında bizimle düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!