Gossip Girl Reboot: Z Kuşağı, Karantina ve Yukarı Doğu Yakası!

Hello Upper East Siders! Gossip Girl Reboot ile birlikte bu kez 2021’in Yukarı Doğru Yakası’na hoş geldiniz! Değişmiş buldunuz mu? Bizim cevabımız hem evet, hem hayır. Evet çünkü jenerasyon değişti. Hayır çünkü, hala bildiğimiz New York skandallarına uyanıyoruz ve karakterlerimiz ve hikayeleri yine pek bir tanıdık ve pek bir sevdiğimiz yerden.

Çekileceği haberlerinin çıktığı ve castının oluşmaya başladığı günden beri dikkatleri üzerine toplayan hatta eski tadı vermeyeceği için çokça eleştirilen Gossip Girl reboot sonunda HBO MAX ile yayın hayatına başladı. Açık olmak gerekirse, castı gördüğümde ben de yeniden çekilmesini gereksiz bulanlardandım. Gossip Girl’den ziyade, Elite’in başka bir versiyonu geliyor gibi duruyordu. Ancak, dizi daha ilk bölümden Gossip Girl bloğuna ve orijinal karakterlere yaptıkları göndermelerle gönlümü fethetmeye başladı. Karakterleri de genel olarak sevdiğimi söyleyebilirim. Hepsi kendi kuşaklarının özelliklerini taşıyan, tatlı-sevilesi karakterler diye düşünüyorum.

Dizide bu ‘kuşak’ ayrımına da güzel değinilmiş. Karantina ve 1 yıl süren zoom dersleri sonrası okula dönüşten başlıyor dizimiz. Yukarı Doğu Yakası’nın yanı sıra Z kuşağı ve karantina da önemli rol oynuyor dizide. Orijinal Gossip Girl’de öğretmenleri pek fazla görmezdik, çünkü kendilerinin de ifade ettiği gibi öğretmenlere ve akademik başarılarına önem veriyorlardı ve bu konuda çoğunlukla saygılılardı. Şimdi ise yine dizide de ifade edildiği gibi ”makyaj tüyosu paylaşarak zengin olmak varken okulu kim takar ki?”

Yukarı Doğu Yakası’nın Yeni Influencerları

Tabii ”blog” dönemine göre orijinal kadro da bir anlamda influencerdı. 🙂 Ama sosyal medya ile her şey daha da değişti tabii. Aradaki farkı dizi de diyaloglar ile ele almış. Orijinal Gossip Girl karakterleri her ne kadar varlıklı olsalar da, kendileri bir yerlere gelmek için sürekli çalışırlardı da. Blair’in staja kabul edilmek için neler çektiğini görmüştük. Serena sürekli farklı işlerde çalışırdı. Akademik yaşamları ve iş kaygıları önemli yer tutardı dizide. Chuck’ın liseden, Serena’nın üniversiteden atılma noktasına gelmişliği de vardı. Öğretmenler, öğrencilerden üstündü.

Şuan ise başrollerden Julien’ın en önemli kaygısı influencerlıkta başarılı olmak ve takipçi kaybetmemek. Ki dönemin böyle yürüdüğü düşünülürse özellikle Yukarı Doğu Yakası’nda o kadar magazinsel yaşayan gençlerin, influencerlık yapmaması mümkün değildi. Dizi Z kuşağının yaşamına, beklentilerine çok güzel adapte edilmiş.

NEW YORK, NY – MARCH 11: Eli Brown, Savannah Smith, Zion Moreno, Jordan Alexander, Thomas Doherty, Emily Alyn Lind and Evan Mock are seen at the film set of the ‘Gossip Girl’ TV Series on March 11, 2021 in New York City. (Photo by Jose Perez/Bauer-Griffin/GC Images)

Öğretmenlerin, özel okullarda öğrencilerin zorbalığına uğraması ve hatta işten kolayca atılmaları da dizide değinilen sorunlardan biri. Yani 2009 Gossip Girl’ünde okuldan öğrenciler atılırdı öğretmenler değil. Hatta yıllar sonra Gossip Girl fikri de buradan doğuyor. Öğretmenler, öğrencilerin her şeyin yanlarına kar kalmayacağını göstermek ve ders vermek için Gossip Girl’ü yeniden başlatmaya karar veriyorlar.

Tabii Gossip Girl, skandalları sıradan bir şekilde açıklamazdı. Burada da görevi edebiyat öğretmeni devralıyor ve roman yazarı Dan Humphrey‘imiz gibi güzel bir dış ses anlatımı sunuyor dizi. Tabii yeniden Kristen Bell‘in sesini duyuyoruz bu anlatımda da. Dizinin en cezbeden noktalarından biri, özlediğimiz ses, özlediğimiz anlatım.

Peki Karaktelerde Tanıdık Hikayeler Var mı?

Tabii ki var; öncelikle Srena ve Blair’in hem yakın arkadaşlığından hem de aralarda ortaya çıkan kıskançlık savaşlarından beslenen Gossip Girl, burada da benzer bir ikili olarak Zoya ve Julien’i seçti. Zoya ve Julien, üvey kardeşler ve Serena ile Blair gibi çok yakın akadaşlar. Ancak aralarında bazen güç ve kıskançlık savaşı çıkabiliyor.

Burada da Julien biraz daha Blair, Zoya ise biraz daha Serena rolünde gibi sezdim.

Çiftlere gelince; Audrey ve Max hem dış görünüm hem de karakter olarak inanılmaz derece Chuck ve Blair enerjisi veriyorlar. Bu ikili ile yeni bir ”Chair” yaratmak istediklerine yemin edebilirim. Ve bu durum çok hoşuma gitti.

Zoya ve Obie ise Dan ve Serena çiftini andırıyorlar. İkisi de diğerlerinin yanında daha ”sıradan” yaşam seçiyorlar. Zoya, topkı Dan gibi daha sıradan bir yaşamdan geliyor ve burslu okuyor. Obie ise, varlıklı bir ailede olmasına rağmen gösterişten hoşlanmıyor, daha farklı değerleri var. Obie ve Julien ise bir zamanların Nate ve Blair’i gibiler bir yandan da. Ezelden beri sevgililermiş ama neden olduklarını kendileri de bilmiyorlar. Dışarıya karşı güzel göründükleri için sırf. Zoya’nın ortaya çıkması ile birlikte o göstermelik ilişki de bitiyor.

San ve Serena tarafı, Gossip Girl’de en az ilgimi çeken olaylardandı. Burada da o rolü Zoya ve Obien üstlenmiş. Benim gözüm yeni Chair’im diyebileceğim Max ve Audrey ikilisinde! Julien, Zoya ile olan durumunda Blair havası verdi desem de Audrey hem fiziksel hem de aile hikayesi açısından en Blair’e benzeyen karakter gibi duruyor. Yine modacı ve kötü boşanma geçiren bir anne baskısı altında bir hikayeye doğru açılıyoruz Audrey ile.

Yeni Bir ”Chair” Doğuyor!

Burada, toksik bir çıkış olarak kendine Max’i seçiyor gibi. Max’in hikayesinde de bi ”Bart Bass” travması çıkar mı henüz bilmiyoruz. Şuana kadar onda da Chuck’a dair gördüğümüz en büyük benzerlik yine dış görünüm, aynı çekici tonlamalar ve de aynı umarsızlık.

Özetlemek gerekirse, yeni bölümleri heyecanla bekliyor, Gossip Girl tutkunlarına 2021 versiyonu için de şans vermelerini öneriyorum. Tabii ki, orijinalinin yeri çok başka. Blair Waldorf’un sadece iğnemelerinden bile ayrı dizi çıkar. Ama reboot’u da 2021 dizisi olarak değerlendirdiğimizde, güzel bir uyarlama olduğunu düşünüyorum. Gossip Girl’cüler için güçlü bir gençlik dizisi alternatifi doğmuş.