tds_thumb_td_300x0
Geçen Yaz Film Yorumu | Netflix Yerli Yapımlar

Dikkat: Spoiler İçerir

Selamlar. Netflix’in taze filmi “Geçen Yaz“ı konuşacağız bugün. Özet bir şekilde söyleyecek olursam ben filmi beğendim. Özensiz değildi, anlatmak istediği görece basit bir hikayesi var ve bunu çok risk almadan, doğru sınırlar içinde yapıyor. Oyunculuklar fena değil, müzikler güzel, senaryonunsa eli yüzü düzgün.

Baştan sona Deniz’in gözünden takip ediyoruz yaşananları. Ablasıyla atışmalarını, çocuk-ergen muamelesi gördüğü zamanlardan kurtulma çabasını, eskiden abla diye hitap ettiği Aslı’ya olan crushını, annesinin endişeli hallerini..

Film, hepinizin bildiği gibi 90’larda geçiyor ama tıpkı Aşk101’de olduğu gibi, bu durum biraz eksik kalmış bence. Çok ufak detaylar dışında o yılları hissettiren pek bir şey yoktu, ama çok da sıkıntı değil. Cep telefonlarının olmayışı bile günümüzün tatsız kargaşasından biraz uzaklaşmış hissettirdi çünkü. Ayrıca tam o yıllarda gençliğini yaşayanlar için durum belki farklıdır, o yüzden çok kesin konuşmuyorum.

İlk yarım saatin kötü olması dışında, filmin gerisi iyi akıyor. Deniz’in Aslı’ya olan beğenisinin sık sık vücut fokus çekimlerle bize hatırlatılması biraz dandik geldi, bir de dans sahnesi biraz cringe etti ama onun dışında gözüme batan bir şey olmadı. Filmin, diğer yerli Netflix yapımlarından çok daha iyi olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

1990'LARIN YAZLIKÇI GENÇLERİNİN HİKAYESİ: "GEÇEN YAZ" NETFLIX'TE -  ajandakolik

Geçen Yaz tam bir gençlik filmi. O yaşlardaki çocukların alaycı hallerini, girdikleri tripleri, çalkantılı duyguları, kısacası o kanların deli aktığı dönemi güzel bir şekilde anlatıyor. Deniz ve ablası Ebru arasındaki ilişki çok gerçekçiydi mesela. Aslı’ya olan heyecanı, kıskandırma çabası falan da aynı şekilde.

Burak karakterini de sevdim. Yaşadığı “kayıp” sebebiyle yaptığı seçimler var. Hayatı ciddiye almayışını birkaç farklı şekilde gösteriyor bize. Özünde kötü biri olmadığı ise çok açık.

Deniz’in sürekli nesneleri üst üste dizerek sağladığı denge, er geç bir şeyleri yoluna koyacağına mı işaretti yoksa başka bir şeyi mi sembolize ediyordu bilmiyorum ama güzeldi.

Dediğim gibi ben filmi sevdim. İlk 40 dakikadan, olmadı bir saatten sonrası daha güzel tabii. Aslı’ya bazen uyuz olabilirsiniz, ara ara hareketleri utanç verici de gelebilir ama o da sevilmeyecek biri değil. Deniz’e biraz üzülüyorsunuz haklı olarak ama onun da gerek akranlarının yaptığı hareketler, gerekse romantik hisleri açısından oldukça gerçekçi yansıtılması çok güzeldi.

Bir iki detay dışında, film gerçekten hoştu. Önyargıyla başlamıştım ama beni yanılttı. Kağıtla not verme olayı, geç geldin-ben de erkenciyim ama sahnesinin tamamen hikayenin açıklaması niteliğinde olması, baştan sona belirli bir süreci ele alması ve ana karakterin hedefine ulaşması.. Açıkçası tüm bunlar beni tatmin etti, baştaki boğucu havanın sonraları dağılması ise sevindiriciydi. Söyleyeceklerim bu kadar, emeklere sağlık! 🤿

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!