tds_thumb_td_300x0
Flower of Evil 1. Bölüm: Şeytan mı, Melek mi?

-Nasıl biri olduğumu söylemek zorunda mıyım?

-Şu andan itibaren seni daha çok seveceğim. Sana iyi davranacağım. O zaman, sen farkına varmadan her şey değişecek. Gerçek dışı görünen bir şekilde.

Merhaba dostlar. Bugün sizlerin karşısına yeni bir dizi yorumuyla çıkacağım. Moon Lowers dizinden beri başka dizisini izlemeye bir türlü fırsat bulamadığım başarılı oyuncu Lee Joon-Gi’nin son dizisi Flower Of Evil ile.

 

 

 

 

 

 

 

Sevdiğinizi sandığınız, severek evlendiğiniz, aile olduğunuz kişiyi ne kadar tanıyorsunuz? Daha ilk sahnede erkeğin gerçek yüzünü sakladığı, kadının ise (ne zaman öğrendiğini bilmediğimiz) gerçekleri bildiğini, belki de öğrendikten sonra sakladığını öğreniyoruz. Açılış sahnesi tahminim 10. bölüm civarında gerçekleşir ve açıklığa kavuşur. Bu yüzden o kısma hiç girmiyorum.

Kısaca karakterlere değinecek olursak kahramanımız iyi bir eş, iyi bir baba ve bir metal ustası. Kadın ise eşini ve çocuğunu çok seven ve emniyette çalışan bir psikolog.

İlk bölümden anladığımız Baek Hee-Sung (Do Hyun-Soo) psikopat. Suç işleyip sonrasında kimlik değiştirmiş birisi. Psikopatlığı gerçek mi orası meçhul. Psikopat da olsa suçluyu engelleyeyim derken, suç üzerine kalmış olabilir. Bu yargıya, gazeteci ana karakterlerden birisi aracılığıyla ulaşıyoruz. Gazeteci yıllar önce işlenip gerçek katilin bulunamadığı bir dizi cinayet olayını hatırlıyor ve istem dışı bir şekilde o olayla ilgili gelişmeleri merak ediyor. Öte yandan Ji Won’un önerisiyle metal ustası Beak Hee Sung ile görüşmeye gidiyor. Fakat gariptir ki orada, çocukluğunu geçirdiği kasabada adı cinayetle anılan Do Hyun Soo ile karşılaşıyor ve sonrasında gizemli olaylar başlıyor. Bölüm sonu öldürülecek iması verilse de ölmeyeceği aşikâr. Çünkü gazeteci ana karakterlerden birisi. Olayların çözümünde ve gerçek suçlunun bulunmasında gazetecinin fazlasıyla yardımı olacağı kanaatindeyim.

 

 

 

 

 

 

 

 

Kadın tarafından bakarsak eğer; en büyük şoku Cha Ji -Won yaşayacak gibi. Çünkü adam, geçmişinden de kurtulmak istediği için belki de “Ji Won kendisine gösterilene inanır” diyerek kadının kendisine inanması için bayağı bayağı başka karaktere bürünüyor. Geçmiş deneyimlerden anladığım kadarıyla kadın gözlemlediği olaylardan çıkarak, bu kadar mükemmel bir insanın olamayacağı çıkarımında bulunacak ve kendisine gösterilenin dışında perde gerisinde olanları da fark edecek. Konu, kadının yalanlar üzerine kurulmuş hayatıyla ilgili anladığım kadarıyla. Bölümü kısa bir cümleyle özetleyecek olursak şöyle bir soru sormamız gerek; sana sunulan hayat ya gerçek değilse?

Senaryonun kilit noktası elbette anne oğul ilişkisi. İlk sahnede her ne kadar anne çok çok kötüymüş gibi görünse de ilerleyen bölümlerde sürpriz yaşayacağız gibi bir his var içimde. Başlarda anne, oğluna karşı baskınlık kurmuş gibi görünse de şimdi oyunun kurallarını Beak Hee Sung koyuyor gibi. Bunun yanı sıra geri planda duran baba figürü de var. Babanın da bu zincirde önemli bir halka olması muhtemel. Daha önümüzde çok bölüm var. Bakalım bizleri ne sürprizler bekliyor.

 

 

 

 

 

 

 

Bir ev düşünün ki yuvanız, korunağınız, sizi kötülüklerden koruyan kaleniz. Peki düşmanınız içerideyse kale ne işe yarar? Son sahnenin ev ile sonlanması pek manidar geldi bana. Bodrum katı da sayarsak üç katlı bir yapı. Üç farklı karakter gibi. Birinci kat sevdiğinizin genele gösterdiği yüzü, üst kat size gösterdiği/görmek istediğiniz yüzü, bodrum kat ise kendine gösterdiği yüzü. Geçmişini, anılarını, günahlarını bir sır gibi sakladığı kilitli sandığı… Bakalım ilerleyen bölümlerde kilitli sandıktan neler çıkacak?

Dizi genel itibariyle beni çekti. Oyuncu kadrosu, başrol çiftler hepsini sevdim. Bundan sonra da merakla takip edip sizler için yorumlamaya çalışacağım.

Gelecek bölüm yorumumda buluşmak üzere kalın sağlıcakla…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!