Başrollerinde şimdinin evli çifti Miley Cyrus ve Liam Hemsworth’un bulunduğu 2010 yapımı bir film. Sanıyorum ki, 10-12 kere izledim. Evet, çok iyi bir film olmayabilir ama bir MiAm shipper için mükemmel bir film. Ayrıca konusu da fena sayılmaz, genel olarak aşk ve baba-kız ilişkisi anlatılıyor.
Ronnie adlı asi bir kızımız var filmde. Ronnie ve kardeşi, annesiyle beraber yola çıkar ve Ronnie’nin babasının evine giderler. Ronnie, kendisi ve kardeşini terkedip giden babasına yıllardır kızgındır. Sahil kıyısında bir kasabada oturan babasının evinden çıkar ve gezmeye başlar. Tam festivale denk gelmiştir ama hiç o havada değildir. Dedik ya, kızımız bir yabani. Önce Will ile tanışır, bu genç adam onun için sadece bir yaz aşkı olarak kalmayacaktır.
Daha sonra Blaze ve onun erkek arkadaşı Marcus ile.. Will, kızımızın üzerinde milkshake döktükten sonra kendisine giyecek bir şeyler bakarken Blaze ile tanışır. Onunla kısa sürede arkadaş olur ama Marcus’un aklı fikri başka yerdedir.
Ronnie’ye yaklaşır, hem de sevgilisinin önünde! El insaf kardeşim, elindeki ile yetinsene. Yine de Blaze, Ronnie’ye inanmaz ve Marcus’u onun ayarttığını söyler. Yazık.. Blaze’i hiç sevmedim, gerçekten. Çok itici bir karakter olmuş.
Ronnie’nin babası kiliseyi yakan bir kundakçı olarak bilinmektedir. Yani aslında olaylar çok farklı gelişmiştir ama kasabadaki herkes doğruyu bilmemektedir. Jonah ve babası kiliseyi onarmak için pencere yapmaktadır. Babası oğlunu çırak olarak işe almıştır, iyi ki de almış, öğrendikleri işe yaradı.
Bu arada oğlumuz Will bayağı zengin bir aileden geliyor, babasının yüzlerce tamirhanesi var. En iyi üniversiteye gönderilecek ve her şeyin en iyisine sahip olacak bir delikanlı. Ronnie ise üniversiteye kabul edilmesine rağmen, gitmek istemeyen ve babası gittikten sonra derslerde çuvallayan bir kız. Ayrıca çok da güzel piyano çalıyor, filmin adı da buradan geliyor.
Babası akciğer kanseri ve bayağı ilerlemiş durumda. Yazın bitişi geldiğinde annesi Ronnie ve kardeşini almaya geliyor. Ronnie gitmek yerine babasıyla kalmayı tercih ediyor ve kardeşi Jonah annesi ile birlikte evine dönüyor.
Babası Ronnie için bir şarkı besteliyor ama ne yazık ki ömrü ve hissettiği derin yorgunluk bu besteyi tamamlamasına izin vermiyor. Yıllar sonra ilk defa sevgilisinin evinde piyano çalan Ronnie, babası için bu besteyi tamamlıyor ve onarımı babası ölmeden önce bitmiş kilisede çalıyor.
Kısacası bu film; hayatın ne kadar kısa olduğunu ve insanların yaptıkları şeyden pişmanlık duyabildiklerini anlatıyor, bence. Oyuncuları güzel, yapımcısı güzel, müzikleri güzel.. Yayımlandığı zamanın en iyi gençlik filmi olabilir, benim gibi hâlâ izleyenler bilr olabilir!
Filmi izleyip kendinizce değerlendirmeyi unutmayın, sağlıcakla kalın!💗🍓