Eşref Rüya 2. Sezonu ile Geri Dönüyor
Başrollerini Demet Özdemir ve Çağatay Ulusoy’un paylaştığı, ilk sezonuyla gündemi sallayan Eşref Rüya’nın 2. sezon tanıtımı geçtiğimiz günlerde seyirci ile nihayet buluştu.
İlk sezonda dizinin hikayesini öğrenip karakterleri tanımıştık. Daha doğrusu Eşref’i ve ekibini çok iyi tanısak da Nisan’ın hikayesine yeteri kadar girilmemişti. Genelde Nisan ve Eşref’in karşılaşması, flörtleşmesi ve düşmanlarla olan mücadeleleri gibi şeyleri görmüştük. Doğrusunu söylemek gerekirse ben ilk sezonun bölümlerine sosyal medyadan paylaşılan kesitlerden hakimim. Oturup tamamen izlemedim. Her ne kadar aksiyon sevsem de mafya temalı dizi ve filmleri pek sevmem. Dizide 12 yıldır takip edip büyük hayranı olduğum Demet Özdemir, Nisan Akyol karakteri ile olduğundan izlememek biraz zorladı ama ikinci sezonda kesinlikle izleyeceğimi düşünüyorum.
Türk dizilerinin çok sıkı takipçisi olduğum söylenemez. Özellikle dizilerde erkek egemen dünyalar, aldatmalar, kumalar, aşiretler gibi şeyler olduğundan ve güzellendiğinden, kadınların toplumdaki yerinin güçlü bir erkeğin eşi olmak ve çocuğunun annesi olması gibi lanse edildiğinden hepten irite olduğum doğrudur. Sürekli racon kesme peşinde olan Eşref Tek’in tiplemesini sevemesem de Eşref Rüya’yı diğer dizilerden ayıran en önemli şey kadınları aşağılayan hiçbir unsur olmaması. Aksine önem verilmesi ve güçlü mesajlarının olması.

Aslında Eşref’in hikayesi oldukça derin. Karaktere ve hikayesine lafım olmamakla birlikte ben sadece tiplemesinden hoşlanmıyorum. Beni genelde ağır abi tipleri içine çekemiyor. Karizmatik ve havalı bulmuyorum. Biraz zorlama ve kasıntı geliyor. Yoksa derine inildiğinde Eşref çocukluk aşkının başına gelen taciz olayı yüzünden tacizciyi öldürerek çocuk yaşta hapishaneye düşmüş ve feleğin çemberinden geçmiş bir adam. Ne kadar güçlü görünse, ağır abi tavırlarında olsa da kadınlara verdiği değer aşikar ve sert görünümünün ardında çok merhametli bir kalp taşıyor. Eşref aslında gerçekten değerli bir erkek karakter. Aynı şekilde Eşref’i canlandıran Çağatay Ulusoy’un önceki dizilerinde de hiç kadını aşağılayan bir karaktere hayat verdiğini görmedim. Çağatay’ın da iş seçimleri oldukça kaliteli bence. O da genelde hep kadına, çocuğa ve hayvanlara önem verilen işlerde yer alıyor tebrik ediyorum. Zaten dizide Demet ile de gayet uyumlu oldular. İkisi de Nisan ve Eşref karakterini hakkını vererek taşıyor. Gelelim şimdi Eşref’in Rüyası Nisan’a…
Nisan, depremde anne ve babasını kaybettikten sonra kız kardeşi ile İstanbul’da şarkı söyleyerek geçimini sağlamaya çalışan ve hayalleri olan bir ablaydı. İlk sezonda paragöz ve aklı beş karış havada olan kardeşi yüzünden başına gelmeyen kalmamıştı hatırlarsak. Polisler ve mafya çeteleriyle örülü olan çevresinde şarkı söyleyip hayatını geçindirmeye çalışıyordu. Tabii o zamanlar düğünler, kafeler gibi daha küçük ortamlarda canlı performans olarak şarkılar söylerken ikinci sezonda görüyoruz ki Nisan işleri ilerletmiş. Albüm çıkartmış, Times meydanında boy boy afişleri çıkmış, röportajlar yapılmış, fotoğraflar çekilmiş… Anlaşılan o ki Nisan bu sezonda çok daha dişli bir kadın olarak çıkacak karşımıza.

İlk sezonda Demet’in Nisan olarak söylediği şarkılar çok ilgi görmüştü. Özellikle Aşiyan şarkısı Demet’in yorumu ile patlayıp viral olmuştu. Ben Demet’in yaptığı her işi bu kadar parlatmasına bayılıyorum. İlk işinden beri karakter olarak neredeyse hiç tekrara düşmedi. Her türü denedi. Hatta oynadığı dizilerde kafa sesi için stüdyoya girdiğinde sürekli “şarkı söylüyorum” şakası yapıp eğlenirken şaka gerçek oldu 🙂
Tabii bu şarkıları beğenen de oldu beğenmeyen de. Sosyal medyada devamlı “Şu oyuncu olsa daha iyi olurdu” kıyaslamaları döndü durdu. İnsanlar durduk yere kaos çıkarttı sürekli. Halbuki beğenmeyen dümdüz “Bence olmamış” dese yeterliydi. Ya da yorum katmak isteyen lince gerek kalmadan neden beğenmediğini güzel bir üslupla dile getirse de çok yeterliydi. İnsanların nasıl bu kadar nefret dolu olduğunu çözmüş değilim. Umarım bu gereksiz linç ikinci sezonda devam etmez. Çünkü bazen ünlüleri sırf ünlü diye kalpsiz sananlar var sanırım. Kadına gerek fiziksel gerek psikolojik şiddetin hat safhada olduğu şu dünyada kadınlar hakkında yaptığınız güzel paylaşımların arkasında durun ve bunu ünlü ünsüz, sevdiğiniz ya da sevmek zorunda olmadığınız her kadın için uygulayın mümkünse. Çünkü sevmiyor olsanız bile bu saygısızlık yapıp şiddet gösterme lüksünüz olduğunu göstermez.

Öyleyse kendi yorumuma geçeyim biraz da.
Ben Demet’in sesini beğendim açıkçası. Tabii sesine uymadığını düşündüğüm şarkıları da oldu, çok yakıştığını düşündüğüm de… Mesela dizi yayınlanmadan önceki teaserda söylediği “Sen Benim Şarkılarımsın” yorumu efsaneydi. Yetimhane sahnesinde çocukların da ufaktan eşlik ettiği “Küçüğüm” yorumu da gayet iyiydi. Hatta o şarkıda Demet’in 12 yıllık takipçileri olarak bir şeyler anımsayıp gereğinden fazla duygulanmış olabiliriz 🙂
İkinci sezon fragmanındaki Nisan’ın görüntüleri sosyal medyada büyük ses getirdi. Getirmeyecek gibi değildi zaten. Bu konuda emeği geçen dizi ekibini de tebrik ediyorum. Bir Türk dizisi çekilecek, o dizide kadın arkasında bir erkek olmadan güçlü gösterilecek… Türüne rastlanmış bir şey değil.

Belli ki ikinci sezonda işleri ilerletmiş, ünlü bir şarkıcı olarak göreceğiz Nisan’ı. Umarım ikinci sezonda Nisan fragmanda yansıtıldığı gibi güçlü bir kadın olarak işlenmeye devam eder. Ben yeni Nisan’ı tanımak için çok sabırsızlanıyorum. Ayrıca eklemeden geçmeyeyim, ikinci sezon fragmanı öncesi yayınlanan tanıtımda Nisan elinde küçüklük fotoğrafı ile Eşref’i hapishaneye ziyarete gitmişti. O kısım zaten merak uyandırdı ama ben burada Demet’in oyunculuğuna parantez açacağım. Resmen tek bir replik bile söylemeden sadece gözleriyle oynamıştı. Zaten bu durum hak ettiği gibi epey övüldü sosyal medyada. Bence Demet ikinci sezonda Nisan karakteriyle hem sesi hem oyunculuğu ile büyük ses getirecek. Dizi başlamadan maşallahı hazır edelim. Bakalım bu sezon Eşref ve Rüya’sını ne gibi badireler bekliyor?
Diziden reklam almadım bu arada, keşke alabilecek rütbede olsaydım 🙂 Sadece Nisan karakterini izleyeceğim için hissettiğim heyecanı yazıya dökmek için kalkıştım bu analiz yazısına. Zaten bilen bilir, Demet Özdemir’in içinde bulunduğu bir şeyi övmem için reklam olmasına gerek yok. Demet dedim mi bende akan sular durur. İşine olan, sevenlerine olan saygısı bambaşkadır. Seçtiği işler de övülmeye değerdir.
Okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Sağlıcakla kalın.


