Demet Özdemir ve İbrahim Çelikkol’un başrollerini paylaştığı, Tv8’in yeni dizisi Doğduğun Ev Kaderindir, ekranlara merhaba dedi ve ilk bölümüyle reyting listlerine kötü olmayan bir giriş yaptı. Peki dizi nasıl, ilk bölümde neler izledik ve ne düşünüyoruz?
Öncelikle, dizi başlamadan önce çift çekimleri geldiğinde de çoğunluğun düşündüğü gibi Demet ve İbrahim beklenmedik şekilde uyumlu olmuş. Ayrıca Erkenci Kuş’u uzunca süre takip etmiş biri olarak, Demet Özdemir’in oradaki tiplemesinen ve Sanem’den tamamen kurtulduğunu söyleyebilirim. Zaten ben kendisini her zaman daha ciddi roller ve duygusal haller/sahnelerde görmeyi seviyorum.
Sadece karakter ve tavır olarak değil, görsel anlamda da Zeynep’ten memnun kaldım. Giyinişi, saçı ve makyajı, kısacası genel anlamda duruşu hoş. Hikayeye gelecek olursak, ortada biraz zorlama bir akış olduğu aşikar ama bu göz ardı edilebilir. Sonuçta bu bir dizi, konuya zaten hazırdık ve ilk bölüm olması da bazı şeyleri tetikliyor ama, izleyici olarak en önem verdiğim şey duygunun bize geçmesi olduğundan bu konuda eksik buldum.
Kötü babayı canlandıran kişinin sahneleri çok düşük, anne de yeterince iyi değildi bu yüzden başta izlediğimiz ve ilk bölüm için büyük önem arz eden, hikayenin çıkış noktası sayılacak geçmiş sahnelerinden gereken etkiyi alamadım.
Bazı noktaların eksik kalmamasına sevindim. Çünkü ilk baş bu kız kaç senedir mahalleye gitmiyor, ailesiyle görüşmüyor mu, ilişkileri ne düzeyde, yeni ailesi onu tamamen koparmış mı, tavırları nasıl gibi soruların cevaplanması önemliydi. Yine de bazı kısımlar güzel doldurulmamıştı. Zeynep’in hayali avukat olup annesini kurtarmak şeklinde gösterildi ancak bize sunulan şeyde bu hava hiç yoktu. Annesine olan bağlılığını ya da beklediğimiz duygu yüklü anları pek göremedik. Oralar biraz karışık anlayacağınız.
Doğum günü partisinde sevgilisine tam annesi olduğunu söyleyecekken kadının durdurup engellemesi üzücüydü. Etkileyici bir an olarak planlanmış belli ama dediğim gibi, dizinin hiçbir anı ne yazık ki bana geçmedi. Sıkılmasam da, pek keyif almadan izledim aslında.
Emekleri kesinlikle takdir etmekle birlikte, tamirhane ahalisi ve Mehdi’nin annesinin evindeki sahneler çok çok zorlamaydı. Önemsiz bir detay olsa da, son derece başarısız bir oyuncuyu içinde barındırması da cabası. Hem içerik, replikler, hem de oyunculuk anlamında zayıf, yine isteneni vermeyen ortamlardı benim adıma.
Demet Özdemir’in karakterinin şimdilik gördüğüm kadarıyla, sakin bir yapıda olmasını sevdim. O duruşun ona yakıştığını düşünüyorum. Mehdi de biraz önyargılı ama iyi kalpli, sahiplenici bir adam. Aralarında yaşanacak aşk umarım keyifli, bağlayıcı olur.
Hikayenin birçok anlamda tahmin edilebilir olması kimisi için belki iyidir ama benim gibi sürprizleri seven, düşündürücü içerik/olay örgüsü tercih edenler için pek değil. Ben dizinin bundan sonraki bölümlerine zaman ayırmayı düşünmüyorum. Genel izleyici ne kadar sever, izler henüz belli değil. Önümüzdeki günlerde göreceğiz.