tds_thumb_td_300x0
Çukur’da Nerede Kalmıştık?

Yeni Sezon fragmanları ile trend listesinde 1. Sıradan düşmeyen ve 24 saat dolmadan 1 milyon izlenme sayılarını geçen Çukur’un yeni sezonu ve kadroya dahil olan yeni isimleri sabırsızlıkla bekleniyor. 17 Eylül Pazartesi günü yeni sezonun ilk bölümü yayımlanacakken sezon finalinde ne olup bitti hatırlayalım hemen! 32. Bölümün son sahnesinde Selim’in babası ile yüzleşmesi ardından Çukur’un bütün tapularını ele geçirmişti. Baba sevgisi görmeyen Selim babasına iki seçenek sunmuştu. Ya Çukur’un babası Çukur’dan gidecek? Ya da Çukur elden gidecek/ti!

 

İdris tabi ki seçimini kendinden yana kullanmıştı.

Koçavalı ailesi bu olaylardan sonra Çukur’dan uzak bir yere gitmişti. Bundan sonra mutlu olacaklarını düşünürken başlarına gelecek felaketin farkında değillerdi henüz!

 

Vartolu ve Selim Çukur’un başındaydı. Çukur’u da devirdiler, kralını da. Ama ne yazık ki iki evlat da mutlu değillerdi. Çünkü istedikleri bu değildi sadece kendini babalarına “İşte, ben buyum! Ben güçlüyüm!” izlenimini vermek içindi.

 

Vartolu Sadettin Paşa’yı ele geçirip intikamını alacaktı. Ta ki, Sultan anamızın Saadet’in hamile olduğunu öğrenip evden kovmasıyla ve Saadet’in yüzsüz bir şekilde Vartolu’ya hiçbir şey olmamış gibi geri dönmesi ile Vartolu’nun bunu öğrenip Paşa’yı bırakıp öylece ona koşması ile intikamını almadan öylece bırakmasına kadar.

 

Salih, Medeti de yanına götürerek Saadet ile Erbaa’ya giderek mutlu bir şekilde yaşamaları için Çukur’dan uzaklaştılar. Salih Saadet ile, Yamaç Sena’nın iyileşmesini bekleyerek Selim’de Koçava konağında ailesi ile kalmıştı. Üç kardeş de hayalkırıklığıyla mutsuzdu.

 

Nazım-Emrah? Unutur muyum o sahneyi! Hani derler ya, “Kardeşler arasında yapılan kavganın kazananı olmaz.” diye… Olmadığını, iki kardeşlerinin birbirlerinin nasıl sonunu getirdiğini net bir şekilde izledik.

 

Vee… Benim en en en sevdiğim sahne… Selim’in sahnesi oldu. Celasun/Akşın düğününe Ayşe ve Karaca’nın da gitmesi üzerine evde tek başına kalan Selim Koçavalı… İdris ve Sultanın evlatlarından olan Selim… Evlat ama hiçbir zaman evlat muamelesi görmeyen Selim… Çocuklarının arasında anne, babasını en çok seven,ama hiç sevilmeyen Selim… Aynı çatı altında, aynı sofrada olup anne, baba sevgisine, desteğine muhtaç olan evlat… Bir kere bile kararına destek verilmeyen evlat… Ezik, korkak, zayıf tabirleri ile küçültülen evlat… Bunlara rağmen “Güçlü” olduğunu göstermeye çalışan Selim…

Ah, say say bitmez. Evdeki bütün odaları gezip, aklına gelen bütün anılarla çatıya çıkıp intihar etmesi… Beni çok derinden etkiledi. Bundan birkaç gün önce bir video yapmıştım. ‘Sen Selim olmayı nerden bileceksin?’ adlı. İzlemeyenler için o sahnedeki sözleri sizlerle paylaşacağım. “Sen Selim olmayı nerden bileceksin? Benim her günüm kendimi ispatlamakla geçti, her Allah’ın günü! Annen sana hiç dedi mi? Biz seni istemiyorduk, piyangodan çıktın sen. Kahraman’ın gölgesinde büyümek nedir bilir misin? Babamın bakışlarını yakaladın mı hiç, bu çocuk niye böyle oldu diye? Sana bakarken? Selim olmak bu işte…” okurken diken diken olan tüylerime hakim olamıyorum. Babasına, ‘Ben gökten inmedim. Ben de senden geldim. İnsan sırf bunun için sever evladını be…’ demesi kulaklarımdan çıkmıyor. Bir evlat ne kadar çaresiz ne kadar “sevilmek” nedir duygusunu annesi, babası tarafından bilmiyorsa, hissetmediyse Selim de o kadar derinden hissedip yaşadı işte. Ah benim canım Selim’im… Anne, baba sevgisine, muhtaç, hasret kalan Selim’im… Senin gitme zamanın bu zaman değil! Daha “Güçlü.” biri olarak anne, babana gösterip gerçekten sevildiğini göreceksin. Gitme zamanı değil bu…Bu kadar eksik, hasret kalamazsın…

 

 

Celasun ve Akşın’ın düğünü başlamıştı. Herkes mutlu bir şekilde bir araya gelmişken, (Selim ve Salih hariç) mutlu bir şekilde halay çekmeye başladılar bile!

 

 

Ta ki birileri onlara saldırana dek! Saldıranlar da kimdi? Neyin nesiydi? İdrisin’den tut Karaca, Meke, Akşına kadar bütün aile taranmıştı. Düğüne sonradan gelen Yamaç’ın ailesini yerlerde vurulmuş bir şekilde gördü. Akılını yitirmesi an meselesiydi, ki haklıydı.

 

Keza, saldıranların aynı sırada Salih’e saldırmaları ile Saadet’i kaçırmaları ve Medet’i vurmaları ile Salih’in de aklını yitirmesi an meselesiydi.

 

 

Çukur elden gitmişti. Çukur mahvolmuştu.

Yamaç’ın son sahnelerde Çukur dövmesi yapması sonrasında yıkık, dökük bir yere gidip Vartolu’nun yanına gitmesi ile herkese bir şok daha yaşatmıştı. Vartolu’nun “İşte buradayım. Öldür beni haydi.” demesindeki pes edişi beni çok üzmüştü. Özellikle, “En son bana Allah  belanızı versin demiştin. Bak ne hale geldik.” demesi de aynı şekilde. Ve! Yamaç’ın, “Seni öldürmeye gelmedim! Ölün bir işime yaramaz. Bana canlı lazımsın!” demesi ile hepimize bir şok etkisi yarattı, farkındayım… “Çukuru kurtarmaya gidiyoruz. Ya öleceğiz! Ya alacağız!” deyip elini Vartolu’ya uzatması, mükemmel bir şok ve mutluluk yaşattı diyebilirim, kabul ediyorum. Sezon boyunca birlikte iş yapmalarını beklemişizdir. Ve çok güzel bir şekilde değdiğine eminim, bu şekilde. Beraber yürüyüp birlikteliğe adım attılar.

 

 

Sezon finali bu şekilde son bulmuştu. Yeni Sezona saldıran kişilerin Karakuzular olduğunu ve bu çete liderlerinin Çeto (Erkan Avcı) Mahsun (Berkay Ateş) olduğu öğrenildi. Yayımlanan fragmanda iki liderin de psikopat lider olduklarına şahit olduk. Bunun yanı sıra 33 bölüm boyunca adı geçen ama göremediğimiz büyük abi Cumali Koçavalı’yı Necip Memili’nin efsane rolü ile sonunda izleyeceğiz. Onun da psikopat bir abi olacağından hiç şüphemiz yok..

 

 

Yeni sezona kadroya dahil olan başarılı isimlerle, heyecanlı, bol aksiyonlu ve bizleri derinden etkileyen sahnelerin olduğu bu güzel dizi, güzel bir şekilde sezon finali yaptı. Hatta “klişe” diyemeyeceğimiz ve teori yapamayacağımız bir şekilde bitmiş oldu. Yeni sezonun ilk bölümü 17 Eylül Pazartesi saat 19:00’da Show TV’de!

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!