İlk yazısını biriciğimiz Arthur’a hazırladığım serinin ikincisini okuyorsunuz bugün. Orijinal adıyla The Bellflower Bunnies, yerli tvmizde ise Uzun Kulak Ailesi olarak hatırlayacağınız o müthiş çizgifilmden bahsedeceğiz. Tabi ben omg it was so… diyip ağlamak üzere olan modumu kapatabilirsem. Gerçekten bizim zamanımızdaki işler o kadar keyifliydi ki, yalnızca çocukluğun verdiği heyecanla bu kadar beğendiğimi/zi düşünmüyorum asla. Bizim zamanımız ifadesi de canımı acıttı, 50 yaşında değilim ama yine de bu kadar büyümüş olmak ve genel olarak yetişkinlik biraz tadımı kaçırıyor yalan yok. Neyse, konumuza dönelim. 😂
Sımsıcak bir aile evi ve orada yaşayan çocukların maceralarını izliyoruz Uzun Kulak Ailesi’nde. Her biri şirin mi şirin karakterler, hiçbir toksiklik barındırmayan ilişkiler ve dolayısıyla birçok çocuğun zevkle izleyebileceği -artık çocuk olmayanların da tabii- aşırı tatlı, masalsı bir anlatım.
Müthiş kıyafetler, eğlenmenin binbir türlü yolu ve her şeyden önemlisi inanılmaz cozy bir atmosfer. 😭 Cidden bizim jenerasyonun sonraki nesle aktarması gereken onlarca şeyden bir tanesi kesinlikle bu hazineler.❤ 2001 yılında yayına girip 2008’de sona eren bu güzel işin Youtube’da çeşitli kanallarda mevcut olduğu bilgisini de paylaşıp sizi serinin ilk yazısıyla ya da çocukluk hayallerinizle baş başa bırakalım..