Game of Thrones, futbol kulübü yönetseydi…

Birbirini yemeye hazır kardeşler, güç savaşları, entrikalar, sadakat testleri ve dram… Hayır, Game of Thrones’tan bahsetmiyorum. Bu Club de Cuervos, futbolun taht oyunları! Futbol temalı bir dizi deyince aklınıza ne geliyor? Sahada ter döken oyuncular, motivasyon konuşmaları, sonunda hep kazanan takım mı? Peki ya bunların yerine kulüp binasında dönen oyunlar, kardeşler arası miras kavgaları, disiplinsiz futbolcular, bolca komedi ve ego çatışmaları gelse? İşte Netflix‘in Meksika dizisi Club de Cuervos, tam olarak o dizi. Her ne kadar Meksika dizisi olsa da her sahnede içinizden ”bizim kulüplerde de bunlar yaşanıyor” diyeceksiniz. Çünkü futbol evrensel, yönetim skandalları da öyle. Bu yazımda ise Club de Cuervos evreninin hem absürt komedisini hem de derin yapısını masaya yatırıyorum. İyi okumalar.
Her şey Cuervos takımının başkanı Salvador Iglesias’ın vefat etmesiyle başlıyor. Başka bir dizi olsaydı, saygı duruşu ve cenaze ile geçerdi ilk bölüm. Club de Cuervos‘ta ise cenaze daha bitmeden miras kavgası başlıyor. Çünkü kulüp ortada kalıyor ve mirasçılar pek de sakin insanlar değil. (Salvador’un vizyoner (!) oğlu Chava Iglesias ve işin ehli, futbolun her zerresini bilen kızı Isabel Iglesias).
Chava Iglesias (Kulüp Başkanı mı? Instagram Influencerı mı?)

Kendisi babasının ölümünden sonra başkanlık koltuğuna oturan, ama koltuğun yöneticilik anlamına geldiğini sonradan fark eden biri. Kulübü pazarlamak, forma tasarımlarını kişisel zevkine göre tasarlamak, futbolculara moral olsun diye onları maçlardan önce gece kulüplerine götürmek gibi yaratıcı (!) fikirleri var. Chava Iglesias bir nevi futbol kulübü başkanı olmakla, PR ajansı yönetmek arasında kalmış modern adam örneği. Genelde (her zaman) işler sarpa sardığında ”ama ben vizyon sahibiyim” diyerek suçu sürekli başkalarına atar.
Isabel Iglesias (Gerçek Patron, Ama Etikete Yazmamışlar)

Isabel Iglesias, futbolun kitabını yazmış ama kimse okumamış gibi. Kulübün altyapısından ekonomisine kadar bilen, babasının ölümünden sonra takımı sırtlamaya hazır ama ”kadınsın sen yaaa” gibi saçma sapan, cinsiyetçi sebeplerle başkan yapılmayan gerçek bir lider. Chava’nın aksine Cuervos takımı için neyin önemli olduğunu bilen, ama ciddiyeti sebebiyle herkes tarafından istenmeyen karakter. İzlerken Isabel’e hem hayran kalıyorsunuz hem de ”birileri artık Isabel’i başkan yapsın artık” diye söyleniyorsunuz.
Dizinin ”Yıldız” Kadrosu

Hugo Sanchez, Chava‘nın sağ kolu, sadık ama biraz… fazla sadık bir asistanı. Her dediğini yapıyor, asla sorgulamıyor. Dizinin gizli kahramanı, her şeyi. Diziyi izlerken içten içe üzülüp aynı zamanda gülmekten yerlere yatıyorsunuz ve ”umarım bir gün Hugo da kendi yolunu bulur” diye dua etmeye başlıyorsunuz. Moises, Cuervos takımının kaptanı. takımı bir arada tutmak için hem sahada koşuyor hem de saha dışında rehberlik ediyor. Chava bir kriz çıkarır, Isabel sinirlenir, medya saldırır ama Moises bir şekilde dengeyi bulur.
Aitor Cardonè, isminden belli olduğu gibi İspanya’dan gelen yıldız bir transfer. Ego deryasında yüzüyor, futbolculuk ile tanrıcılık arasında gidip gelen birisi. Kendi heykelini dikmek isteyebilir. Ronaldo bile mütevazı kalır yanında. Takım için sorun ama izleyici için altın değerinde bir karakter. Ve sürprizlerin kadını Mary Luz… Kendisi dizide hem kafa karıştırıyor hem de olayların merkezinde olan gizli güçlerden biri. Dizi zaten bir anda kaos düzeyini artırıyorsa, Mary Luz bir yerlerde kıpırdanıyordur.
Club de Cuervos, Bir Takımdan Çok Daha Fazlası

Dizi sadece futbol takımını değil; futbolun ertafında dönen medya, taraftar, mafya ve siyaset üçgenini de kurcalıyor. Her sezon adeta ”bu sezon Iglesias ailesinin başına hangi bela gelecek acaba?” diye merakla izletiyor. Oyunculuklar çok başarılı, senaryo zekice ama en güzeli; karakterlerin içi dolu, daha ilk bölümden kendine çeken sıcak yapısı ve aile sıcaklığı…
Futbol dizisi deyip geçmeyin. Club de Cuervos bir futbol kulübü etrafında dönen hayatları, çatışmaları, çılgınlıkları anlatan, zekice yazılmış bir kara komedi. Dizyi izlemek için futbol bilmenize hiç gerek yok çünkü Club de Cuervos, futbolu arka plana atıyor; asıl mesele insanlar, ilişkiler ve kaos. Asıl maç, sahaya adım attığınızda değil, yöneticilik ofisine girdiğinizde başlıyor. Bu dizi, futbolseverler için ayrı, dizi severler için ayrı bir ziyafet. Herkesin farklı bir favori karakteri oluyor. Bir noktadan sonra, kendinizi Cuervos taraftarı olarak buluyorsunuz adeta. Kurgusal bir takım olmasaydı Boca Juniors ve River Plate takımlarını çoktan sollardı (şaka yapmıyorum).
Sonuç olarak Club de Cuervos, eğlenceli, sürükleyici ve zaman zaman duygulandıran bir dizi. Çok ciddiye almadan, keyif almak için bile izlenir. Zaten bu dizinin en büyük gücü de burada; kendi ciddiyetsizliğinin farkında olması.