Challengers Film İncelemesi
Adını, Call Me By Your Name filminden hatırlayacağınız Luca Guadagnino’nun yönettiği Challengers’ın başrollerini Zendaya, Josh O’Connor ve Mike Faist paylaşıyor.
Konusu
Film, yaşadığı sakatlık sonrası tenisi bırakmak zorunda kalan ve koçluk kariyerine başlayan Tashi’nin kendisini içerisinde bulduğu aşk üçgenini konu ediniyor. Tashi, kocası Art’ı ortalama bir tenis oyuncusundan, birbiri ardına turnuva kazanan ünlü bir profesyonele dönüştürür.
Challengers Film İncelemesi
Bu bir spor filmi evet; hikayenin aktığı spor dalı tenis. Yani bir takım oyunu değil, bireysel bir spor. Karakterlerin yolculukları ve çatışmaları da oldukça bireysel. Hırsları, rekabetleri, yenilgileri, zaferleri… Her şey bireysel. Bunca bireysellik ve kırılgan egolar içerisinde süregelen bir aşk üçgenine davet ediyor film sizi. Yani karakterler ve ilişkilerini yorumlarken bu bireyselliği göz ardı edemeyiz.
Elbette bu film için söylenecek çok şey var ama en başında MÜZİKLER geliyor diyebilirim. Temponun düşmemesini sağlayan en temek unsur oyunculukların yanı sıra kesinlikle müzikler. Sahnede çalan müzikler sizi oradan oraya hızla sürüklüyor. Filmi izlemenizden öte yaşamanızı sağlıyor.
Filmin olay örgüsü karmaşık ilerliyor ama yönetmen geçişleri ustalıkla kurmuş. Çoğu yerde zaman akışında karmaşa yaşamanızın önüne geçmeyi başarmış ama bu filmde yönetmenin en büyük başarısı teknikte bitiyor. Öyle bir turnuva izliyoruz ki; kameranın bir tenis topu olduğunu düşünün seyirci olarak sahanın içinde yerden yere vuruluyorsunuz.
Spor evreninin tenis maçı üzerinden anlatılması senaryoya ve diyaloglara da yansımış. Diyaloglar, tenis maçını aratmıyor. Senaryonun tek sorunu çok tahmin edilebilir ilerliyor oluşu. Zaman örgüsü üzerinde oynayıp olayların yerini değiştirseler de filmin nereye gideceğini ve finalini ön görmek zor değil. Yine de oyunculuklar, yönetmenliğindeki ustalık ve temposu size zevkli bir seyir sunuyor.