Captain Marvel Film İncelemesi: ”90’larda Bir Uzay Hikayesi”

Captain Marvel için MCU’nun en güçlü kahramanı olacağı söyleniyordu. Kimisi bu fikri sevdi kimisi karşı çıktı. Fragmanları kimisi beğendi, kimisi beğenmedi derken o gün geldi ve Captain Marvel ile tanıştık.

İtiraf etmek gerekirse başlangıçta fragmanı pek de beğenmemiş, daha doğrusu biraz ”boş” bulmuştum. Fragmanı boş bulma sebebim de ”en güçlü” olacağı söylenen bir karakterin güçlerini fragmanda mantığıma oturtamamam bol aksiyon, savaş ve güç gösterisi ile geçiştirildiğini düşünmemdi. Gereken alt yapıyı ise film size sağlıyor bunu temin edebilirim. Ön yargınız varsa bırakın ve filmi kesinlikle izleyin derim.

Her şey Captain Marvel’ın C-53 gezegenine yani Dünya’mıza düşmesi ve Nick Fury ile tanışmasıyla başlıyor. Sene 90’lar… Nick Fury, o zamanlar hiçbir şeyden habersiz, tek gözünü henüz kaybetmemiş bir SHIELD ajanı. Carol Danvers nam-ı diğer Captain Marvel ile tanıştıktan sonra ise uzaylıların varlığından ve nasıl savaşların döndüğünden haberi oluyor ve uzaylı istilasına karşın bir savunma ekibi kurması gerektiğini anlıyor. Carol’u aramadığı halde bile bulduysa onun gibi özel güçleri olan insanları ararsa bulabileceğini düşünerek Dünya’yı gerektiğinde savunmak için bir ekip kurmaya o zaman karar verdiğini görüyoruz. Eh, hikayenin bundan sonrasını ise biliyoruz Sene 2009 ve Nick Fury, Tony Stark’ı buluyor, onu Captain America The First Avenger izliyor…

Captain Marvel ile geç tanışmış olabiliriz ama aslında Nick Fury’nin ilk ve en eski dostunun o olduğunu görüyoruz. Her şey birbirine öyle iyi bağlanmış ki… Doksanları zaten sevmeyen ve özlemeyen var mı? Filmin doksanlarda geçmesi, düşen uçağın kara kutusunu dinleyeceklerken bilgisayarda ”loading…” diye yüklenmesini beklemeleri, Carol ve uzaylı Scroll’un Dünya’nın bu geri kalmışlığına göz devirmeleri! 🙂

Dünya demişken filmde bir diğer favori repliğim ise şuydu 🙂 

”C-53’e (Dünya) hiç gittin mi?”

”Bir kez gitmiştim. Tam bir bok çukuru.” 

Bir de doksanlı yıllar ”UFO” rivayetlerinin en çok döndüğü yıllardır hatırlarsınız. İnsanların uzaya ve UFO’lara en meraklı olduğu yıllar, o zamanlar bu konuları merkeze alan kült dizi THE X FILES dönüyor ekranda bir yandan. Ve o zamanların uzaylı inanışına uygun yeşil bedenli Scroll’ları Dünya’da izlememiz ayrı bir hoştu. Doksanlarda geçen bir uzaylı hikayesi, konsept olarak daha iyisi olamazdı!

Carol’un nasıl bir fırlama çıktığına, Nick Fury ile nasıl güzel bir dostluk kurduklarına ise asla inanamayacaksınız. Her bir sahnelerinden keyif aldım. Nick Fury’e hiç bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum.

Carol’ın 70’lerde çocuk, 80’lerde büyüdüğünde ise pilot olması. O zamanlarda kadına olan bakış açısının şimdikinden çok daha dar olduğunu düşünürsek, ”bu iş sana göre değil’‘ laflarına iki kat maruz kaldığını düşünmek de çok zor değil. Bu nedenle filmde abartılan bir ”kadının gücü” vurgusu da yok. Günümüzde bile olabilecekken, özellikle yaşadıkları zamana göre Carol’un duyduğu o sözler abartı değil son derece gerçekçi. Üstelik Carol gerçekten de her defasında düşüyor, zorlanıyor ama onu asıl kahraman yapan şey her defasında yeniden ayağa kalması oluyor. Bu da oldukça etkileyici bir sahneydi bence. Kah yenilen, kah yenen ama asıl özelliği asla vazgeçmemek olan, olması gerektiği gibi tam kararında bir kahraman izlediğimizi düşünüyorum.

Carol’un güçlerini kazanması spoiler orayı atlayacağım; ama güçlerinden biraz bahsetmek gerekirse roketleri eliyle durduran, uzaya uçarak gidip gelebilen bir karakter düşünün. Aklınıza Superman geldi değil mi? MCU‘nun Superman’i diyebiliriz Captain Marvel için. Thanos ile savaş çok çetrefilli geçecek!

End credits sahnesini ise sakın izlemeden çıkmayın. Stan Lee‘li açılış sahnesinde ve end credits’te kalbimi bıraktım diyebilirim. Minik bir spoiler verecek olursak end credits, Endgame’e bağlanacak önemli bir sahneden oluşuyor. 

Avengers: Endgame‘de Nick Fury ve Carol’un yeniden karşılaşması için sabırsızlanıyorum. Infinty War’ın son sahnesindeki Captain Marvel çağrısı da bu filmle anlamlanmış oldu. Rahatlıkla söyleyebilirim ki; en iyi ve en keyifli Marvel filmlerinden birini izledik! İzleyin, izlettirin. Bu filmi izlemeden Avengers: Endgame’i izlemek büyük eksiklik olur.