tds_thumb_td_300x0
Brooklyn Nine-Nine Nasıl Bir Dizi?

Bir polis karakolundan ne beklersiniz? Tüm beklentinizi unutun. Çünkü Broklyn Nine-Nine size aklınıza gelmeyen ortamlarda aklınıza gelmeyen şeyler yaşatan bir polisiye-komedi dizisi!

Toplam 4 sezon, 90 bölümden oluşan dizimizin her bölümü çerez niyetine izleniyor. Çünkü bölümler ortalama 22 dakika sürüyor. Böyle olunca da aslında 40 dakikalık dizilere göre elimizde toplam 2 sezon var diyebiliriz. Bu da eğer dizi sizi sararsa maksimum 1 haftada izleyip bitireceğiniz uzun soluklu bir komedi filmini çağrıştırabilir.

Brooklyn Nine-Nine’ın ikinci sezonuna geçmeden önce birinci sezonu genel olarak özetlemek istedim. İlk birkaç bölüm genelde karakterlere alışmaya çalıştığımız, hatta çoğu zaman ısınamayıp bu fırsatı ikinci sezona bıraktığımız bölümler olur. Ama Brooklyn Nine-Nine’da durum biraz farklı. Diziyi çekici kılan sebeplerden biri de bu oluyor zaten. Daha ilk bölümden hatta ilk bölümün ilk dakikalarından (hayır abartmıyorum) karakterlerle iç içe hissediyorsunuz kendinizi. Ve inanın bana o ortamda olmak için çok şeyden fedakarlık edecek konuma geliyorsunuz. 🙂

Brooklyn Nine-Nine’ın Konusu Ne?

Dizi, Brooklyn’in 99. bölgesinde yer alan bir polis karakolu ve bu karakolda çalışan, hepsi birbirinden farklı özellikte dedektiflerin ve karakoldaki diğer çalışanların bir arada yaşadığı komik olayları konu alıyor. Ekip, günlük konuşmalarında ve davranışlarında her ne kadar biraz ‘garip’ olsa da, bir dava üzerine çalışırken birbiri ile uyumlu, hırslı ve oldukça başarılı bir ortam yaratıyorlar. Birnevi Brooklyn Nine-Nine sizi güldürürken aynı zamanda arkadaşlığı, macerayı ve de başarıyı size tattırıyor. Her bölümde farklı bir olayın işlenmesi de diziye ayrı bir renk katıyor.

Brooklyn Nine-Nine Karakter Analizi

Brooklyn Nine-Nine’da her karaktere ayrı ayrı bayıldığımı söylemeliyim. Çünkü kıyıda köşede hiçbir karakter bırakılmadan hepsi o kadar muazzam işlenmiş ki, en sevdiğiniz karakter kim diye sorsalar asla buna bir cevap veremezsiniz!

Jake Peralta

Jake, 99. bölge karakolunun en zıpır dedektifi. Evet böyle, çünkü Jake’i daha iyi tasvir eden bir kelime bulamıyorum. Olaylara farklı bakışı, her zaman enerjik ve şakacı ruh hali ile Jake, karakolu ayakta tutan demir taşlarından biri. Hep böyle anlattım diye Jake’i işe yaramaz biri sanmayın. Çünkü Jake, en zor görevlerin altından bile başarı ile kalkmayı beceriyor. Üstelik işine de tamamen aşık. İş arkadaşı Amy ile sürekli bir yarış halinde olması da onun işine daha da bağlı olmasını sağlıyor.

Yüzbaşı Ray Holt

Karakolun yeni başkomiseri Holt, tam olarak fotoğrafta göründüğü gibi. Sert bakışlı, kuralcı, net ve gey bir karakterimiz. Sert dediysem görünümü öyle, ekine kısa zamanda alıştı ve adeta hepsini çocuğu gibi korumasını iyi biliyor. Gey olmasının sıkıntısını bu zamana kadar çok çekmiş, ama işine düşkünlüğü onu hiçbir zaman vazegeçirmemiş. İşte şimdi de karakolumuzun en üst kademesi konumunda. Seviyoruz seni Holt!

Amy Santiago

Amy ekibin en çalışkanı, en titizi ve kuşkusuz en hırslısı. İşinde iyi bir konuma gelebilmek onun hayattaki tek hedefi. Ve bunun için ne gerekiyorsa yapmaya da hazır. Bu yüzden de sürekli Yüzbaşı Ray Holt’un da gözbebeği olmak için çabalıyor. Aynı Jake gibi o da ikilinin arasında bulunan rekabet konusunda oldukça hırslı. Amy’yi böyle anlatınca çekilmez bir iş arkadaşı gibi durdu ama aslında öyle değil. Hareketleri ve sempatikliğiyle de kendisini sevdirmeyi başarıyor.

Komiser Muavini Terry Jeffords

Terry tam olarak ekibin annesi. Ekibe liderlik yaparken güçlü, ağırlığını koyan kusursuz bir ekip lideri. Ama özel hayatında ise bir o kadar naif, hassas ve düşünceli bir insan. Kızlarına ve eşine oldukça bağlı iyi bir aile babası. Bu baba rolünü o kadar sevmiş ki ekibine de her zaman koruyucu bir şekilde yaklaşıyor.

Gina Linetti

Karakolun sivil bir çalışanı Gina. Yani sahada onu izleyemiyoruz, genelde karakolda masa başında takılıyor. Ne mi yapıyor peki? Bazen kulaklıkla müzik dinler, bazen oyun oynar. Ama ona bir ihtiyaç olduğunda da herkesten önce koşar. Gina, alaycı tavırları ve dobra karakteri ile karakolun olmazsa olmazlarından birisi. Rütbe dinlemeden karşısındaki insanla rahatça konuşmasını izledikçe sizin de favori karakteriniz haline gelecek eminim.

Rosa Diaz

Sen hiç gülmesen de o kadar sempatiksin ki Rosa! Ciddi duruşlu, oldukça zeki, net bir karakter. Ayrıca biraz da acımasız, özellikle insanları eleştirmek konusunda. Söylenilmeyecek bir şeyi pat diye söyleyen biri varsa işte o Rosa’dır. Geçmiş yaşamından ötürü böyle bir karakter olmaya zorlamış kendisini. O böyle mutlu (mutlu derken gülümsemeden bile mutlu yani), biz de onu böyle seviyoruz.

Charles Boyle

Boyle’laşmak kelimesinin ne anlama geldiğini anca yaşayarak anlayabilirsiniz. Boyle kesinlikle çok özgün bir karakter olmuş. Karakolun en ezileni, en itileni, ama en sevilenlerinden de biri. Çok hassas ve düşünceli, özellikle de ikili ilişkilerinde. Rosa’ya da biraz yanık kendisi. Ama Rosa’nın tepkisini tahmin edebiliyorsunuzdur muhtemelen? Ha bir de Boyle, Jake’e tamamen bağlı. Jake öl dese ölebilir kendisi, çok seviyor!

 

Brooklyn Nine-Nine, komedi alanında birçok diziyi sollamayı başaran bir dizi. Kamera çekimi, gülme efektsiz oluşu, karakterlerin tamamının kendine özgü ve farklı oluşu diziyi en tepeye çıkarmaya yetiyor. Eğer farklı, garip karakterlerin arasında gülme krizine girmek istiyorsanız Brooklyn Nine-Nine’ı mutlaka bir deneyin derim! 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!