Hepimizi etkileyen aşklar olmuştur. Kimisi ilk bakışta, kimisi zamanla, dostça bir sevgiden doğan veya nefretle başlayan birçok aşk izleyip sevmişizdir. Bugünlerde çok dikkat çeken bir ikiliden bahsetmek istiyorum. Bizim Hikaye’nin RahDen’i Rahmet ve Deniz ikilisi ilk izlediğimizde aralarındaki kimya ve o gergin elektrik oldukça dikkatimizi çekti. Küçük yaşta kendisini ve kardeşlerini terk eden annesi, varlığı ve yokluğu bir olan babası ve kardeşlerine birlikte bakıp büyüttüğü ablası olan Rahmet. Bir de, hikaye henüz izleyiciye çok yansıtılmasa da, aile tarafından boşlukları olduğu hissedilen Deniz. İkilinin dikkatimizi çekmesinin en büyük nedeni aralarındaki adı konulamayan enerjileri. Sıradan bir nefretten doğan aşk hikayesi olarak görünen hikayenin, açıldıkça aslında çok daha fazlası olduğunu görüyoruz. “Bir hademeyle sevgili olduğum duyulacağına okuldan atılmayı tercih ederim.” diyen Deniz’in, o hademenin aşkını ortaya çıkarmak için bu kadar istek duyması, yine oynadığı küçük oyunlardan biri olduğunu düşünse de Rahmet, aslında bocaladığını kendi kendine koyduğu o duvarın parçalanmaya başladığını gösteriyor. Geçtiğimiz bölüm, gizlice fotoğrafını çektiği Rahmet’in tutku ve öfke ile baktığı kadının kim olduğunu merak edip ısrarla sorması üzerine aldığı Derin cevabıyla hayal kırıklığına uğrayan bakışları o güçlü, vurdum duymaz Deniz’in kırılmaya başlayan kabuğuna işaret. Birkaç bölümdür aslında bu yıkılmaz, umursamaz, ben yanıyorsam herkes yansın tavrının altında çok daha derin şeyler olduğunu hissettik. Bu, kimseden sevgi görmemiş bir kadının tavırları değil; bu, kimseden gerçek bir sevgi görmemiş bir kadının tavırları. Biz zamanla nefretten doğacak bir aşk beklerken, geçen bölümlerde aslında bunun aşkla doğan bir nefret olduğunu gördük. Deniz’den asla karşılık bulamayacağını düşünen Rahmet’in kapıldıkça nefret edip öfkelenmesini gördük. Göremeyeceğini düşündüğü o karşılık yüzünden, ondan uzak durup o tehlikeli duygulardan sonra daha durgun bir ilişki yaşamayı tercih etti. Böylece hem onunla bir ilişki şansını bitirmiş olacak hem de yanında olmaya devam edecekti. Diğer tarafta binevi küçümseyerek kendinden uzaklaştırmaya çalıştığı Rahmet’i kendine layık görmediğini kendi kendine inandırıp, diğerlerinden hiçbir farkı olmadığını yine kendine ispat etmeye çalışan Deniz. Zamanla aralarındaki aşk – nefret ilişkisi ne olur bilinmez ama bu aşk git gide karmaşık ve imkansız bir hal alacak gibi… Sevgiler.
Dökmeye niyetim yok içimi
Zor sığdırdım zaten….
– Cemal Süreyya