tds_thumb_td_300x0
Birbirine Tam Olmak: NazAt
Uzak doğu felsefesine göre, Evrendeki her şey Yin & Yang enerjilerinden türemiştir. “ Yin; kadın-su-hava-karanlık-
durgunluk”, “Yang; erkek-ateş-toprak-aydınlık-devingen” Bu iki unsur aslında birbirinin karşıtı olduğu ileri sürülse de ateşsiz su buz olur. Demek ki her şey birbirinde tam olur.
“SÖZ” dizisi söz konusu olduğunda akla gelen en önemli unsur vatan iken, böylesine bir alıntı ile giriş yapmam biraz şaşırtıcı olsa gerek.
Bu güzel dizide değinilmesi gereken o kadar şey var ki.. İyisiyle kötüsüyle bir diziyi ele almaktan çok, dizinin dikkat çeken ancak ne üzücü ki biraz geri planda kalmış bir kısmına değinmek istiyorum.
Çok yorucu bir gün geçirdiğinizi düşünün. Şu beş dakika da olsa oturmaya, hatta öylece durup dinlenmeye fırsat bulamadıklarınızdan olsun. Tüm o ağırlığı hayali de olsa hissetmeye başladıktan sonra, o günün bitimini, kendinizi dinlenmeye bıraktığınız o ânı hayal edin şimdi. Rahatladınız mı? Üzerinizden kalkan, sizi hafifleten o ağrıyı hissettiyseniz, kuş gibi hafiflediyseniz doğru yoldayız. Bugün size, insanı ağırlıklardan kurtulmuş gibi hissettiren bir çiftten bahsedeceğim: NazAt
SÖZ’ün onca ağır konusu arasında, yüzümüzü güldürmeyi, heyecanlanmamızı, içimizi kıpır kıpır etmeyi başaran; ancak sanırım ben bu yazıyı yazmaya başladığım arefede harcanmaya yüz tutan çifti Ateş ve Nazlı..
Bir birinden farklı, ancak aslında bir birini tamamlayarak bir bütün oluşturan Ateş ve Nazlı..
Kimdir bu Ateş ve Nazlı? Neden Vatan temalı bir dizide, bu kadar sevilen, hatta ön plana çıkan çift onlar oldu? İzleyici onlarda ne gördü? İzlemeyenler onlarda ne gibi şeyler bulabilir? Hadi gelin beraber gözatalım.
Yin. Kadın. Nazlı Korkmaz.

Nazlı Korkmaz dizideki sayılı sahnelerine rağmen, kadın karakterler arasında neredeyse tek aklı başında olmasıyla dikkat çekti.
Nazlı, Yarbay Erdem’in tek evladı. İstanbul’da Konservatuar öğrencisi olan Nazlı ilk bölümde annesi Güler ile beraber babasının görev yaptığı Karabayırda dolaşırken karşımıza çıktı. Ön plandaki karakterlerden biri olmaması, herkes işinde gücünde, yetişkin bir imajdayken Nazlı’nın Üniversite öğrencisi ‘küçük’ bir kız gibi durması karakterin sevilmesine engel olamadı.
Her asker dizisinde  asker yolu gözleyen eş, kıdemli askerin kaçırılan kızı ve ya karısı. Peki neden Nazlı Korkmaz?
Nazlı Korkmaz İstanbul’dan gelmesine rağmen, Karabayır gibi onun yaşındaki birinin hemencecik burun kıvırabileceği bir yere adapte olabildi.
Girdiği bir mağazada eline keman alıp, türkü söyleyen yaşlı adama eşlik de etti, kaçırılmasına, elinde açılan delik yüzünden hayallerine veda etmekle burun buruna kalmasına rağmen karamsar olmadı.
Nazlı’yı Karabayır hayatı boyunca hiç trip atarken görmedik. Biz niye buraya geldik, burası ne biçim bir yer demedi. Saçım bozulur, üstüm başım pislenir demedi. Muhtemelen hayatı boyunca hiç yaşamadığı bir korkuyu yaşamasına, belki de tüm hayallerine veda edecek duruma gelmesine rağmen karalar bağlamadı.
Elini kullanamayacak durumda olmasını iyi bir fırsata çevirdi. Nazlıyı genelde her dizide gördüğümüz ağlak ve bencil karakterlerden çok farklı gördük. Zaten devam edemeyeceği okulunu dondurup, alışık olmadığı bu ortamda elbet bir yardımı dokunur düşüncesi ile kalmaya başladı.
Nazlı gerçek bir asker kızı olarak karşımıza çıktı.
Nazlı karakterini gerçekten sevmeye başladığım sahnelerden biri, NazAt severlerin de çok sevdiği sahne olan Türkü Bar sahnesidir.

Karabayırda hiç arkadaşı olmayan, büyük şehirden birden bire bu küçük bölgeye düşen Nazlı, kahve içmek için Bahar ile buluşmaya giderken Türkü Bar’ı  önünde Ateşle karşılaşıyor.
Ateşin bara girmesi gerektiğini ancak damsız giremediğini anlayan Nazlı ona yardım için hemen işe koyuluyor. Burada Nazlının diğer kadınlar gibi sorun çıkartmak, olayı geç anlamak, tüm işi bozmak gibi sinir bozucu hareketler sergilemek yerine, direkt olaya müdahale etmesi dikkatimi çekerken, bir de türkü bara girdikten sonra çalan bir türküye anında eşlik etmesi onu gönlümün baş köşesine yerleştirdi.
Ayrıca cesur bir şekilde Ateş’in bilgi alması gereken adamla diyalog haline girmesi, sanki asıl istihbaratçı oymuş gibi ayak üstü bir senaryo yazması da onu gözümde esaslı kız yapan nedenler arasında.
Nazlı çıtı pıtı görünen, ancak kesinlikle dizideki kadınlara bakıldığında en olgun davranan karakter.
Her ne kadar senarist amacı belli olmayan bir şekilde Nazlıyı sürekli annesi ile takılan, küçük bir kız çocuğu gibi yazsa da, Nazlı davranışları ile esaslı bir kadın karakter olduğunu kanıtlamış durumda.
Nazlı’yı esaslı kız yapan bir diğer durum ise aşkta cesur olması.
 Ateşi gördüğü ilk andan beri onunla rahat rahat flört etmesi, hiç çekinmeden istediğinde araması, kıskandığında dahi trip atmak yerine hemen karşısına alıp açık açık rahatsız olduğunu belli etmesi bunun en büyük ispatı.
Günümüzde klişeleşmiş bir şekilde aşık olan ancak katiyen bunu belli etmeyen, sürekli yanlış anlayan ve trip atan karakterler varken, her konuda net olabilen bir kadın karakter görmek mutluluk verici.
Nazlı’da sevdiğim özellikler aslında bununla da sınırlı değil. Sıraladığım özellikler dışında, Nazlı’da çok sevilen karakterleri dahi iticileştirebilen o ‘yerini bilmeme’ durumu yok.
Ayrıca Nazlı kendine değer veren, gururu olan bir karakter.
Ateşin flörtüz davranışları sınırını aşmak üzereyken onu rahatça uyaran, her ne kadar rahat olursa olsun sınırını çizebilen biri Nazlı Korkmaz.
Yang. Erkek. Ateş Acar.

Ateş Acar SÖZ’ün bir birinden yetenekli askerlerden oluşan Timinde Başçavuş olan bir İstihbarat Görevlisi.
Yüzeysel yaklaştığımızda tek özelliği çapkınlığı olan Ateş dikkatle bakılırsa, bir de sayın senarist kapsamlı işlerse aslında çok derin bir karakter..
Renkli kişiliği, görev için kılıktan kılığa girmesi ve çocukluk arkadaşı Yasinle olan ‘bromance’ durumundan dolayı çok sevilen Ateş, aslında derinlerde yarası olan bir adam.
Onu bırakıp giden, yaşayıp yaşamadıklarını dahi bilmeyen Ateş, yıllarca gözleri yollarda ailesini beklemiş. Ancak kimse gelmemiş. Aile yerine Vatanını, bayrağını koyan Ateş belki de bu yüzden dıştan en gamsız görünen karakter.

Havalı duruşu, kadınları çabuk etki altına alabilmesi, her sahnede yüzümüzü güldürecek diyaloglar içine girmesi onu sıradan, düz bir karakter gibi gösterse de, Ateş Acar (Nazlı’nın değimi ile Ateş Açar) aslında tüm bu duruşunu derinlerdeki yarasını saklamak için bir maske olarak kullanmış durumda.
Bunun örneklerinden biri Anneler Günü sahnesi.. Her ne kadar sahnenin yeterince özenli işlenilmediğini düşünsem de, izleyici asıl Ateş’i orada, o pencere önünde anneleri ile vakit geçiren asker arkadaşlarını izlerken keşfetti.

Nazlı’nın “Öldüler mi?” sorusuna, titrek bir sesle “Yaşıyorlardır belki de” diyen Ateş, ses tonuyla içinden “Keşke ölmüş olsalardı da, gelmemelerinin sebebi bu olsaydı” diye haykırıyordu resmen.
Sevgi görmeyen bir insan, sevmeyi bilmez derler.
Ateş sevginin ne olduğunu bilmeyen bir adam.
En uzun ilişkisinin 1.5-2 saat sürdüğünü söylediği sahneye bakılırsa, Ateş şu âna kadar hiç aşık olmamış.
Sürekli kadınlarla flört aşamasında olmasına rağmen, Ateş’e kızamamamızın sebebi belki de bu.
Yin-Yang. NazAt.

Peki bu iki karakterde bizi ne çekti?
Olay sadece Asker ve Komutanın Kızı arasındaki ilginç çekim mi? Bence değil.
Nazlı ailenin el bebek gül bebek büyüyen kızı. Aile sevgisini her bir zerresine kadar tadan bu kızın, aile sevgisinden mahrum bir adama sadece sevgili olmayacağı aşikar. Nazlı’nın Ateş’e aile olacağı günleri sabırsızlıkla bekliyorum.

Nazlı onu kıskandığında, sahiplenilme duygusunu dibine kadar yaşayan Ateş’in o mest olmuş hali; sürekli kadınlarla flört eden ve bazen sözlediği yalanları karıştıran Ateş’in söz konusu Nazlı olduğunda sürekli kendini ‘aşk’ konusunda uyarmaya çalışması; Annesinden önlerindeki belki de en büyük engel olan babasını sürekli duyan Nazlı’nın Ateş’e yakın durmaktan hiç vazgeçmeyişi.. Çifte dair insanı heyecanlandıran o kadar detay var ki..
Eğer harcanmazsa, sadece komedi sahneleri ile geçiştirilmez ve aslında arka planda dönen o ciddi detaylar ele alınırsa Ateş’in kül oluşunu, Nazlı ile aşkı öğrenişini, Nazlı uğruna değişimini; Nazlı’nın yalnız bir adamı keşfedişini ve ona yuva oluşunu izleyeceğiz.
Gerçekten izleyebilecek miyiz? Benim hala umudum var..
Saygılarla: Benny | @agresif_tavsan 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!