Avlu 43. Bölüm Yorumu: “Şimdi Anladınız mı İsyanımız Kimedir, Neyedir?”

Merhaba, uzun süredir yazmadığım bölüm yorumlarından sonra bu bölümle dönüp yazamadan edemezdim. Umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar..

İsyan bölümlerimizin kutsal şarkısı “Issızlığın Ortasında” ile başlamak istiyorum çünkü yine kaliteli bir jenerikle bölüme başlandı. 

Geçen haftadan beri Deniz’in nasıl bir hamle yapacağını düşünürken tam da tahminlerimiz  yönünde bir hamle yaparak, Emel’i kullanarak Zerrin’i içeri çekmesi zekice bir hamleydi. Zerrin’in zaafından yararlanarak büyük bir hamle yapmış oldu.

Tabi ne olursa olsun canını tehlikeye atmasından hoşlanmayan bir Azra vardı. Azra’nın endişesi, korkusu hep sevgisindendi ve tokat atması çok haklı bir hareketti çünkü onu kaybedebilirdi. Deniz kendini tehlikeye atmamalıydı. Tabi tokattan bir süre sonra ikisi de kendine geldi ve her zamanki gibi birbirlerine kıyamadılar, bu beklediğimiz hareketti.

Askerin operasyonuna karşı molotof kokteyli taktiği yeterli olmayacağı bilinse bile mantıklı bir savunma hareketiydi, onca askere rağmen büyük bir direniş ve cesaret gösterdiler. 

Savcının isyancılara geri döndürmek için yaptığı konuşma hiçbir işe yaramadı ve kadınlar asla geri durmadı çünkü onlar adaletsizliğe isyan ediyorlardı. Tek amaçları bu haksızlığı durdurmak, Zerrin’in de cezasını çekmesini sağlamaktı.

Azra ve Deniz isyanı yönetmekte çok başarılı olsa da gözden kaçırdıkları bir şey vardı, o da Emeldi. Emel’e ne kadar güvenmeseler de onu göz önünde tutmayı beceremediler.  Zerrin’in Emel’e silahın yerini söylemesi  mantıksız bir hareketti çünkü Kudret’in ilk hedefinin kendisi olacağı çok belliydi. Kaçmaya çalışması da bir o kadar saçma bir hareket olmuştu çünkü o kalabalıkta illa fark edilecekti.

Deniz anlaşma yaparak Azra ve diğer bazı mahkumları bırakmayı kabul etse de Azra çıkmayı asla kabul etmedi çünkü bu direniş  için elinden geleni yaptı ve haksızlığı, adaletsizliği bitirmek istiyordu. Sadece kendisini kurtarıp bir kenara çekilmeyi kabul edemezdi ve aynı zamanda Deniz’i yalnız bırakamazdı. “Ordan ya birlikte kaçacaklar ya da birlikte kaçacaklardı” çünkü özgürlüğe ayrı gidemezlerdi.

En çok hoşuma giden sahneye geldik..

Savcı ile yüzleşen mahkumlar kadınlara yapılan haksızlığın, eşitsizliğin, adaletsizliğin en güzel mesajını verdiler. Başlarına gelen erkek şiddetinden, tacizinden, tecavüzünden kurtulmak için kendi adaletlerini yaratmak zorunda kalmaları, devletin adaleti kadınların elinden alışı ve kadınları büyük bir adaletsizliğin içine atarak erkekleri aklayışı..  Bunların hepsiyle adalet, hak ve eşitlik konularına değinen bu sahne görüp görebileceğimiz en iyi sahneydi.  Her gün gündemimizde gördüklerimizin en güzel örneği olan bu sahnede bize çarpıcı bir şekilde mesaj verdiler. Bu sefer elleri kelepçeli ve mahkum olan savcı; susmayan, yargılayan ise kadınlardı. Onların tüm isyanı adaletsizliğe ve eşitsizliğe. Bu sahnede verilen bunca mesaj Avlu’nun kadın haklarına en iyi şekilde sahip çıkan ve ses çıkaran olduğunu gösteriyor.

“Savcı Bey gördünüz, duyduğunuz.. Hepsi benzer hikayelerle gelir buraya ama eninde sonunda hepsi burada öğrenir kendi başına ayakta kalmayı, burada bırakırlar başkasından medet ummayı. Şimdi anladınız mı savcı bey? İsyanımız kimedir, neyedir! Anladınız mı?”

Ve kadınlar, bizim kadınlarımız..

Kendi adaletli, vicdanlı mahkemelerinde Zerrin’i yargıladılar. Bu yargılama sonucunda da Zerrin’i konuşturmayı başardılar. Azra Başkan ve Deniz Kaptan liderliğindeki adalet isyanı, hak direnişi başarılı oldu. Bize bu bölümde de kadınların erkeklere ihtiyaç duymadan dimdik ayakta durabileceklerini, kendi güçleriyle adaletlerini sağlayabileceklerini, yargıyı vicdanla yöneterek haklarını ortaya çıkarabileceklerini izledik. Güçlerini bir kez daha kanıtlayarak yine dimdik ayakta durdular. Kadınlarımız hakları için adaletsizliğin içinde çabalarken kendi güçleriyle yine mesajlarını verdiler.

Gel gelelim son sahneye..

Kudret’in silahlı hamlesi çok saçmaydı çünkü onun için bile adalet aranırken onun böyle bir hamleyle tüm bunları bozması büyük bir hata ama kimi vuracak dersek bence Zerrin’i vuracak gibi, benim tahminim o yönde.

Son cümlelerimi şöyle toparlayacağım. Bunca eşitsizliğin içinde adalet arayışı ile verilen tüm mesajlar tüylerimizi diken diken edip, birçok gerçeği dibine kadar hissettirdi. Yine aşırı heyecanlı ve oyuncuların devleştiği bir bölüm izledik. Teşekkür ve tebrikler yetmez, hepsinin emeğine sağlık. Okuduğunuz için teşekkür ederim..

 

AYAKTALAR, DİMDİK AYAKTA!