tds_thumb_td_300x0
Boran Kuzum Bi’ Kahve İki Sohbet’te!

14 Aralık Cuma günü, Boran Kuzum Bilgi Üniversitesi öğrencilerinin belli aralıklar ile düzenlediği ”Bi’ Kahve İki Sohbet” etkinliğinin konuğu oldu.

Etkinlik boyunca twitter üzerinden gelen soruları yanıtlayarak samimi bir sohbette bulunan Boran Kuzum, öğrencilere hedefleri ile ilgili kendi hayatından da tavsiyeler vererek önerilerde bulundu. Başarılı oyuncu verdiği çarpıcı cevaplar ile dikkatleri üzerine çekti. Ayrıca oyuncunun sevenleri de etkinliğe sosyal medya üzerinden oldukça fazla ilgi gösterdiler.

Boran Kuzum’un konuk olduğu Bi’ Kahve İki Sohbet etkinliğinin videosu ise bugün Bi Kahve İki Sohbet kanalında yayınlandı.


Şahin Tepesi 2. Bölüm: “Tekerrür”

Öncelikle karakterlere kısaca dikkat çekip dizideki olay sırasına geçeceğim.

Şahin Tepesi’nde olan hiçbir karakterin salt kötü olmaması, her karakterin belli zorluklar yaşayıp yaşamında izler taşıdığı ince işlenmiş ve insanı etkileyen  hikayesinin olması seyircinin dikkatini fazlasıyla çekti.

Tuna’dan örnek verecek olursak onu bu kadar hırslı yapan temel sebebinin geçmişe dayandığını görüyoruz ki bu da onu bu hale yaşanmışlıklarının getirdiğini gösterir.

Meleğin yaşadıkları ile yüzleşmesi için geri dönmesi Tuna’nın diken üzerinde durmasına neden oldu çünkü emek vererek oluşturduğu bir gücü var, ismi bile bir marka ve elindekileri kaybetmemek için gözünü tamamen karartabilecek bir kadın.
İnanıyorum ki asla iki kadın arasında oluşan mücadele dinmeyecek ve buradan sadece bir kişi kazanan olarak çıkacak.

Bana kalırsa Demir’i hiç anlamış değilim, Tuna gibi bir eşi varken bu kadar dengesiz ve sadakatsiz olması seyirciyi karaktere karşı aşırı iğreti ettirmiş durumda özellikle Ezgi ile olan sahnesi hayli bir tepki aldı haklı olarak.

Mert’in dediği gibi Dallas çiftliğine benzeyen bir örgü var ortada, Ceylan karakterini aşırı tatlı buldum.
Esra Dermancıoğlu yine döktürmüş, ama kötü rol ile akıllarda o kadar özdeşmiş ki insan Ceylan’ın bu kadar saf olmasına hala şaşırıyor.
Erkan’ın Meleğe karşı ilgisinin olması da Ceylan karakterinin üzüleceğini bizlere ufaktan sezdiriyor.

Efe’nin bu bölüm yaptıkları pek çok eleştiri almasına sebep oldu haklı olarak ama şu noktaya değinmek istiyorum ki karakter tanıtımından Efe’nin vurdum duymaz, kimseye bağlı olmayan deli dolu ve çapkın bir genç olacağını biliyorduk.
Her ne kadar karakterin yaptığı yanlışlar çok olsa da olay sıralarına baktığımız zaman Efe’nin yaptıkları yanlışlardan ders alacağını görüyoruz.
Daha ikinci bölümde olduğumuz için Efe’nin ve Verda’nın kişisel bir hikayesi olacak mı yoksa sadece Melek ve Tuna’nın kendi hikayelerine değinilip çocuklarına imkansız aşk teması mı çizilecek, merak içerisindeyim.
O nedenle bu konuda net bir fikrim yok ama karakterlerin kişisel bir hikayelerinin olması konusunda mutabığım.

Bölüm boyunca Efe ve Verda’nın atışmaları seyirciyi kırdı geçirdi, ileride ki bölümlerde iki farklı kişiyi aşkın nasıl bir araya getirdiğine şahit olacağız ki bu seyirciyi fazlasıyla heyecanlandırıyor.

Konu güç savaşı veren iki kadının çocuklarının imkansız aşkları denilerek ele alınmıştı ve aralarında oluşacak hikaye buna göre yer etti seyircide.
Bu konuda minik bir eleştirim var ki genel olarak aileleri her ne kadar izin vermesede, ne kadar sert çıksada bir araya gelen insanlar var ve bu biraz imkansızlık dışında geliyor bana, bu durumdan temennim sadece Tuna’nın değil Meleğinde bu ilişkiye karşı çıkması ve bu konuda yazılacak ve yaşanacak olayların sert bir şekilde yazılıp yaşanması, çünkü bu şekilde seyircinin imkansızlığı daha iyi hissedeceğine inanıyorum.

Deniz’in bu bölüm psikolojisinin iyice bozulduğuna şahit olduk.
Tuna her ne kadar soğuk kanlı olsa da Deniz’in böyle davranması olayları açık edecek gibi geliyor.
Üzerine Mete’nin elinde kayıtlar olması Deniz’i çıkışı olmayan bir yola itti. Hal böyleyken Cem ve Deniz’in yolları nasıl kesişecek ben de merak ediyorum.
Sonuç olarak bakıldığında kimi üzülecek kimu sevinecek kimileri de çok ağır bedeller ödeyecek gibi geliyor.
Birlikte izleyip göreceğiz! 🙂

The Protector’da Boran Kuzum Rüzgarı Esecek!

Boran Kuzum’da Kadroda!

•Bugün basın toplantısının yapıldığı ve tüm kadronunda katıldığı, başrollerinde Çağatay Ulusoy, Hazar Ergüçlü, Okan Yalabık Ayça Ayşin Turan gibi isimlerin yer aldığı Hakan: Muhafız & The Protector 14 aralıktan itibaren izleyicinin karşısına çıkacak.

Uzun zamandır merakla beklenilen dizinin bugün olan basın toplantısında ikinci sezon için onay verildi.
Kadroya Boran Kuzum ve Engin Öztürk’ün de katıldığı belirtildi.

Sabah Gazetesinin Konuğu: Boran Kuzum

Ay yapım imzası taşıyan şahin tepesi yarın akşam ATV de yayına başlıyor.

Şahin Tepesi’nin başrollerde yer alan Geçtiğimiz gün Boran Kuzum sabah gazetesinin konuğuydu. Genç oyuncunun vermiş olduğu cevaplar yine ilgi odağı oldu.

İşte Boran Kuzum’un Sabah gazetesi ile gerçekleştirmiş olduğu röportaj:

– Tanıtımlardan anladığımız kadarıyla iddialı bir dizi geliyor. Size nasıl yorumlar geldi?
Tanıtımlarımız; hikayemizin renklerini, tutkusunu ve karakterler arasındaki gerilimi çok başarılı yansıttı. Ne mutlu ki, izleyenler de o kısa tanıtımlardaki anların her birini yakalamış ve beğenmişler.

İG:Vatanım Sensin’ bittikten hemen sonra yeni bir diziye başlıyorsunuz. ‘Rolün yapışması”, oyuncunun kaderidir. Bu anlamda yeni rolünüzle ilgili ne söylemek istersiniz?

BK: Bizim mesleğimizde tek malzememiz insan. O yüzden gözlem yapmak, karakterleri realize etmek en başarılı yöntem bence. Bir rolü oynamaya devam ederken gözlem yapıyor olmak; her daim yeni karakterlere, yeni duygu ve perspektiflere açık tutuyor insanı.


İG: Şahin Tepesi’ dizisini sizin için farklı kılan neydi?

BK: ‘Şahin Tepesi’, senaryosu itibariyle karakterler arasındaki dinamiği ve matematiği çok kuvvetli bir hikaye. Bu, oyun zevkini güçlendiren ve anlatacağımız hikayeyi parlatan bir durum. Heyecanla hikayemizi insanlarla paylaşmayı bekliyoruz.

Canlandırdığınız ‘Efe Akdora’dan bahseder misiniz?
‘Efe’, farkındalığı çok yüksek bir genç. Ailede diğerlerinin hayatını etkileyebilecek şeyleri bilip onları gizli bir dengede tutmayı başarabilen biri. Kendini korumak için büründüğü ‘asi genç’ maskesini yaşadığı aşkla düşürmeye ve hayata karşı daha saydam olmaya başlayacak.

İG: Tanıtım metninde, ‘Kimseye bağlanmamakla övünen ‘Efe’, ‘Verda’ya aşık olur. Onun aşkıyla terbiye olur’ diye yazıyor. Anladığımız zorlu bir aşk hikayesi izliyor olacağız…

BK:Günümüz insan ilişkilerinde bireyler, öz benlikleri yerine maskeleriyle var olmaya ve öyle iletişim kurmaya başladı. Çoğu zaman bu kişiler taktıkları maskelerin bile farkında değil. ‘Efe’ de aile ilişkilerindeki ve etrafındaki bu yapaylığın farkında ve savunma mekanizması olarak kendisine de maske geliştirmiş bir genç olarak, ilk kez olduğu gibi davranan, maskesiz, etrafındakilerden çok farklı bir kızla karşılaşıyor. O kız ‘Verda’. Ve bu aşkla kendi benliğini tanımaya ve maskesini düşürmeye başlıyor.

İG: Şimdiye kadar hep dönem dizilerinde yer aldınız. Tesadüf mü?

BK: Evet, üst üste farklı dönemlerin hikayelerini oynadım tesadüfen. Ama geçen sene dizi devam ederken günümüze uyarlanmış bir tiyatro oyununda oynuyordum aynı zamanda. Biraz antrenmanlıyım o yüzden.

İG: Genç kızların ilgi odağısınız. Bu ilgiye alışabildiniz mi?

BK: Tanımadığım insanların sevgisini hissediyorum. O sevgi, benim bu duruma alışmamı çok kolaylaştırdı.

TİYATROYA DEVAM EDECEĞİM

– Bir hayranınız sizin için ‘Hiç bozulmamasını, olmadık işlerde para için yer alıp adını kirletmemesini diliyorum’ demiş…
Ben sevdiğim işi yapıyorum. Umarım ben de hep oynamaktan keyif duyduğum karakterleri oynayabilirim, anlatmaktan zevk aldığım hikayeleri anlatabilirim.

İG: ‘Martı’ oyunuyla profesyonel olarak ilk kez tiyatro sahnesine çıktınız. Tiyatroya devam mı?

BK: Umarım en kısa zamanda yeniden bir tiyatro oyununda rol alabilirim. Yeni oyun araştırıyoruz şimdilik.

İG: Her oyuncunun kaderidir partneriyle yakıştırılmak. Bu dizideki partneriniz Aybüke Pusat’la aranızdaki uyuma dikkat çekilmiş…

BK: Yönetmenimiz, o kısa tanıtımlarda karakterlerimizin tutkusunu çok güzel aktardı seyirciye. Aybüke de disiplinli ve birlikte çalışması keyifli biri. Bu hikayeyi ve tutkuyu en iyi şekilde aktarmak için çabalıyoruz. Alkışlarından ötürü hayranlarıma minnettarım.

İG: Sosyal medyada sizden övgüyle bahsediliyor. Bugüne kadar sizi çok şaşırtan, duygulandıran bir yorum oldu mu?

BK: Teşekkür ederim. Çok sıkı takip edemesem de sosyal medyadaki alkışın farkındayım. Bu yansımalardan minnet duyuyorum.

İG: Kimi sizi gelecek vâdeden oyuncu kategorisine koyuyor, kimi de sizin için ‘Günümüzün en iyi genç oyuncusu’ diyor. Siz kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?

BK: Ben mesleğimi seyredenler için yapıyorum, onların beni konumlandırdığı kadarım her zaman.

• GELDİĞİM YERDEN ÇOK MUTLUYUM

İG: ilk kez 2015’te ‘Analar ve Anneler’ adlı dizide rol almışsınız. Henüz üç senede geldiğiniz noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

BK: Her hikaye, her iş, beni geliştiren basamaklardı. Gelişmenin sonu olmayan bir işteyiz. Bugün olduğum yerden çok mutluyum; yaptıklarıma, öğrendiklerime minnettarım. Yarın olacağım yerin heyecanını taşıyorum.

Röportaj: İlker Gezici

 

Quality Dergisinin Konuğu: Boran Kuzum Ve Aybüke Pusat

ŞAHİN TEPESİ

Ay yapım imzalı, yönetmen koltuğunda Hilal Saral’ın oturup seneryosunu Melek Gençoğlu’nun yazdığı ve müziklerini Toygar Işıklı’nın yapmış olduğu, uzun zamandır merak ile beklenen Şahin Tepesi’nin başrollerinde olan Boran Kuzum ve Aybüke Pusat Quality dergisi için kamera karşısına geçti.

 

 

23 Kasım Cuma aksamı ATV’de yayınlanmanmaya başlayacak olan dizide iki gencin unutulmaz ve engeller ile dolu aşkını Boran Kuzum ve Aybüke Pusat anlatacak.

Boran Kuzum Efe ve Verda arasında olan aşk hikayesini şu sözleri ile özetledi:
Günümüz insan ilişkilerinde bireyler, öz benlikleri yerine maskeleriyle var olmaya ve öyle iletişim kurmaya başladı. Çoğu zaman bu kişiler taktıkları maskelerin farkında bile değiller artık. Efe de aile ilişkilerindeki ve etrafındaki bu yapaylığın farkında ve savunma mekanizması olarak kendisine de maske geliştirmiş bir genç. Durum böyleyken ilk defa olduğu gibi davranan, maskesiz bir kızla, Verda’yla karşılaşıyor. Ve kendi benliğini tanıyıp maskesini düşürmeye başlıyor bu aşkla.”

Aybüke Pusat ise tanımlarken bu cümlelere yer verdi:
Seversin kavuşamazsın aşk olur, aşkın en güzel tanımı. Romeo ve Juliet, Kerem ile Aslı… Verda ve Efe kavuşmak için nelerden vazgeçecekler? Birbirleri için kimlere karşı gelecekler? Verda’nın gözü karalığı onları kavuşturmaya yetecek mi? Ayrı dünyalarda süregelen hayatları kesişti artık. Verda, hayatında ilk kez kendisi için bir şey yapacak. Aşkı için sesini yükseltecek bu sefer”

 

error: Korunan İçerik!