tds_thumb_td_300x0
Bir Zamanlar Çukurova 16. Bölüm Fragmanı Yayınlandı!

Fragman Hünkar’ın düşmanını daha yakında tut sözüyle başlıyor. Züleyha’nın bir şeyler planladığını düşürek Demir’i uyarıyor.

Demir’in Gaffur’un boğazına sarıldığı ve Saniye’nin ayırmaya çalıştığı bir an var. Yılmaz’ı öldürmeye çalıştığını öğrenmiş ve buna tepki göstermiş olması muhtemel.

Fekeli’nin mutluluğundan sanayi odası başkanının Yılmaz olduğu anlaşılıyor. İşte bu beklediğimiz şeylerdendi, Yılmaz’ı biraz da mutlu görelim artık.

Veli’nin öldüğünü yazan bir gazete görüyoruz, daha doğrusu öldürüldüğünü. Döverek öldürüldüğü söyleniyor.

Fragmanın sonunda da yeni arabasıyla İstanbul’a giden Züleyha ve Fekeli ile vedalaşıp o da yola çıkan bir Yılmaz görüyoruz. Demir ve Hünkar ikilisi köpürmüş durumdayken bizim aşıklar yolda karşılaşıyor. Ve bence bu bir tesadüf. Züleyha’nın arabası bozulmuş ve Yılmaz ile denk gelmiş olabilirler.

Bir Zamanlar Çukurova yeni bölümüyle perşembe günü saat 20:00’de tv’de!

Bir Zamanlar Çukurova 15. Bölüm 2. Fragmanı Yayınlandı!

Fragman Fekeli’nin ilk fragmanda da yer alan Yamanlar Konağı’nı basması ile başlıyor ve Demir’in Yılmaz’a tuzak kurduğunu söylüyor.


Ve ilk fragmanda kayıp olan Yılmaz’ın trafik kazası yaptığını görüyoruz. Onu bulan Fekeli’nin acısı ise beni oldukça duygulandırdı.


Diğer yandan kazanın haberini alan Züleyha’da bir yandan ağlarkan oğluna babasının nasıl güçlü olduğunu anlatıyor.


Uzun zamandır pozitif sahnelerde göremediğimiz ZülMaz’ı mutlu ve yanyana görmek çok güzeldi. Acaba eski günlere ait bir flashback mi -ki ben flashback olmasını tercih ederim- yoksa Yılmaz’ın hastahane yatağındaki bir hayali mi izleyip göreceğiz.

Bir Zamanlar Çukurova Ekibi ‘Günaydın’ın Yılbaşı Etkinliğinde!

Şüphesiz bu sezonun en başarılı projelerinden biri Bir Zamanlar Çukurova oldu. Zorlu bir günde yayın hayatına başlamıştı. Çünkü rakiplerinin büyük çoğunluğu ikinci sezonunda olan iddialı yapımlardı. Ama Bir Zamanlar Çukurova yayınlandığı ilk bölümünden beri zirvedeki yerini hiç kimselere kaptırmadı ve kaptıracak gibi de durmuyor.

Başrollerinde Vahide Perçin, Uğur Güneş, Murat Ünalmış ve Hilal Altınbilek’in yer aldığı başarılı yapımın oyuncuları geçtiğimiz gece düzenlenen yılbaşı etkinliğine katıldı.

Sabah gazetesinden GÜNAYDIN’ın Yeni Yıla Günaydın etkinliği People İstanbul’da gerçekleşti. Ve etkinliğe yapımın sevilen oyuncuları Uğur Güneş, Hilal Altınbilek, Kerem Alışık, Bülent Polat, Selin Yeninci, Kadim Yaşar, Aras Şenol, Polen Emre ile birlikte dizinin yapımcısı Burak Sağyaşar’da katıldı.

Sosyal medya hesaplarından da geceye dair fotoğraflar paylaşan ekibin keyifli halleri dizinin başarından ve olumlu geri dönüşlerden dolayı ne kadar mutlu olduklarını gösterir gibiydi. 

Bir Zamanlar Çukurova 15. Bölüm Fragmanı Yayınlandı!

Fragman geçtiğimiz bölümdeki Yılmaz ve Demir restleşmesi ile açılıyor. Züleyha iyice bunalmış ve en son beni öldürün bitsin diyecek kadar hem de.


Ve hesaplaşmanın sonu nasıl bittiyse Yılmaz ortadan kaybolmuş. Fekeli tüm adamlarını seferber etmiş karış karış arıyor.


Diğer bir sahnede Gaffur’u kaçırmış bir Fekeli görüyoruz. Yılmaz’ı ararken Gaffur’un birşeyler bilip bilmediği ve ya Demir’in parmağının olup olmadığını öğrenmek istiyor büyük ihtimalle.

Hünkar geçtiğimiz bölüm Veli’yi arıyordu, bulmuş ve bir yandan ondan hesap soruyor.

Yılmaz için -oğlu için- gözyaşı döken Fekeli fragmanın en güzel yanlarından biriydi. En sonda ise dayanamayıp Yamanlar Konağı’na çok afilli bir giriş yapıyor. Oğlu ile sınanan bir babadan korkmalısınız bence de 😌 Yılmaz nereye gitti, yoksa başına bir iş mi geldi merak ettik doğrusu.

Bir Zamanlar Çukurova 14. Bölüm: Kaderimin Oyunu

Bölümün “Sadri Alışık anısına…” yazısı ile başlaması çok güzeldi. Bu diziyle 70ler ve o dönem atmosferini oldukça hissediyoruz zaten. Böyle ufak gibi gözüken ama büyük detaylarla geçmişi ve o dönemdeki değerli isimleri anımsamak şahane oluyor gerçekten.

Geçtiğimiz bölümü Fekeli ve Yılmaz’a hain bir pusu kuran Demir-Cengaver ikilisi ile bitirmiştik. Bulundukları yere bomba yerleştirmişlerdi. Tüm hafta ay öldüler mi gizemi yaratmak için hem Yılmaz’ı hem de Fekeli’yi ne fotoğraf ne de fragmanlara koymamak gerçekten kötü bir tercihti.  Ne FekYıl’ı patlatmış olmanjn sevinciyle havalara uçan ikilinin mutluluğuna diyecek yoktu. Benim asıl anlamadığım Cengo tüm gerçekleri bilmesine rağmen bu caniliğe Demir’den daha hevesli olmasıydı. Tek beklentim dostu sandığı kişiden öyle bir kazık yesin ki, gerçekleri bilmesine rağmen hâlâ onu savunduğuna bin pişman olsun.

Bir de Demir’in babamı böyle almak istemezdim demesi komiğime gitti. Sen değil miydin Yılmaz’ın arkasından ateş etmeye kalkan hatta eden, pusu üstüne pusu kuran? Yüz yüze silah çekecek yüreğim kendisinde olduğunu hiç sanmıyorum. Fekeli’ye pusu kudup arazilerine çökme planları yapan biri mi yüz yüze intikam alacak?

Ve tabiki ki kimse FekYıl’ın öldüğünü düşünmemişti değil mi? E madem 10.dakikada ölmedikleri anlaşılacaktı, fragmanda neden saklama gereği duydunuz acaba diye sormak istiyorum. Yılmaz garibim onların ne kadar ileri gidebileceklerinin farkınsa değil daha. Ama iyi ki Fekeli Daddy var da Yamanları adı gibi bildiği için şıp diye anlayıverdi planlarını. 

“Onlar çakal biz kurduz evlat, kurt”

Çakalların hayin oyununu tahmin edip, onları bir nevi ava giderken avladılar. Kötüleri  planları suya düşünce zevkten dört köşe olmamak içten değil. 

Şehir kulübünde Yılmaz ile karşılaşan ve kelimelerini boğazında düğümlenen Züleyha… İşte bazen diller ne söylerse söylesin, gözler konuşur. Birbirlerinden uzak dursalar, gönlümden sildim deseler de aşk böyle bir şey işte. Gözlerden kalbe olan mesafe tüm mesafelerden daha kısadır. 

Fekeli’nin Yamanlar Konağı’na gelip Hünkar ile konuşmasına gelirsek. Uzun zamandır Vahide Perçin ve Kerem Alışık’ı karşılıklı görmek için sabırsızlanıyordum. Hünkar’a Demir’in pususunu anlatınca Hünkar’ın oğlundan yana tavır alması şaşırtmadı. Ama oğlunun ne kadar gaddarlaşabileceğini ne kadar ileri gidebileceğini görmüş oldu. Fekeli’ye telefon edip konuşmak istemesi de oğluna karşı duyduğu bu korkudan dolayıydı zaten.

Züleyha ile Hünkar tam birbirlerine göre bir gelin kaynana oldular iyice.  Züleyha’nın Fekeli’yi görüp söylememesi, Hünkar’ın gerdanlık konusunda yalan söylemesi felan. Tam birbirine göre olmuşlar. Demir’in emrivaki tavırları tam gaz devam ediyordu. Züleyha’nın ne giyeceğinden ne takacağına kadar karışması, bunu yaparken fikrini bile sormaması da tam egoistlere yaraşır bir hareketti. Züleyha ise hepsine eyvallah diyip susup oturması daha kötü bir durum gerçi. Demir’n seçtiği şeyleri, seçtiği şekilde giyip takmış bir şekilde nişan törenine gittiler. Tabiki Yılmaz’da oradaydı. Kaderden kaçılmıyormuş demekki. Züleyha başta farketmese de o keyfi yerinde tavırları en az Yılmaz’ın ciğerini yaktığı gibi yaktı ciğerimi.

Züleyha’nın Yılmaz’ı farkettiği an en sevdiğim sahnelerden biriydi. Madem o başkasının kollarında dans ediyor, göze göz olsun o halde diyerek kendisi de davette Yılmaz’ın dibine düşen Hale’yi dansa kaldırdı. Bu anı gören Züleyha’nın yüzü anında düştü.

Ama tabi asıl bomba bunu Demir’in farkedişiydi. Öldü bildiği Yılmaz’ın karşısında sapasağlam ve keyifli görmenin şokunu yaşadı. Ve Züleyha’nın kıskançlıktan bu hale geldiğini anladığı için de öfkeyle köpürdü tabi. Yılmaz ise tam da istediği şeyi başarmış olmanın verdiği zaferle tüm karizmasıyla ben burdayım şimdi siz düşünün diyordu. 😌

Demir’i öfkelendirmenin vermiş olduğu hazla zafer gülüşleri atan Yılmaz bir tarafta, diğer tarafta ise öfkeden elimden bir kaza çıkacak diye tehdit eden fizikselin ucundan dönen ama yine psikolojik şiddetin dik âlâsını yapan bir Demir vardı. İnsamların mutsuzluğu üzerine sahne bir evcilik oyunu kurabileceğinizi mi sandınız gerçekten?

Fekeli ile Hünkar nihayet tüm kartlarını açmaya karar verdiler. Geçmişleri hakkında ufak ufak ipuçları elde etsek de yine oldukça boşluk vardı. Genel olarak oğullarımızı zapt edelim, birbirlerini öldürmeleribe kan çıkmasına engel olalım tarzı konuşmuş oldular.

“Bir ar lekesi, bir kan lekesi… Bunlar insanın yüzünden de elinden de kolay kolay çıkmaz…”

Fekeli’nin elinde kan lekesi var, Adnan Yaman’ın kanı. Ama Fekeli’nin dediğine göre Adnan’ın elinde hem kan hem de ar lekesi varmış. Bu da direkt bana aynı Demir’in Züleyha’yı zorladığı gibi zamanında Adnan’da Hünkar’ı mı zorladı sorusunu sordurttu. Fekeli’nin kendi hikayesinin suçsuzu olduğunu düşünüyorum. Tıpkı Yılmaz’ın olduğu gibi… Fekeli’nin Yılmaz’ı sevmesi, oğlu yerine koyması oğlum demesi beni her bölümde mest ediyor. Hünkar her ne kadar zehrini akıtıp kötülemeye çalışsa da, Fekeli onun masumiyetini biliyor nasıl olsa. Mert yılmaz yüreğini biliyor ve ona inanıyor.9

“Ben buraya tarihi tekerrür ettirmeye gelmedim. Ben buraya geçmişin yazısını düzeltmeye geldim”

Kimseye etmem şikayet…

Kendi sesiyle Sadri Alışık anıldı. Hem de çok tatlı ve naif bir sahne ile. Kerem Alışık’ın Fekeli karakteri aracılığıyla büyük ustayı anmak çok güzeldi. İşte Bir Zamanlar Çukurova’nın en sevdiğim yanlarından biri de bu, bizi nostalji rüzgarına daldırarak geçmişin o güzelliklerini tekrar hatırlatıyor bize.

Genelde hep yüzümüzü güldürür, tebessüm ettirirdi Gaffur ve Saniye. Bu bölümde ise belki de ilk defa onların sahnelerinde duygulandım. Saniye hamile olduğunu düşünmüş ve buna karı koca oldukça sevinmişlerdi. Ama bu bölümde hamile olmadığını öğrenip bunu Gaffur’a söylediği sahne çok hüzünlüydü. O kısacık sahnede duyguları ne de güzel hissettirdi Selin Yeninci ve Bülent Polat 👏

Diğer favori sahnem ise Yılmaz’ın Gülten’e -nihayet- verdiği net tepkiydi. Gece gece saçımı tarayıp süslenip Yılmaz’ın odasına gelmesine güldüm. Tam o anda Yılmaz kendisinden beklediğim tepkiyi verdi ve tahta kaşıkların boynu büküldü. 🙁 Tabi bizim oğlan yufka yürekli dayanır mı, dayanamaz. Kendini suçlu hissetti gönlünü almaya çalıştı. Ah Yılmaz ah var mı ki senin gibisi? Son kaşık bükücümüz de ağlaya ağlaya odasının yolunu tuttu tabi. 

Gaffur ve Saniye’nin Gülten yalanı ortaya çıktı tabi Hünkar Hanım’dan saklayamadılar. Sonrasında tam Hünkar’dan beklediğim hamleyi yaptı abisi ve yengesiyle tahdit ederek konağa geri dönmeye ikna etti. Böylece Gülten’in tahta kaşığına ayrılan sürenin de sonuna gelmiş olduk.

İşte Yılmaz Akkaya bu. Merhametli bir insan. Gülten’in konağa döndüğünü öğrenince benim yüzümden oldu, kızın kalbini kırdım diye vicdan yaptı. Tabi bilmiyor ki Hünkar tehdit etmese somsuza kadar kalır ahtapot gibi de yapışırdı yani. 

Bir diğer favori sahnem ise Yılmaz ve Gülten’in buluşmasına şahit olan Züleyha sahnesiydi. Ne oldu Züleyha hanım? Hani kaderinizi kabullenmiştiniz? Hani artık bir eş gibi davranacaktınız? Sen hayatını mahveden sayko kocana pijamalar dikmiyor muydun en son. İş Yılmaz’a gelince neden bozuldun bu kadar? Ne yardan ne serden durumu mu bu? Züleyha’yı neden böyle dengesiz yazıyorsunuz merak ediyorum doğrusu. Evde pijama dikip mutlu rolüyle takılıyorsa Gülten’e senin Yılmazla bir geleceğin olamaz demeye hakkı var mıdır? Hem sen ki oğlunu babasından uzakta tutarak, oğlunun babasının düşmanı tarafından büyütülmesşne göz yum davetlerde gül eğlen ama Yılmaz senden başkasına bakmasın ona gülmesin. Bu kaçıncı seviye bir ikiyüzlülük acaba.

Genellikle Yılmaz ve Gülten sahnelerine ortam hazırlamasıyka nam salan Nazire hanım bu kez bir ZülMaz sahnesine vesile oldu. Çok şükür. Züleyha huğlara Nazire’yi görme amacıyka geldiği sırada Nazire bir kriz geçirdi ve Züleyha yardım edin diye bağırmasına rağmen tabi in cin top oynadığı için kimse duymadı. Ardından bir Superman edasıyla olaydan haberi olan ve kurtarmaya gelen bir Yılmaz. Birbirlerimi her gördüklerinde zamanın yavaşlaması, dünyanın ağırlaşıp sanki göz göze geldikleri o iki saniyede takılı kalıp sonsuza kadar sürüyormuş gibi olması detayını öyle çok seviyorum ki…

Züleyha odalarda kilitliyken bas bas bağırarak konağı inletip bir tek Allah’ın kulunun haberinin olmaması ama in cin top oynadığı çalıların arasında sinsi Fadik’in bizimkileri görüp hemen Demir’e yetiştirmesi… Senaristler sadece konu  ZülMaz olunca ellerini korkak alıştırıp böyle saçmalıyorlar bence. Ortada acil bir durum var sanki dudak dudağa basmış gibi dere kenarında böyle böyle yapıyolar demesi komikti yani (bari öyle yakalansalardı içim yanmazdı 😒).

Hem ZülMaz hem de Hünkeli’nin aynı anda sahneleri olması da güzeldi. Kaderin oyunu işte, ne yaparsan yap kader seni kalbin ile yüz yüze getiriyor bir şekilde.

Gün geçmiyor ki bir bölüm sonunda daha Yılmaz ölümle burun buruna gelmesin. Silah çekmeler tehditler ise Demir’in yeni hobisi galiba.

“Yılmaz gitme…”

“Arabada kal…”

Uzak durayım diyorum ama birlikte o kadar güzeller ki onlara karşı koyamıyorum. Keşke sadece böyle anlarda değil de bu duyguyu her zaman hissetsek. Yılmaz o duyguyu her defasında hissettiriyor ama Züleyha’dan aynı duyguyu hep kesik kesik alıyoruz. Bu da karaktere olan inancımızı kırıyor.

Züleyha’nın arabadan inip hemen Yılmaz’ın tarafına geçmesi ve Demir bir şey yapacak Yılmaz’a zarar verecrk diye korkması… 😊

Demir’in “Ya senin ölüm çıkacak ya benim” tehditi ile bu bölümü noktaladık. İsteğim şu, Demir ateş ederse Züleyha Yılmaz’ı korumak için önüne geçsin ve vurulsun. Yılmaz’ın kucağına yığılmış bir Züleyha… Böyle bir sahne olursa ciğerimi bırakabilirim. Sizce neler olacak? Yorumlarınızı paylaşmayı unutmayın.

Haftaya görüşmek üzere 😉

error: Korunan İçerik!