Ne İzledik?

Arrow’un 16. bölümü, Felicity’nin doğum yapması ile başlıyor. Nihayet Olicity’cilerin yüzü güldü derken, daha tadını çıkaramadan, Mia’nın savaşçı kimliğine nasıl sahip olduğunu öğrendiğimiz kısma geçiyoruz. Hazır olun. Ona bu eğitimi veren kişi, Ra’s Al Ghul’un kızı olarak tanıdığımız Nyssa! Mia eğitim aldığı kişinin babasının karısı olduğunu biliyor mu acaba? Hihi.

Doğum anında Oliver’ı gördük. Fakat bölüm sonuna kadar bir daha hiç görmüyoruz. Adı var, kendisi yok. Belli ki zamanında kıyametler kopmuş. Kanunsuzlar bir daha şehre hiç dönmemek üzere ayrılmış. Kanunsuzlar kahraman değillerdir temasında, oldukça kötü ve etkili bir propagandanın da yapıldığından bahsetmeden geçmeyelim. Bütün yaşanılanlara rağmen Felicity, savaşmaktan hiç vazgeçmemiş. (İşte bizim kızımız!) Kendi ekipmanlarını evin gizli bir odasına kurmuş ve şehirdeki kanunsuzluk için tek kişilik bir ekip olarak çalışmış. E, bu durum da Felicity’i kanunsuz yapıyor tabi!

Kızının ise kasabanın dışına çıkmasına ve kanunsuzluk yapmasına müsaade etmeyen Felicity’nin kendisinin kanunsuzluk yapıyor olması, Mia’yı oldukça kızdırıyor ve kanunsuzların birer kahraman olduğu fikrinden uzaklaşma başlıyor. Bana kalırsa bu bölümde ve özellikle bu kısımda işlerin fazla hızlı değiştiğini söylemek isterim. Bir yandan Mia’yı anlıyorum. Şimdi düşünün, babanız bir kahraman fakat yaşadığınız şehirden uzaklaştırılmışsınız ve herkes sizi düşmanı belliyor. Bu da yetmiyor, çocukluğunuz boyunca diğer çocuklar gibi eğitim almamış ya da onlarla ortak oyunlar oynamamışsınız. Kafasını yastığa koyduğunda kaç defa rahat uyuyabilmiştir ki Mia? Aklında o kadar cevapsız soru varken?

İşte bu noktada anlıyorum Mia’yı fakat dizi öyle hızlı gitti ki! Oysa sindirerek anlatmalılardı bize bunu, daha doğrusu anlatmamalılardı biz anlamalıydık. Hissetmeliydik. Bizim gördüğümüz ise isyankar ve şımarık bir kız çocuğundan başkası değildi.

Bütün olanlara rağmen Mia, annesini aramaktan vazgeçmiyor. William ile kendisine bırakılan ses kaydında yer alan koordinatlara doğru iki kişilik bir ekip olarak yola çıkıyorlar. İki farklı karakterden oluşan kardeşlerimizin, yolculuk boyunca çok iyi anlaştıklarını söyleyemeyeceğim. William tıpkı annesi gibi bir teknoloji uzmanı, Mia ise babası gibi inatçı ve savaşçı. İkisi de yeri geliyor düşünmeden hareket ediyor fakat bunda Felicity ve Oliver’ın da payları var tabi ki. 

Aslında sezonun bu bölümü bize Mia’nın nasıl Blackstar olduğunu gösteren bir bölümdü. Hatta neden Blackstar sorusu geldiğinde söylemişti Mia : ‘Annem bir keresinde gördüğümüz tüm yıldız ışıklarının çok uzaktan geldiğini ve o yıldızların artık var olmayabileceğini söylemişti. Sonunda hepsi kararıp solacak. Ben de orada olmak istiyorum. ‘

Bölümün içine iliştirdikleri aksiyon sahneleri ise, Mia’daki cevheri görmemiz içindi sanki. Evet sayın yapım, gördük. Fakat bu gözler daha fazla Arrow görmek istiyor. Son son aksiyona boğun bizi diyoruz. Siz ne diyorsunuz? 

Şehri bombalayarak sıfırdan oluşturma isteği ise hepimize birinci sezonu hatırlatmış olmalı. Stephen Amell ‘nasıl başladıysa öyle bitecek’ demekle haklıymış. Bu sezon sonunda büyük olaylar bekliyorum. E 8. sezonla birlikte final geliyor. Olayların hızlanması lazım artık. Şehir için tüm ekibin tekrar bir araya gelmesi ve günü kurtarmaları ise güzel bir detaydı. Ah bir de nasıl ayrıldıklarını öğrenebilsek!

Öncelikle, ilerleyen bölümlerde izlemeyi umuyorum, William’ın peşini bırakmış olmalarını anlayamıyorum. En son William, anneannesinin ve dedesinin yanına taşındığında haberleşeceklerini söyledikleri halde Oliver, William’ı aradığında ona ulaşamamıştı. Bunun kaynağının William’dan geldiğini düşündüler. Fakat William tarafından öğreniyoruz ki, bunca zaman ailesinin kendisini bıraktığını düşünmüş. Hikayenin bu kısmı hala açık değil. Özellikle bu bölümde gelecek dışında bir şey gösterilmediği için, geçmişe dair aklımızda hala farklı sorular var.

Bölümü izledikten sonra kısa yorumlar okumaya bayılırım. Birkaç teoriye gözüm ilişti. Bunlardan bir tanesi, bildiğimiz üzere Arrow, The Flash ve Supergirl dizilerinin çekilen ortak bölümlerinde (crossover), Arrow, Barry ve Kara’yı kurtarmak için kendini (öyle tahmin ediyoruz) feda etmişti. Arrow’un bu nedenle ortadan kaybolduğuna dair teoriler var. Arrow’un öldüğünü duyan gerçek kanunsuzlar da şehri basıp ele geçirmiş olmaları o kadar tanıdık ki! Fakat yine de kendimizi bu meraktan alıkoyamıyoruz. Şehir nasıl bu hale geldi? Hangi koşullar altında oldu? İşte oralar kayıp…

Arrow’un ilk yedi bölümü o kadar güzeldi ki! Dövüş sahneleri çok daha kaliteli olması yetmedi, Oliver’ın hapse girmesiyle dizideki o olağan hava değişmiş ve bambaşka bir renk gelmişti. Fakat maalesef -her sene olduğu gibi- 10. ve 20.bölüm arası geçiş bölümleri olduğu için daha durağan geçiyor. Fakat üzülmeyin sayın Arrow sevenler, hepimizin de bildiği gibi son 6 bölüm inanılmaz heyecanlı geçecek! Beklemedeyiz!