5.000 yıl önce acımasız savaşçı Kral Memnon, kaderinde çöllerin korku dolu insanlarını yönetmek olduğuna inanıyordu. Komutası altındaki zalim barbarlardan kurulu ordusuyla her tarafı sildi süpürdü ve büyük bir katliam yaptı. Öldürmediği insanları köleleştirdi. Kendisine muhalefet edenleri sistemli bir biçimde yok eden Memnon’un stratejilerinin kaynağında geleceği çok iyi gören bir büyücü vardı. Büyücünün öngörüleri sayesinde düşmanlarına ne zaman, nereden ve nasıl saldıracağını biliyordu. Bu yüzden hiçbir savaşı kaybetmedi. Memnon’un zulmü karşısında sadece birkaç kabile direnebildi, son darbesinin kaçınılmaz olduğunu bildikleri için güçlerini birleştirme yoluna gittiler ve onu durdurabilecek tek güç olan Mathayus’un yardımını istediler.
Öldürme sanatlarında beceri sahibi bir suikastçiler kuşağından gelen Mathayus, Memnon’un elindeki en tehlikeli araç olan büyücüyü safdışı edebilecek tek güçtü. Böylece Mathayus çok büyük cesaret ve dayanıklılık gerektiren bu savaşın içine girdi. Öncelikle ünlü Gomorrah kentinde bulunan Memnon’un sarayına gizlice sızarak şeytan ruhlu Memnon’un en değer verdiği varlığın güzeller güzeli Cassandra olduğunu keşfetti. Ancak Cassandra’yı öldürmektense onu rehin alıp ıssız Ölüm Vadisi’nin derinliklerine götürme yoluna gitti. Mathaus bir gerçeğin farkındaydı: Hayatta kalabilmenin tek çaresi, Memnon ile direkt bir çatışmaya girmekten geçiyordu.