tds_thumb_td_300x0
Milyonları Ağlatan Film: Yedinci Koğuştaki Mucize

Yedinci Koğuştaki Mucize, bugün 2 milyon seyirciye ulaştı. Ben de size, milyonları sinema salonunda ağlatmaktan gözyaşı bıraktırmayan bir filmi kendi bakış açımdan yorumlayacağım.

Öncelikle belirtmek isterim k ; Aras Bulut İynemli için hiçbir övgü kelimesi yetmez. Aras’ı daha tanımıyor, oyuncu olduğunu bilmiyor olsam, gerçekten de canlandırdığı Mehmet (Memo) karakteri gibi zannederdim. Her oyuncu ağlar ama ağlatamaz fikrinin canlı örneği gibi!

Film bir kore uyarlaması, zaten bizim film ve dizilerimizin çoğu uyarlama ama kimi zaman bu da bir marifettir. Film o kadar büyüleyiciydi ki, beyaz perde ile göz teması kurduğunuz an gerek Aras’ın oyunculuğu olsun ,gerekse filmin yapısı olsun, dikkatinizin dağılmasına asla izin vermiyor. Büyülenmiş gibi bakakalıyorsunuz perdeye… Zaten filmde rol alan oyuncular çok yetenekli ,kadro mis gibi kalite kokuyordu.

Çok tatlı bir detaya inmek isterim ki, Aras ve filmin Ova’sı Nisa Sofiya inanılmaz güzel enerji yakalamışlar.. Yani o kadar bütünleşmişler ki rolleri ile,seyircinin ‘Aras bu kızın abisi gibi duruyor’ yorumunu aklından geçirmesi dahi mümkün değil. Normalde Aras o tatlı kızın abisi sayılır lakin filmde harika performans sergileyerek bize tam bir baba-kız hissiyatını kolaylıkla aşıladılar. 

Film ve oyuncu yorumunu kısa kesmek isteyerek ,film içi yorumuma geçmek istiyorum. Keyifli okumalar!

Memo karakteri harika inşa edilmiş. En duygusuz insan bile o karakterin güzelliği karşısında birkaç damla yaş döker,en kötü ihtimalle bir gözü dolar yani.. Sırf kızının aklı kaldı diye Heidi’li çantanın peşine düştü ama çanta gerçekten felaketlere yol açtı.. Ayrıca Memo karakteri bizi ağlatmak ile sınırlı kalmayarak insanlığa dair mesajlarda verdi. Bu tür insanların bizden eksiği olmadığını,hatta fazlası bile olduğunu çok güzel ilettiler bizlere.. Memo gibilerin kalpleri saf sevgi ile doludur. Akıllarından hiçbir zaman kötülük geçmez. Hatta hapishane sahnesinde koğuş arkadaşına bıçak çekildiği için ‘Günah!’ diye haykırarak ona kötülük yapılmasına rağmen arkadaşını koruması ve fedakarlığı uğruna yaralanması bu durumun en güzel örneği oldu 🙂 Her sahnesini izlerken ‘Keşke kalpleri katran bağlamış insanlar şu saf güzellikleri görse de dünya biraz daha yaşanılabilir hale gelse’ dediğim çok oldu…

Ayrıca gerçekte her ne kadar pasif de olsa ‘Adalet’ kelimesinin gerçek olduğunu filmde görmek beni inanılmaz mutlu etti.. Çokta adalet sayılmazdı ama aranızda halen daha izlemeyen varsa pat diye söylemek istemem ama ‘adalet’ diye bahsettiğim sahnede böyle bir duruma izin verilmesi ve Memo’nun suçsuz olduğuna nihayet inanmaları kalbimi buram buram mutluluk ile doldurdu.. Ayrıca filmin sonunda çok büyük şoka uğrayacaksınız,demedi demeyin 🙂

– Dostluğun konusu da oldukça güzel işlenmiş. Memo ilk koğuşa geldiğinde pek hoş karşılanmamıştı malum.. Herkes bir iftiraya veyahut yanlış anlaşılmaya kendilerini o kadar hazırlamıştı ki,doğrusunu öğrenmeyi kimse istemedi. Koğuşa düşer düşer düşmez daha ilk günlerinde bir sürü eziyet gördü Memo. Yarım akıllı diye adlandırıldığı için de her türlü ayak işini ona kitlediler ama o yine de sesini çıkartmadı. Lakin bir müddet sonra işler değişti. Her ne kadar ortada bulunan iftiraya herkes inansa da,koğuştakiler de zamanla Memo’nun bırakın küçük bir kızı öldürmeyi,karıncayı bile incitemeyecek kadar güzel yürekli olduğunun farkına verdi herkes. Zamanla koğuştakiler de Memo’ya karşı iyimser bakmaya başladı ve ona şans verdiler. Memo’nun suçsuzluğuna ikna olan ağalar onun için bir şeyler yapmaya başladı. İdam edileceğini bildikleri için hiç olmazsa son kez kızını görsün diye toplanıp plan yaptılar. İşte nereden nereye 🙂 Filmin bir harika detayı da Ova’nın koğuş sahnesiydi.. Memo da, Ova da oradaki mahkumlarla dost oldu ve çok güzel bir bağ yakaladılar..

Ayrıca ek getirmek gerekirse harika ötesi bir fedakarlık var.. O sürekli yatağında kara kara düşünüp,duvarındaki ize bakarak iç çeken Yusuf Ağa inanılmaz güzel bir şey yaptı..

Filmde en güldüğüm sahnelerden birisi ise,koğuştaki kader mahkumlarından birinin imam adama çaktırmadan alkollü çikolata yedirmesiydi.. Gerçekten bütün salonda kahkaha fırtınası kopmuştu tam o sahnede.. Hem komik,hem eğitici,hem de dramatik bir filmdi..

‘Lingo Lingo şişeler’ detayı beni çok etkiledi.. Gerçekten bu filmden sonra şarkıya bakış açım değişti. Çok tatlı detaylar vardı. Ayrıca belirtmek istediğim bir nokta daha var,onu söylemeden geçemeyeceğim gerçekten. Filmde Memo ile dalga geçen çocukları görünce çok sinirlendim. Üstelik bu tip çocuklar sadece filmlerde sınırlı değil.. Çocuk dediğin saf ve masum olur. Her türden insana ve hayvana karşı merhametli olur. Her daim dünyanın en masum varlıklarının çocuklar olduğunu iddia ederiz.. Bence aileler biraz bu konularda çocuklarına gerekli terbiyeyi vermeli.. Çünkü film/dizilerde bahsi geçen kişilik özellikleri,davranışlar,olaylar vesaire bunların ‘hepsi’ olmasa bile çoğu gerçek hayattan esinlenerek bir seyircilere aktarılıyor. İnsanlık açısından daha dikkatli olmamız gerektiğini düşüyorum..

Başta da söylediğim gibi,daha detaylı anlatmak gerekirse oyuncular harikaydı! Aras zaten zirve. Tamam tamam daha fazla övmeyeceğim.. Ama ne yapayım? 🙂

İlker Aksum ve Mesut Akusta gibi değerli oyuncularımıza da televizyonda ara sıra gördüğüm dizilerde rastlıyor ve beğenerek izliyordum projelerini. Daha ismi aklıma gelmeyen bir sürü yetenekli ve rollerinin hakkını sonuna kadar veren oyuncular var..

Son olarak,bu film kesinlikle Türk sinema tarihinin en iyi filmleri listesine çok rahat girer.. Yazımı okuyup da izlemeyen varsa çok büyük şiddetle tavsiye ederim.. Ayrıca ‘Ben çok ağlamam ya peçeteye gerek yok’ düşüncesine girmeyin sakın, gerçekten ihtiyacınız olacak.

Yedinci Koğuştaki Mucize filmini İzlemek İçin 5 Neden

Hafta sonunun zirvesini elinde tutan, izleyen herkesin olumlu yorumlarda bulunduğu, oyunculukların mest ettiği komedi yüklü bir dram filmi Yedinci Koğuştaki Mucize! Peki neden izlenmeli? Gelin o sebeplere bir göz atalım.

1. Oyunculuklar

Aras Bulut İynemli başta olmak üzere tüm kadronun oyunculuk şöleni yaptığı bu filmi izlemek istemez misiniz?Kadronun her bir ismi çok yetenekli ve tecrübeli oyunculardan oluşmakta. Adeta şampiyonlar ligi! Sırf oyunculuklar için bile bu filme gidilir.

2. Dramla komedinin harmanlanışı

Film dram olarak oldukça sağlam bir film olmakla beraber komedi yönü de oldukça güçlü. Hayatın içinden bir film. En dram dolu, en kötü anlarda bile film sizi güldürecek ve en eğlenceli anlarda bile Memo buruk hissetmenize sebep olacak.

3. Bir umut hikayesi

Acı dolu hikayesine rağmen, bu film bir umut hikayesi!A daletsizlikten,umutsuzluktan bıktıysanız bu filmi izleyin ve mucizeler için yeniden çiçek açsın inancınız!

4. Karakterlerin derinliği

Bu film ile yalnızca Memo ve Ova’nın hikayesini değil,yedinci koğuştaki karakterlerin hikayesini de izleyeceksiniz.Emin olun ki,koğuştaki karakterlerin hikayeleri de sizi Memo&Ova kadar etkileyecek.Tüm karakterlerin kendine ait bir hikayesi,bir derinliği var ve bu yüzden filmin her saniyesi dolu dolu!

5. Bu film bir sevgi ve dostluk hikâyesi!

İlk başta Memo’yu garipseyen,ona kötü davranan koğuştaki mahkumların zamanla nasıl da Memo’yu kabullendiklerini,sevdiklerini,korumalarını ve onun için uğraşmalarını izlemek insanın içini sıcacık yapıyor.Samimi,çıkarsız ve saf sevgiyle dolu dostluklara inancınız artıyor! Dahası Memo&Ova arasındaki kocaman sevgi bile bu hikâyenin bir sevgi hikayesi olmasına yeter!
 

BONUS:

Aras Bulut İynemli!
Kendisinin başarılı oyunculuğu da başlı başlına bir sebep, öyle değil mi? Eh; bunca nedenden sonra hala izlemezseniz hatrım kalsın! 🙂
 
error: Korunan İçerik!