Yasak Elma 14. Bölüm: Ben Hâlâ Sevdalı

   “Zeynep’in Alihan’la imtihanı…”

   “Bazı şeyler cesaret ister” der izleyicinin iç sesi bilge Hakan.

Bu bölümde Zeynep için neler yapabileceğine şahit olacağımız Alihan hem Zeynep’i hem de bizleri şaşırtmaya devam ediyor. Sevdiceğinin kalbinde yeniden yer bulmak için bir şirket satın almak! Tam da Alihan’dan beklenen bir davranış doğrusu.

Aynen Hakan’ın dediği gibi Zeynep’e karşı cesareti sıfır olan Alihan, Zeynep’le doğrudan konuşmak yerine çalıştığı şirketi satın alır ve öyle çıkar karşısına. Çıkar çıkmasına da, “özür dilerim, pişmanım” demek yerine “seninle tekrar çalışmak istiyorum” diyerek yine her şeyi berbat eder. Zeynep deliye döner haklıdır da öfkesinde. Çünkü ortada Alihan’ın pişman olduğuna dair en küçük bir işaret yoktur hâlâ. Alihan ise hala Zeynep’in gözlerinde aşkına dair küçük işaretler bulmanın derdindedir.

   Alihan’ın fragmanda “derdim sensin” dediğinde doğrusu fazlasıyla ümitlenmiştim Zeynoyla açık açık konuşacağına. Ama o yine yaptı yapacağını. Alihan’ın bu dolambaçlı taktiklerine hepimiz kızıyoruz, çünkü bu huyundan dolayı havaalanına zamanında yetişemedi, Zeynep’e “gitme kal” diyemedi ama yine de bu sefer böyle bir yol tercih etmesini anlayışla karşılıyorum. Çünkü; Alihan tüm köprüleri yıktığı halde yine de Zeynep’siz yapamayacağını anladığında inatçı keçisine tekrar ulaşmanın artık imkansıza yakın bir şey olduğunu anlamıştı. Bunun içindi hep bir şekilde Zeynep’le bağ kurabilme çabası. Ama nedense her seferinde falso verdi Alihan ki bunu da kendisinin aşk acemisi olmasına bağlıyorum. Zamanla pişecek, olacak. Benim acelem yok, ben beklerim yeter ki her şey karınca kararınca olsun. Alihan’ın kısık ateşte kıvama gelmesini izlemek ayrı bir güzel.

   “Adam gibi karşısına çıkmak…”

   Zeynep: “Alihan sen hayatımda gördüğüm en bencil ve en korkak adamsın. Senin tek bildiğin başkalarını kırıp dökmek ama kırıp dökerek kendini tamir edemezsin ki.”

   Bir insan kırıp döktüğü aşkı için neler yapabilir? Kendi tekli koltuğa sığdığı halde egosu üç oda bir salon olan Alihan Taşdemir şirkette umduğunu bulamayınca bu kez de şansını Zeynonun kapısına gelerek dener. Şansını denedi denemesine de bir türlü Zeynonun, fırsat verdiği halde beklediği özür ve açıklama gelmeyince sonunda suratına kapıyı yer. Zeynep bu hareketinde o kadar haklıdır ki, içinde aşka ve güvene dair ne varsa tuzla buz eden Alihan’a yine de bir açıklama yapması için şans verir. O ise konuyu, seninle çalışmak istiyorum gibi anlamsız bir cümleye bağlar. Kaldı ki Zeynep’in ilk şans verişi değildi bu. Atlanta’ya gitme kararı sonrasında da “gitmemi istemiyorsan söyle” diyerek yeterli derecede söz hakkı tanımıştı Alihan’a. Esas meseleye geri dönecek olursak, Zeynep’in kapıyı Alihan’ın suratına çarpmasına o kadar çok mutlu oldum ki, Zeynonun alacağının çoğunu tahsil ettiğini düşünüyorum. Çünkü Alihan Taşdemir’in suratına değil kapı çarpmak basit bir ters harekette bulunmak bile cesaret isteyen bir kişidir. Bence bu iyi bir ders olmuştur kendisine.

   “Ben başkasından hoşlanıyorum.”

 Alihan’ın Lal ile hâlâ ilişkisi var mı? Yıldız’ın hiç hoşlanmadığım bir huyu da, işin iç yüzünü anlamadan dinlemeden her gördüğünü Zeynep’e yetiştirmesi. Kaldı ki Zeynep küstüğü adamın ne yaptığını araştırmayacak kadar onurlu ve asil bir kişiliğe sahiptir. Ama tüm bunlar yine de onu üzmeye yetti çünkü kalbinde Alihan’a dair güçlü hisler barındırıyor. Zeynep, Alihan’a ne kadar kızsa da yine de kendisinden başka biriyle ilişki yaşayıp yaşamadığını merak etmekten kendini alamıyor ve hayatının en büyük hatasını yaparak Alihan’a, sen kız arkadaşın için geldin ben de Cem bey için dedi. Tabii Alihan bu fırsatı kaçırır mı? Elbette Kaçırmaz. Zeynep farkında olmadan Alihan’ı hâlâ sevdiğini ve onu kıskandığını gösteren hareketlerde bulunması aslında Alihan için bulunmaz bir fırsat oldu. Neyse ki Alihan egosunu bir kenara bırakarak “Lal benim arkadaşım, ben başkasından (senden) hoşlanıyorum” diyerek Zeynonun hem kalbini ferahlattı hem de aşkını itirafta küçük adımlar atmaya başladı. Zeynep her ne kadar, tekrar tekrar terslese de Alihan, pes etmeye niyetinin olmadığını gayet açık belli etti. Aslında bu iyiye işaret çünkü günahlarının affı için daha uzun bir yolu var. Uzun yolu var dediysem aslında o kadar da uzun olmayabilir çünkü Alihan, Zeynep’in artık eskisi kadar kendisine karşı katı olmadığını anladı. Bundan sonra ki devamında gördük zaten Alihan daha bir cesur ve arsız bir şekilde Zeynep’in üzerine gideceği belli.

   “Kapıdan kovulunca bacadan girmek…”

   İnsan sevdiğine ulaşabilmek için kaç şekle girer, kaç faklı yol dener? Sanırım Alihan bulabildiği bütün yolları deneyecek. Öyle ki bir daha asla görmeyi ihtimal dahi vermediği Emir’ i bile sever oldu. Bizler burada Alihan’ın evrim geçirmesine şahit oluyoruz adeta. Aslında evrim geçirmedi de kocaman gözlü minnağı için Emir’e katlandı desek daha doğru olur. Emir’e katlanmak, gecelerde kopmak, kardo lakabına razı olmak ve en onemlisi de Emir gibi birinin sürekli dokunmasına, sarılmasına tahammül etmek. İnsan içinden şöyle diyor “ey aşk sen nelere kadirsin”. Bu tür sahneler konuyu uzatmak adına gereksiz gibi dursa da Alihan’a ve duruma çok yakıştığını söyleyebilirim. Hem Alihan’ın Zeynoşun kalbini tekrar kazanmak için neler yapabileceğini görmüş olduk. Burada bir parantez açacak olursak Alihan, minnağı için çok çok çok güzel ve özel şeyler yaptığına da şahit olduk ama şimdi durum çok farklı çünkü günahı çok büyük. Ona göre de cezası da büyük olacak elbette. 

   “Gözlerin her şeyi bozduğu an…”

   Karşındaki kişi oyunu ki benim en çok sevdiğim sahnelerden birisidir. Bu oyundaki sorulardan birisi şu şekildedir. Karşındaki kişinin en dayanamadığı üç şey. Zeynep Alihan adına cevaplar: Geç kalmak, düzensizlik ve bir şeyin iki kere tekrar edilmesi. Alihan da Zeynep adına cevaplar: Haksızlığa uğramak, meydan okunması, bir de ben galiba. Zeynep’in cevabı evettir. O zamandan beri Alihan bilir Zeynep’in kendisine dayanamadığını. İşte bu yüzden her sıkıştığında açar, mavi floresan misali gözlerini derin derin bakar Zeynep’in gözlerine. Bu taktiği daha önce de deneyip olumlu sonuç alan Alihan, Emir’in zoruyla gittikleri eğlence mekanında da yine gözlerini devreye sokar. Zaten Zeynep bu sözleri söyledikten sonra Alihan’ı, mancınıkla bile fırlatsa kurtuluşu olmayacağı kesin olmuştur artık. Konunun işlenişini ben çok sevdim aslında. Çünkü Zeynep de açık açık duygularından bahsetmemişti hiç bir zaman. Hep Alihan, Zeynep adına söylemiş o ise onaylamıştır sadece. Barda geçen diyalogları, ilişkilerine yeniden başlayabilmek adına yeni bir yol açtı diyebiliriz.

   “Ben hâlâ deliyim hâlâ sevdalı…”

“Aşk güzel şey tabii. Eğer biri için değişmeyi göze alabiliyorsan, o aşkı hak etmiştir demektir” der bilge Hakan.

   Evet Alihan, Zeynep için değişimi göze almıştır artık. Çünkü o ya da daha doğrusu onlar hâlâ deli ve hâlâ sevdalı. Alihan’ın değiştiğinin en bariz örneği Zeynep’e “seni çok özledim” demesiydi. Her ne kadar Zeynep, sarhoş olduğundan dolayı bunları hatırlamayacak olsa da Alihan’ın kendine itirafı olarak önemli görüyorum bu sözleri. Çünkü insanın geçirdiği en büyük aşama, gerçeğiyle yüzleşme aşamasıdır ki Alihan bu bölümde bunları fazlasıyla yaptı. Zeynep’in barda yaptığı itiraftan sonra Alihan’ın mutluluğu gözlerinden okunması da görülmeye değerdi doğrusu. O nası çocuksu bir sevinçti? Zeynep git evimden dedikçe sanki kal demiş gibi seviniyordu acemi aşık. Bunca umutsuzluk ve özlemden sonra kim olsa aynı mutluluğu yaşardı. Yukarıda da yazdığım gibi Alihan artık Zeynep’i bırakmaya niyetli değildir. Zeynep “git evimden” dediği halde “gitmem, seni bırakmam” demesi artık çabalarının meyvesini alacağına işaretti. Ayrıca böyle bir şarkıyla böyle bir sahneyi bizlere armağan eden herkese teşekkür ederim. Buradan anmadan geçemeyeceğim, şarkının söz yazarı Ahmet Selçuk İlkan bestecisi ise Selami Şahin’dir. Şarkı seçimi müthiş, oyuncular ise harikaydı. Bunun yanı sıra flashback ile bizlere ZeyAl aşkının kısa bir hatırlatma yapılması da çok hoştu.

   Ve 15. Bölüm

   14. bölümün, küçük şikayetler olsa da bizleri yeterince mutlu ettiğini söyleyebilirim. Her ne kadar Alihan’ın öküzlüğüne kızsak da aslında olması gereken süreç buydu. Kendi adıma ben bu bölümde memnun ayrıldım. Yeni bölümde; Yıldız ve Halit’e yakalanan çifte kumrular, gizli aşıklar bakalım ne yapacaklar? Yeni gelen fragman fazlasıyla yoruma açık bir şekilde. Olabilirler ve olmayabilirler çok fazla. Alihan, Zeynep’le olan randevusuna gidebilecek mi? İzleyici olarak bu sefer arafta kaldık diyebilirim. Ama temennimiz o ki klişelerden uzak can çiftimize klişe bir şey yazmamış olmalarıdır. Alihan o buluşmaya gitmeli hatta kasaya kaldırdığı o yüzükleri, sıra dışı bir evlilik teklifiyle Zeynoşun parmağına takmalı. Bizler artık bir süre birlikte olan bir ZeyAl görmek istiyoruz. Uzun süredir gösterdiğimiz sabırdan sonra bu kadarını hak ediyoruz diye düşünüyorum.

Söylenecek sözler bitmez. Bu haftalık da bu kadar diyerek noktalıyorum. Sürçülisan ettiysem affola.

Kalın sağlıcakla…