tds_thumb_td_300x0
The Flash 6. Sezon 2. Bölüm Yorumu: A Flash of the Lightning

Flash’ın ikinci bölümü oldukça üzerine düşünülmesi gereken bir bölümdü. Gazetede çıkan haberi 1.sezondan bu yana zaten biliyorduk. Önce Thawne sebebiyle kaybolduğunu bilirken, zamanların değişimiyle Flash’ın geleceği de değişime uğramış ve kendi kaderlerini defalarca değiştirmişlerdi.

‘Bir parçam daima, yoldaki bu kriz sırasında kaybolursam, orada bir yerde sana dönmek için bir yol aradığıma inandı.’ demişti Flash.

Açıkçası ben de tam olarak böyle olduğunu düşünüyordum. Flash’ın gelecekten bir yerden kopup geri döneceğini düşünmüştüm hep. Öleceği hiç aklıma gelmemişti. Bunu kabul etmek ne Flash için ne Iris için (üstelik kızlarını daha yeni kaybetmişken) kolay değil. Iris savaş meydanına inmeye hazırken, Barry, durumu kabullenerek bütün mühimmatlarını bir kenarı attı.

Barry’i suçlayamam. Miyarlarca ölüm gördü. Farklı bir yol, gelecek görse eminim denerdi. Fakat Iris de kılıcını kuşanmakta haklıydı. Geleceği, Iris’in ölümü gibi, keskin zaman çizgilerini de değiştirmişlerdi. O yüzden bence Iris, Barry’e ‘Geleceği değiştirebiliriz.’ derken haklıydı. Daha öncesinde birçok defa yapmışlardı.

E bu sezon da Flash’ın son sezonu olmadığını biliyoruz.(Yani öyle umuyoruz) Dolayısıyla ölmeyeceğinin de farkındayız. Peki ne olacak? Flash yine geleceği değiştirmenin bir yolunu bulup dünyayı kurtaracak.

Şimdi diyeceksiniz ki, Flash milyonlarca, hatta milyarlarca farklı geleceği gördü. Sadece kendisinin ölümü, milyarlarca insanın hayatını kurtaracak. O senin dediğin nasıl oluyor diyeceksiniz. Haklısınız fakat onu bana değil, senaristlere diyeceksiniz arkadaşlar. Çünkü bu bölüm buram buram ‘O gelecek değişecek!’ dediler. Kokusunu aldım.

Umarım, ellerindeki bu kıymetli konuyu harcamamışlardır ve bizi inanılmaz bir sezon bekliyordur.

Ekibin geri kalanına gelirsek, Dibny beni her zamanki gibi güldürüyor. Cisco bir tık geri planda fakat daha sezonun çok başındayız. Büyük hareketler bekliyorum kendisinden. Muhtemel geleceklerden birinde kendisini Vibe olarak gördük. Artık kendi dünyalarında tekrar Vibe olur mu yoksa bu sadece farklı gelecekten bir kare olarak mı kalacak, göreceğiz.

Frost ise kendine bir yaşam stili aramakla meşgul. Kendini arıyor desek daha doğru olur. Çocukluğundan bu zamana kadar hep Caitlin’in içinde bir yerlerde takılı kalmış. Hayat nedir, nasıl yaşanır bir fikri yok açıkçası. Ekibimiz ise onun yeteneklerini keşfetmesine yardımcı oluyor. Ve bu da çok ama çok tatlı sahnelerin ortaya çıkmasına neden oluyor.

Geçen bölüm yorumunda bahsetmiştim. Hala Dibny ve Frost’un birlikte olacağına inanıyorum. O sahneler de oldukça ilginç olacak bence. Tabi olaylardan fırsat kalırsa!

Bölümde işlenen meta insanımız Allegra’yı ise çok sevdim. Neden bilmiyorum ama Iris’in yanında staja başlıyor olması, dizideki rolünün bir bölümden ibaret olmayacağının göstergesiydi bence. Gerçi senaristlere belli olmaz bir bölümde iyi gösterdikleri bir insanı ikinci bölümde sezonun kötüsü çıkarabilirler. Biz en iyisi tetikte olalım.

Allegra’nın kuzeni ise bölümün asıl kötüsüydü. Meta insanları eğiten bir suikast çetesi! Ne kadar da tanıdık(!) Kim olduğu tahmin edilebilir, öyle değil mi? Kollarınızı sıvayın, bir sonraki sezonun konusu belli oldu.

Flash’ın ise o radyasyon dalgalarından sağ sol yaparak değil de dümdüz koşarak kaçmaya çalışması, ayakta alkışı hak etti. Sonrasında ise gaza gelip, radyasyona doğru koşması ve onu yenmesinde hiçbir sıkıntı yok tabi. Fakat ilk kaçışında zikzaklar çizse fena mı olurdu? Dizi bu tip hataları kaldırmıyor artık.

Yine de dizinin en hassas sahnesi olarak, Barry’nin annesini gördüğü sahne olduğunu söyleyebilirim. Bir öncesinde Oliver ile annesinin karşılaşmasını izlemiş olmamın duygusallığı üstüne bir de bu geldi. Acaba son vedalaşmalarını mı yapıyorlar? Arkadaşlar beni de kötü kötü konuşturuyorsunuz ama olmaz ki canım! Neyse, iyi konuşalım iyi olsun. Bir sonraki bölümü heyecanla bekliyorum!

The Flash 6 .Sezon 1. Bölüm Yorumu: ”Boşluğa Doğru”

Flash, altıncı sezon, birinci bölümüyle sezona bomba gibi bir giriş yaptı. Tamam, itiraf ediyorum son ana kadar, diğer sezon başlangıçlarından daha düşük bulduğum doğrudur. Fakat son anda Monitor’un gelmesi ve ‘Flash’ın ölmesi gerekiyor’ demesi ile bölüm kendini birden yükseltti.

İzleyenler bilir, Arrow-Flash-Supergirl-Batwoman-Legend of Tomorrow (daha sayabilirim) ortak evrenlerde geçiyor. Ve bu dizilerden bazılarına da her sezona özel, ortak bölümler çekiliyor. Geçtiğimiz sezonda çekilen Else Worlds’de, Monitor adlı karakter ortaya çıkmıştı. Kafası fazla yerinde olmayan bir bilim insanına verdiği kader kitabıyla ortalığı birbirine katmıştı Monitor. Unutmadık. Oliver’ın ailesini terk etmesine neden olan olayı unutmadık. Flash ve Supergirl’ü kurtarmak adına kendini feda etmişti.

‘Neden hep sen?’ demişti Felicity. Bölüm yorumumda her zamanki gibi bu durumu ben de ağır kınamıştım.

 

Fakat aslında Monitor o kadar kötü olmayabilir. Dayanamayıp, biraz araştırdım. The Monitor’un bir de ikizi varmış. Anti-Monitor. (Evet, birdiler iki oldular.) Fakat Anti-Monitor sandığımızdan kat ve kat daha kötü. Elinde hiç bir kahramanda olmayan bir enerji var ve bunu 3 yaşındaki bir çocuğun kullanabileceği gibi kullanıyor desek yeri. Etrafına verdiği zararı umursamayan, kimin ölüp kimin yaşadığı onun için önemli olmayan, gücün pençesine düşmüş bir süper kötü!

Şöyle bir teorimiz var. (Geçmiş bölümlerde bahsedilmiş olabilir fakat hatırlamadığım için yazmak istiyorum.) The Monitor, Anti-Monitor’e karşı savaşacak süper kahramanlar arıyor. Ve onları bir teste sokuyor. Acımasız bir test… (Tabi bu sadece bir teori, çizgi roman kurgusunun dışına da çıkabilirler)

Önce Oliver, şimdi ise Flash, yarın öbür gün ise Supergirl… Dizide gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bilmediğim ufak bir spoiler aldım. Eğer Flash ve Supergirl’ün final sezonlarını bahsettiğim şeyi konu alırlarsa, bu işin sonu pek de iyi bitmeyecek, söyleyeyim.

Bölüme dönecek olursak, Iris ve Barry, hala Nora’nın yokluğuna alışabilmiş değil. Ne kadar yeniden çocukları olacaksa da hiçbir evlat bir diğerinin yerini tutmayacak tabi ki. Sonuçta o Nora’yı sonsuza dek kaybettiler. Ki sonsuza dek demek de bu noktada çok doğru olmayabilir bana her an bir yerden çıkacakmış gibi geliyor.

Bu arada, anlayamadığım bir şey var. Nora, annesi ve babasının yanına gelerek zamanı değiştirdi, öyle değil mi? O zaman gelecekteki Iris’in, aslında geçmişte Nora’yı gören Iris olması gerekiyordu, öyle değil mi? Biz bilim kurgu dizilerinden bunu öğrendik. Zamanda yaptığın en ufak bir değişim, geleceği etkiler. Tabi artık Nora silindiği için bunun pek de bir önemi kalmadı diyebiliriz.

Ekip ise yine tam takır çalışıyor. Dibny ortalıklarda görünmeyince bir an diziden çıktı sandım. Dizinin aranan yüzü… Kendisini Frosty ile shipleyen bir ben olamam değil mi? Hadi ama! Çok yakışmıyorlar mı? Ayrıca artık Frost’un kendi hayatı olmasının zamanı gelmişti. Geç bile kaldılar. Caitlin bu konuda oldukça düşüncesiz çıktı. Halbuki kaç sezondur diyorum…

Bölümün konusu bir kara delikti. Başta ilginç geldi fakat kara deliğe karşı Iris’in hiçbir yere tutunmadan savaş verdiğini görünce… Nasıl söylesem? ‘Flash olmak istiyorsa hepimiz toplanak da Flash diyek’ diye bağırasım geldi. Hayır kendini geçtim, başka birini de tutuyordu. Vay be… Kara delik de neymiş Iris West-Allen’ın yanında! Heyt!

Tam her şey güzel gidiyor derken şöyle saçmalıkları yapmaktan bir bıkmadınız arkadaş! Neymiş, kara deliği ortaya çıkaran bir insanmış. Başta izlerken Nora ile ilgili olduğunu düşünmüştüm. Ya da bunun gibi bir şeye bağlanacağına… Herkes bitti bir kara delikle bağlantılı meta insanımız eksikti.

Her şey bir yana, bu vereceğimiz savaşta herkesten çok Flash’ın geleceğini merak ediyorum. Neyi nereden bağlayacaklar acaba? Endişeliyim. Arrow’un içerisinde bulunacağı son (muhtemelen)  crossoverı tatlı tatlı, ya bu ne şimdi demeden izlemek istiyorum. Bakalım neler olacak?

error: Korunan İçerik!