Crisis on Infinite Earths Part 1 İncelemesi: Supergirl

“Başlangıçta sadece bir tane vardı. Tek bir sonsuzluk. Sonra sonsuzluk dağıldı. Ve sonunda karanlık patlak verdi, sonsuzluğu çoklu evrenle doldurdu. Her bir yaşam biçimi olası ihtimallerle katlandı. Uzaya ve zamana sonsuz oranda dağıldı. Medeniyetler doğdu ve yok oldu. Ve gerçekliğin doymak bilmez enginliğinde tekrardan doğdu. Hayat. Her engelin yüzünde sebat eden değerli bir hediye. Ta ki sonunda, kahramanların çağı başlayana kadar.”

“Kaos. Hayatın değişmez düşmanı. Çoklu evrenin şampiyonları tarafından uzak tutuldu. Tüm yaratılış adına savaşmak için el ele verdiklerinde, birbirlerini tam zamanında bulmuşlardı. Çünkü şu anda bütün çoklu evren saldırıya uğramak üzere.”

Geçen sezondan bu yana beklediğimiz kriz, kapımıza dayandı hatta eşikten içeriye adımını attı.

Maalesef, bu bölümde hiç de beklemediğim bir olay gerçekleşti. Birazdan buraya yazacağım şeylerin oldukça önemli spoiler içereceğini unutmayın lütfen. Bölümü sonradan izleyecekseniz, yazıyı şu anda okumamanızı öneririm.

Oliver Queen… Green Arrow. Bir kanunsuz. Bir eş. Bir baba. Ve en önemlisi bir kahramandı. Asla pes etmeyen, hayatının merkezine kendinden önce diğer insanları koyan… Onları korumak için canını veren, bunu yaparken de bir dakika dahi düşünmeyen bir insandı. Her dakikasını sevdiklerini korumak için, masum canları kurtarmak için harcadı. Ve başardı. Son nefesini de tam olarak, 1 milyar insanın canını kurtarırken verdi.

Monitor sadece Oliver’a değil, hiçbirimize verdiği sözü tutmadı. Oliver’ı bir savaş meydanında kaybettik. Öleceğini söylemişti zaten evet ama madem ölmüştü Felicity gelecekte nasıl Oliver’ın yanına gidebildi? Zaten o nokta oldukça karışıkken, şimdi Monitor’ün elinde olmayan ve öngöremediği bir gelecekle karşı karşıyayız. Bu bize umut verdiği kadar korku duymamıza da sebep oluyor.

Zaten Roy’un kolu sağ olsun, gelecekte bir şeylerin değiştiğini anlamıştık. (Tabi yapay bir kol üretilmediyse) Eğer gelecek değişmişse, Felicity’nin de Monitorle gitmemiş olma ihtimali oldukça yüksek.

Oliver o kadar çok, üstüne basa basa Felicity’i andı ki! “Annene onu ne kadar çok sevdiğimi söyle” dedi Mia’ya… İşte tam da bu yüzden çocuklar geleceğe döndüğünde Felicity’nin yanlarında olacağına ve Mia’nın ona mesajı ileteceğini düşünüyorum.

Peki Oliver gerçekten ölüyor mu?

Bu konuda farklı düşüncelere sahibim. Birden fazla seçenek var önümüzde… Öncelikle Titans dizisinin evreninin içindekilerle birlikte yok edildiğini biliyoruz. Ama Titans 3.Sezonu ile karşımıza çıkacak. Supergirl evreninin yok edildiğini biliyoruz fakat o kadar insanın başka bir gezegene taşınması sonucunda, o gezegenin geleceğinin çok da iyi bir noktaya gitmeyeceğini görebiliyorum. E Anti madde de ilerlemeye devam ediyor. Derken Oliver’ı da beklenmeyen bir ölüm karşıladı. Bütün bunlar, o kadar imkansız görünüyor olmasına rağmen, daha krizin ilk bölümünde karşımıza çıkan olaylar oldu. Fakat yine de bütün bunlar, bize her şeyin bir şekilde eski haline döneceği mesajını veriyor sanki.

Şahsen izlerken şok geçirdim. Öyle ki, Oliver’ın öldüğüne bile inanamadım başta. Ama ne zaman ki Monitor’ün yüzü düştü ‘Benim öngördüğüm gelecek bu değildi.’ dedi, o zaman kafama dank etti. Hemen gidip Crisis on Infinite Earths için yayınlanan fragmana baktım. Fragmanda Oliver’ın başka sahnesi yoktu. O an öldüğünü kabullendim ve göz yaşlarımı tutamadım. Çünkü Oliver -önceki bölüm yorumlarında da söylediğim gibi- benim 8 senedir takip ettiğim ve CW da yayınlanan DC dizileri arasında izlediğim ilk diziydi.Yeri benim için hep başka olacak. Oliver karakterinin gelişimine, Green Arrow oluşuna adım adım şahit oldum. Tam da bu yüzden, onu kaybettiğimiz an gözyaşlarımı tutamadım.

Yine de -nasıl olacak bilmesem de- her şeyin krizin gelmediği o ana geri döneceğine inanıyorum bütün kalbimle. Her şeyin yoluna gireceğini ve Oliver’ın tekrar yaşayacağına inanıyorum. Oliver orada can verirken gözlerim John’u aradı. Bu şekilde olamaz değil mi? Olmamalı…

Eğer buna tutunamazsam, crossoverları izlemeyi bitiremem. Sevdiğim karakterleri kaybetmekten nefret ediyorum ve Oliver’ın bunun için sadece bir adım olduğunu düşünüyorum.

Bunun dışında gelişen olaylar da oldu tabi. Örneğin Batwoman ve Ray arasındaki komik diyaloglar, bölümü izlerken neşe kattı. Paralel bir evrendeki Oliver’ı ziyaret ettiler ama o Oliver’ın da mutsuz olduğu ortaya çıktı. (Bu çocuğu hiçbir evrende mutlu etmiyorlar.) Derken yine duygulandığımız bir sahne vardı. Oliver’ın Mia’ya Green Arrow kostümü vermesiydi. Ben de bu ne zaman gerçekleşecek merak ediyordum. Ama sanırım doğru zaman bu zamandı.

Son olarak şunu söylemekten mutluluk duyuyorum. Eğer bir kahraman seçebilecek olsaydım. Benim kahramanım sen olurdun Oliver. Tıpkı, canın pahasına kurtardığın bir milyar insanın kahramanı olduğun gibi…