Siz Kardeşsiniz! | Zalim İstanbul 29.Bölüm Yorumu

Zalim İstanbul, iyisiyle, kötüsüyle, haklısıyla, haksızıyla, aşığıyla, sevgisiziyle, vicdanlısıyla, vicdansızıyla, hatasıyla, doğrusuyla 29.bölümü geride bıraktı. Bölüm yorumuna tam geçmeden önce söylemeliyim ki; 28.bölümün fiyaskosunu düzelttikleri bir bölüm oldu. Birçok şeyi netleştirmeye çalıştıkları, güzel adımlar atılan bir bölümdü. Peki bu bölümde neler oldu?

Geçen bölümü mahkemede bitirmiştik. Nedim, anlamsız bir şekilde suçu mahkemede de kabul etmişti. Anlamsız diyorum, çünkü Nedim polislere dahil kimseye “ben yapmadım” demedi. Demediği gibi kabul etti. Amcasının sadece “yaptın mı?” sorusuna tepkisi ise çok büyük oldu. Nedim, hatalar yapabilir. Bunda kimse onu suçlayamaz. Çünkü o daha küçücük bir çocuk aslına bakarsak. Hayatı, tekerlekli sandalyedeyken ıskalamış, insanların ona yaklaşımını bile tam olarak anlamlandıracak kadar hayat tecrübesi yok. Ben Nedim’in dediğim gibi hatalar yapmasını anlarım, ama bu kadar oyuna gelmesini anlamlandıramıyorum. Nedim, Agah’ı tek ailesi olarak görmüş. Agah’ın onun için yaptıkları az değil. Yıllarca Agah’ın yaptıklarını gören, onun sevgisini hisseden Nedim, Şeniz’in “amcan sana acıyordu” demesine inanıyor. Ceren’in “Amcan sana oyun oynuyor” demesine inanıyor. Ki bu ilk de değil aslında; Nedim, daha önce Neriman’a bile inanmıştı ve o yüzden şirketi bir an önce Agah’ın elinden almak istemişti. Amcasının sorduğu tek bir soru yüzünden amcasını silmeye kalktı, ona savaş açtı. Halbuki sadece “yapmadım” dese, Agah ona inanmaya dünden razıydı. Tek suçu; Nedim’i sorgulamaktı. Ama sorgulaması da çok doğru değil miydi? Nedim, her şeyi kabul etti çünkü polislere karşı. Agah, “konuş oğlum” dedikçe, sustu.

Agah, Nedim’e kendisini çok net anlattı. Nedim, buna rağmen amcasına savaş açtığını ilan etti. Nedim’in bu duruma pişman olacağını düşünüyorum. Umarım geç kalmaz pişman olmak için. Çünkü en kırmaması gereken kişi olan Agah’ı kırıyor her seferinde. Daha önce de hep Cemre’yi kırdığı gibi…

Şeniz, mahkemede Nedim’i sözde affedince tabii ki Şeniz’in bir planı olduğunu anlayan kişiler vardı. Bunlardan biri Cenk, diğeri de Cemre. Çünkü ikisi de Şeniz’in yapabileceklerini en iyi bilen kişilerdi. İkisi ayrı ayrı Şeniz’le konuşmak için lofta gitti. Onlardan önce giden biri vardı tabii ki o da Oya’ydı. Bir kez daha anladık ki, Şeniz Oya’nın tehditiyle birlikte Nedim’i hapisten kurtardı. Oya, tekrar Şeniz’i görmeye gittiğinde konuşulanları duyan biri vardı; o da Cemre. Cemre, hep bahsettiğimiz gibi bu dizinin dengesi. Bu dizide her konunun içinde olan ve denge sağlamaya çalışan kişi Cemre. Bu sırrı öğrenmesi gerekiyordu ve öğrendi. Cemre, bu sırrı öğrendiğinde Şeniz hakkındaki düşüncelerini de yeniden duyduk. Hem Nedim’i, hem de Cenk’i nasıl kullandığına dair kendi kendine konuşmasını dinledik. O ikisi için hâlâ şans olduğuna inanıyor ve bunun için uğraştı bölüm boyunca. Cenk’in annesiyle konuşması da oldukça önemliydi. Dizinin başından beri annesinden kurtulmaya çalışan bir Cenk var bizim karşımızda. Cenk, annesine yine onunla olmayacağını çok güzel belirtti.

Oya, bence iyi bir terapist değil. Hastalarını bir şeylere zorladığı için bu diyebiliyorum. Ama Cenk ile bir seans yapmalarını hep çok istemiştim şahsen. Bu bölüm, bu da gerçekleşti. Oya’nın sözleri aslında Cenk’in eleştirildiği noktalardı. Oya Cenk’e “Çözümsüz kaldığınız noktada intihara kalkıştınız” dedi, onun çaba harcamadığını iddia etti. Cenk’in aslında en çok konuşulan ve eleştirilen kısımlarından biriydi bu. Neden Nedim ile konuşmuyor? Neden intiharı seçiyor? Aslında cevabı basitti. Cenk, yıllarca psikolojik şiddete maruz kalmış ve çözüm üretemiyor. Bu yüzden de kendi yok oluşunun herkes için iyi olacağını düşünüyor. İntiharı bu yüzden ilk seçenek olarak kullanıyor. Cenk’in Cemre’ye dediği gibi, Cenk neyi tutsa elinde kaldı bu zamana kadar. O yüzden de çabası görülmüyor.

Ama gören biri var, o kişi de Cemre. Cemre bu bölümde kendisi söyledi “Ben senin yanındayım” dedi. Cenk, onun yanında olma nedeninin kendi için olmadığını düşünse de Cemre “Hatırlıyor musun? ‘Dikkat et hemşire, gözlerin karanlığa alışmasın’ demiştin. Ben o karanlıktaki iki çocuğu gördüm. Ben o karanlıkta birbirini arayan iki çocuğu gördüm.” devam etti. Evet, Cemre en başından beri Cenk’i gören kişi oldu. Onun için çabalayan kişi oldu, onu anlayan kişi oldu. Bu bölüm bunu Cemre, defalarca dile getirdi. Geçmiş sahnelerden bir repliğe dönüş de bu yüzden oldukça önemliydi. Cemre, hep böyleydi, bunu gösterdiler bize bir kere daha.

Bu bölüm, aslında karakterlerin gerçeklerinin yüzlerine vurulduğu bir bölümdü. Birkaç bölümdür özellikle Ceren, kendi sütten çıkmış ak kaşıkmışcasına herkese esip gürlüyordu. Şeniz’e, Cenk’e, Cemre’ye, Agah’a, Damla’ya, hepsine ahkâm kesiyordu. Bu bölüm yine bunu yapacaktı ki, Cenk çok güzel yüzüne vurdu “Söyleyene bak. Ben, senin neler yaptığını çok iyi hatırlıyorum Ceren hanım. Bu yüzden o sesini kes.” dedi. Ama Nedim, Ceren’i değil Cenk’i susturmayı tercih etti. Halbuki zamanında Ceren’in işkencesinden onu kurtaran kişi Cenk’ti. Cenk’in attığı adımların görülmediğine, çabasının hiçe sayıldığına bir örnekti aslında bu. Nedim, kendi işkencecisinin yanında olmayı tercih etti yeniden.

Bu bölümde olan güzel şeylerin başında da Agah-Cenk sahneleri geliyordu. Dizinin başından beri babasına kendini göstermeye çalışan bir Cenk gördük biz hep. Dizide gösterilen en yoğun duyguların başında Cenk’in baba sevgisi geliyor. Cenk, Nedim’i camdan atma nedeni olarak bile “Babamı çalacaktı” olarak gösteren biri. Çocukluğunda hep baba eksikliği çekmiş, büyüdüğünde baba sevgisizliği çekmiş biri. Agah ve Cenk arasındaki duvarlar yavaş yavaş kırılıyor. Aralarında sırlar kalmadıkça onlar da gerçekten baba oğul olabiliyor. Cenk, babasından gelecek her adıma adeta aç. Ondan gelen ufacık bir sarılmaya bile ufacık bir çocuk gibi seviniyor. Agah’tan Cenk’e atılan her adım, Cenk’ten Agah’a misli misli geri dönüyor. Bu ikili yavaş yavaş çok güzel baba-oğul oluyorlar. Cenk, babasına kendisini çok iyi anlattı. Onu üzdüğünü de kabul etti, onu nasıl sevdiğini de çok güzel ifade etti.

Oya, Cenk’e “ben insanlara ayna oluyorum” demişti, Cenk ona “benim aynaya ihtiyacım yok” dedi. Bu ayrıntı güzeldi. Çünkü Cenk, kendini bilen bir karakter. Cenk, kendi içini bilen biri. Aynaya bakan kişi, kendini görür. Cenk, bildiği kendini görmeye ihtiyaç duymuyor. Kendini dışarıdan gören birilerine ihtiyacı var, kendi göremediği şeyin başkaları tarafından gösterilmesine ihtiyacı var. Bunu da babasına “Ben çok yoruldum baba. Kaçmaktan, savrulmaktan yoruldum. Bir vicdanımın, bir öfkemin sesini dinlemekten yoruldum. Artık bana doğru yolu gösterecek, ben yolumu şaşırsam da bana rehberlik edecek bir babaya ihtiyacım var. Ben artık sana yakışır bir oğul olmaya hazırım baba. Hazırım. Yani tabii sen de istersen, ben artık seninle yanyana yürümek istiyorum. Gerçek bir baba-oğul gibi…” diyerek çok güzel ifade etti. Onun tek ihtiyacı yanında olan bir babaydı. Cemre’ye daha önce “yanımda durur musun? Beni anneme bırakma desem..” demişti. Çünkü onu koşulsuz, şartsız sevecek, her zaman yanında olacak tek kişinin annesi olduğuna inanıyordu. Bu, Cenk’i hataya da sürükledi defalarca. Ama babasından ufacık adımlar gören Cenk, özüne de döndü. Babasına geldi. Agah da ona çok güzel adımlar attı. Şimdi sırada onların güzel baba-oğul ilişkisini izlemek var.

Cemre, Şeniz ve Mümtaz sırrını öğrendikten sonra ne yapacağını şaşırmış haldeydi tabii ki. Oya’ya tekrar gittiğinde de Oya’nın Cenk ile alakalı bir test yaptırdığını öğrendiği gibi o testin sonucunu çaldı. Bu sahnedeki en önemli ayrıntı bana göre şu; Cemre, daha önce “Nedim’in mahremi” diyerek ses kaydını dinlemedi ve Oya’ya geri verdi. Ama “Cenk için test sonuçları” dendiği an kendi etik değerlerini bir kenara attı ve o test sonuçlarını çalıp okudu. Aslında bu, Cemre için ilk değildi. Cemre, etik değerlerini Cenk için defalarca hiçe saydı. Sırrını ilk söylediğinde de bunu kimseye söylemeyerek yaptı, Şeniz’i ele verirken Cenk’i ele vermeyerek de yaptı, hapishanede kalmak uğruna Cenk’i satmazken de bunu yaptı. Bunlar birkaç örnek, Cemre’nin yaptığı daha birçok şey oldu. Test sonuçlarında Cemre, Cenk ve Nedim’in kardeş olduğunu öğrendi. Bölüm boyunca Cenk ve Nedim’in birbirleriyle kavga ettiklerini gördükçe onları ayırmaya çalıştı. “Siz kardeşsiniz. Aynı candansınız” diyip durdu. Ama Cenk’in de Nedim’in de bir olmaya pek niyeti yok gibi duruyor. Cemre’nin baba olayını öğrendikten sonraki tavırları da çok önemliydi bence. Öncelikle şu önemli bir ayrıntı ki; Nedim’in Şeniz&Mümtaz ilişkisini bildiğini ve travması olduğunu biliyor. Cenk’in bu ilişkiden haberi yok, doğal olarak bu konuya dair bir yarası yok. Ama Cemre, Nedim’in bu yarasını iyileştirmek yerine, ‘biliyorum seni anlıyorum ve yanındayım’ demek yerine Cenk’e gitti her seferinde. Cenk’in daha oluşmamış yaralarını şimdiden tamir etmeye çalıştı. Cenk’in Cemre için ne kadar önemli olduğunu bölüm içinde defalarca gördük aslında. Nedim’e daha önce hastane sahnesinde de Cenk’i anlatmıştı. “O, bir adım attı. İki çocuk için de uğraştı” gibi şeyler söylemişti. Bu bölüm Nedim’e yine “Cenk’in adımlarını görmek istemiyorsun” diye kızdı. İki çocuğun beraber olmasını istiyor, onları bir yapmak istiyor, bu doğru. Ama Cemre, fark etmeden Cenk’in her yaptığını çok önemsiyor ve her konuya Cenk odaklı yaklaşıyor. Bu da bize Cenk’e verdiği değeri gösteriyor aslında.

Sahildeki Cemre ve Nedim sahnesi de bölümün bir diğer önemli sahnelerindendi. Cemre ve Nedim, birbirlerine duyduğu merhameti, sevgiyi, karıştırdı. Çünkü ikisi de daha önce hiç aşık olmamıştı, aşk nasıl olur bilmiyorlardı. Onlara söylenen şey buydu. Cenk, Cemre’ye aşık olduğunu imâ ettiğinde Cemre de bu hislerin gerçekten aşk olduğunu düşündü. Nedim, ona annesinden sonra şefkat gösteren ilk kadın Cemre olduğu için ona beslediği hisleri yine aşk zannetti. Bu ikili arasında çok güzel bir bağ olduğunu düşünüyorum ben. Ama bu bağın aşk ile uzaktan yakından alakası yok. Bu bölümde bunu da gördük zaten. Bir de önemli repliklerden biri Nedim’den geldi. “Sen benim elimi tutmadığından beri, güzergahımda yoksun” dedi Cemre’ye. Bu da aslında Cemre’ye olacak herhangi bir şeyde Nedim’in onu umursamayacağını gösterdi bize.Ve Nedim doğru bir şey daha söyledi “Belki de biz birbirimizi hiç tanıyamadık” diyerek.  Bir de Cemre, aşık olsaydı eğer bu sahnenin sonunda Nedim’in peşinden “o senin kardeşin” demezdi, “ben, seni seçmek istedim. seni seviyorum” gibi şeyler söylerdi. Ama o, Nedim’i oraya sadece Cenk’i anlatmak için çağırmıştı ve ondan fazlası onun için önemli değildi. Bu konuşma olmalıydı. Cemre ve Nedim, eteğindeki taşları döküp tamamen ayrılmalıydı. Bu sahne, buna hizmet etti.

Bölümün bir diğer önemli şeyi de Cemre ve Cenk’in boşanma mevzusuydu. Cemre ve Cenk, ikisi de atarlı giderli, birbirlerini çok iyi tanıyıp görebildikleri için en yalın halleriyle birbirlerine konuşabilen bir çift. Cemre, Cenk ve Nedim’in kardeş olmasını beklerken ikisini sürekli boğaz boğaza görünce tabii ki bunu Cenk’le de konuştu. Birbirlerine bağırıp çağırırken de en sonunda boşanma kararı aldılar. Cemre, boşanmak istedi ve Cenk de kabul etti. İkisi de buna pişman oldu. Boşanma konusu her açıldığında hallerinden, boşanma protokolünü imzalarken de bunu hep belli ettiler aslında. Ama birbirlerine hislerini açamayan ikili, tabii ki sözlerinden de dönemediler. Boşanma konusunda gerçeği Cemre, ilk olarak annesine anlattı. “Biz zaten Nedim için evlenmiştik, boşanıyoruz” dedi. Seher, kızının halinden başka bir şeyler olduğunu da anladı aslında. Cemre’nin Cenk’e karşı hislerini anlamasına yardımcı olacak kişilerin başında Seher geliyor bence.

Bir diğer his anlama mevzusu da Agah-Cenk cephesinde yaşadı. Cenk, aşkını Ceren’e, annesine ve Damla’ya itiraf etmişti. Agah, daha önce anladığını söylediğinde sadece kafa sallamakla yetinmişti. Agah, boşanma mevzusunu öğrendiğinde Cenk’in gözlerinden anladı ve sordu “Sen, bu kızı seviyor musun?” dedi. Cenk, bocaladı ve gerçeği tabii ki söyleyemedi. Ama Agah, anladı ve oğluna tekrar sarıldı. Bu ilişkide bir diğer farkındalığı sağlayacak kişi de Agah olacak o yüzden bence.

Cenk ve Cemre, boşanma konusunda bir karar verince geri dönmediler tabii ki. Ama boşanma işlemlerini yaparken de adeta yeni flört eden kişiler gibi olmayı da ihmal etmediler. O protokolü imzalarken ikisi de tereddüt etti. Ama bu vazgeçiş ikisi için de gerekliydi. Çünkü aşkı anlamanın en etkili yollarından biri, onu kaybetmektir. Cemre, ilk kez Cenk’in intiharında bunu yaşadı. Cenk, zaten Cemre’ye aşkında çok net. Boşanma kararı sonrasında kendi kendine “Boşanalım bakalım. Sen benim kalbimi ellerinde tutarken boşanalım bakalım” diyerek içip ağlaması da tekrar içimizi acıttı.

Protokol imzalandıktan sonra evde eşyalarını toplayan bir Cemre gördük. Eşyaları toplarken odaya bakışı, yaşadıkları şeyleri düşünürken yüzünden geçen hüzün de anlatıyordu aslında her şeyi. Bu sahnede olan en güzel şeylerden biri Cenk’in Cemre’ye teşekkürüydü. Cenk, sevdiği kadına sarılamadı. Ona kocaman sarılıp, bırakmak istemediğini söylemek isteyen gözleri vardı. O sadece Cemre’nin elini tuttu ve o elleri öptü. Sonrasında da “Cemre, ben çok teşekkür ederim. Bana, iyi bir adam olma fırsatı verdiğin için sana çok teşekkür ederim Cemre. Gerçi, pek beceremedim ama. Sen, en azından çabaladın. Beni buna layık gördüğün için sana çok teşekkür ederim.” dedi. Aslında bu da çok özeldi. Cenk, onun yanında olan birilerine ihtiyaç duyarken Cemre çıkıp gelmişti. Cenk’i anlayan, onun yanında olan bir Cemre, Cenk’in kalbine de konmuştu. Cenk, aylardır sevdiği kadının başka bir adam uğruna ağlamasını görüyor, onu yatıştırma görevini görüyor. Kalbi kırılıyor sürekli, ama asla Cemre’nin kalbini kırmıyor. Bu teşekkür de Cenk’in Cemre’yi nasıl güzel sevdiğini bir kez daha gösterdi bizlere. Bu dizide aşk uğruna kendini feda eden bir Cenk izledik hep. Bu aşkı hak edenin Cenk olduğunu gördük. Cemre’nin bunu anlamasının da çok yakın olduğunu düşünüyorum.

Bölümün en önemli ayrıntılarını tabii ki unutmadım. Her ne kadar biraz bahsetmiş olsam da, ayrıntılı bahsetmem gereken ve bu bölümde en çok gördüğümüz şey Cenk ve Nedim kapışmasıydı. Nedim, iş bilmediği halde yeni tanıştığı Yusuf ile bir şeylere kalkıştı sürekli. Önce evde yemeğe davet etti. Orada gerildiler ve yumruk yumruğa dövüştüler. Cenk, yine Nedim’in bir şeyler bilmediğini yüzüne vurdu. Cenk, bunları söylediğinde “o çocuk senin yüzünden böyle” diyenler oluyor. Ama asıl sonuca bakmak gerekiyor böyle konularda. Nedim, iş bilmeden bir şeyler yapmaya çalıştığında hepsinin başına işler açılacak çünkü. Bir diğer sahnede ise şirkette birbirlerinin üzerine yürüdüler. Cenk, amacını orada çok söyledi aslında “Nedim sen ne yapıyorsun? Babamın emeklerinin üzerinde tepiniyorsun şu anda” diyerek. Babası, bu şirket uğruna Cenk’in yanında olmadı. Bu şirket uğruna ailesini ihmal etti. Bu şirket, Cenk’ten babasını aldı. Ve babası bunca emek vermişken ona bir şey olmasını tabii ki istemiyor. Daha önce de defalarca duyduğumuz gibi Cenk, babası için uğraşıyor yine.

Cenk’in şirketin başına geçmek gibi bir derdi olmadı. Babasına da hep “seni yanımda görmek istiyorum. Ben tek başıma yapamam” gibi şeyler söyledi aslında bölüm boyunca. Ama Agah, hepimiz gibi Cenk’i de şaşırtarak bütün yetkilerini Cenk’e teslim etti. Tabii ki bu Nedim’in biraz daha hırslanmasına neden oldu. Bu saatten sonra bu kapışma daha da büyüyecek belli ki.

Ve geldik Şeniz-Cemre cephesine. Cemre, babalık testini öğrendi ve hemen Şeniz’le konuştu. Cenk ve Nedim arasında büyüyen tansiyonun artık bitmesi gerektiğini düşünüyor ve elinden hiçbir şey gelmiyor. İkisiyle de konuşmak işe yaramadı çünkü. Onların gerçekten kardeş olduklarını öğrenmelerinin işe yarayacağını düşündü o yüzden. Şeniz’i de bu konuda tehdit etti. Çocuklara gerçeği söyleme görevini ona verdi, yoksa kendisinin söyleyeceğini belirtti. Cemre, Cenk istediği için o partiye onun yanında son defa karısı olarak katıldı. Şirketin Cenk’e geçtiğini öğrendiğinde de aralarındaki husumetin büyüyeceğini anladı zaten. Şeniz’den gerçekleri duymayı bekledi, ama duymadı. İş başa düştü diye düşünürken bölüm sonunda bir sürpriz ile karşılaştık. Şeniz, Cemre’yi bir oyun ile kaçırdı. Şeniz, Cemre’ye ne yapacak? Bu durumda Cenk ne yapacak? Nedim ne yapacak? Hepsini ilerleyen bölümlerde göreceğiz. Ama bölüm içinde bize tüyolar verildiğini düşünüyorum. Cenk, Cemre’yi sabah evde göremediğinde “Merak ettim, haber verseydin” derken, Nedim, Cemre’ye “artık güzergahımda değilsin” dedi. Ayrıca boşanma işlemlerinin de onu oyuna getirmek için bir komplo olduğunu düşünüyor Ceren kaynaklı. Kaçırılan Cemre’yi umursamayan bir Nedim göreceğimizi düşünüyorum. Bunun yanında Cemre’yi her yerde arayan bir Cenk de kaçınılmaz geliyor bana. Ayrıca geçmişe dönük iki replik duyduk bu bölüm. İkisi de Cemre ve Cenk cephesinden geldi. Bu geri dönüşler de aslında ileride de devam edeceğine işaretti. Cemre’nin Cenk’e aşık olmayacağına dair söylediği büyük konuşmalarına geri döneceğimizi düşündürttü bana.

Yeni bölümlerde neler olacak, göreceğiz. Senaryo çok güzel bir toparlanma sürecine girdi bence. Bu seyir zevkinde devam ederlerse, her şeyde bu kadar net olurlarsa dizi gittikçe daha da güzelleşecek.