Yılın En İyi Filmi: “Roma” Film Yorumu

Alfonso Cuaron’un yazıp yönettiği Roma, Meksika-Amerika ortak yapımı bir aile draması. Dağıtım hakları Netflix’te olan film 14 Aralık’ta vizyona girdi ve aynı anda Netflix kütüphanesine de eklendi. Filmin gösterilmekte olduğu ülkeler arasında Türkiye de bulunmakta.

Film, Meksika’nın siyasi olarak karışık olduğu dönemde 1970’lerde Roma adlı bir mahallede geçiyor. Bir ailenin hikayesine odaklanan Roma arka planda dönemin siyasi hayatını, sınıf farklarını ve cinsiyet eşitsizliklerini de işliyor. Bağımsız sinema örneği olan Roma, herkesin seveceği türde bir film olmaktan uzak ancak yılın filmi olarak gösterilmeye layık bir film.

Roma, Cleo adında bir hizmetçiyi merkeze alıyor. Cleo, evin hanımı, büyük anne ve çocuklar tarafından aileden biri olarak kabul görüyor ama bazen öyle bir davranıyorlar ki o sınıf farkı gün gibi ortaya çıkıyor. Hatta Cleo’nun kaç yaşında olduğu gibi basit şeyleri bile bilmedikleri ortaya çıkıyor.

Filmin sınıf farkını en iyi anlattığı sahne kesinlikle yangın sahnesiydi. Alt sınıf, yangını söndürmeye çalışırken üst sınıftan olanların her şeyi yukardan sakince izlemesi bunun etkileyici bir özetiydi. Aynı yerdeler, onlar da yangının içindeler bir başka deyişle ”aynı gemideler” ama sadece yukarıdan her şeyi seyrediyorlar. Aslında alt sınıf yansa, hemen üst katta oturanların da etkilenmemesi mümkün değil ama bunu göremiyorlar.

Filmde işlenen eşitsizlik örneklerinden bir diğeri de cinsiyet üzerineydi. Cleo büyük bir aşk yaşadığını sanarken aşık olduğu genç onu terk ediyor. Cleo ise hamile kaldığını öğreniyor. Bebeğin babasına bir şekilde ulaşıyor ama bebeğin babası, hem bebeğin hem de Cleo’nun kafasını dağıtmakla tehdit ediyor.

Cleo, bebeği ile hizmetçilik yaptığı evde yalnız kalıyor. O evin babası ise ”yalandan” seyahatler ile genellikle evde olmuyor. Bu evde, farklı sınıflara ait olsalar da aslında iki kadının hayatının nasıl kesiştiğini ve birbirlerine destek olduklarını izliyoruz. 

Hatta evin hanımı bir akşam eve sarhoş dönüyor ve Cleo’ya “Ne derlerse desinler biz kadınlar yalnızız.” diyor.

Cleo’nun bebeğinin ölü doğması ise son sahnede bambaşka bir olaya bağlanıyor. Evin iki çocuğu denizde boğulurken Cleo daha önce yüzme bilmediğini söylediği halde denize girip çocukları kurtarıyor. Sonra da birbirlerine sarılmış haldelerken bebeğin doğmamasını istediği itiraf ediyor. Bebeğin ölü doğacağı aslında bize diyalogsuz sahnelerle yönetmen tarafından önceden de anlatılmıştı. Örneğin, doğacak bebeğe beşik alaya gittikleri sahnede mağazadaki saatlerin bariz bir şekilde Meksika’daki katliamın başladığı saati görmesi…

Mağazaki bir diğer gönderme ise ”120 Dolar” etikedidir. Meksika’daki katliamda 120 genç ölmüştür. Katliamın arkasındaki sebep ise Dolar=Amerika olarak simgelenmiştir.

Özetle Roma, dönemi oldukça geniş bir perspektiften ele alırken, hem ırk hem sınıf hem cinsiyet eşitsizliklerini hem de bir ailenin hayatını etkileyici bir şekilde ortaya koyan, iddialı bir film. Filmin Akademi ödülü ile döneceği tahmin ediliyor. Neden olmasın?