Rise of Empires: Ottoman 1. Sezon İncelemesi

Netflix Türk Orijinal yapımı yeni belgesel türündeki dizi, ”Rise of Empires Ottoman”, 24 Ocak’ta seyirciyle buluştu. Yönetmen koltuğuna Emre Şahin’in oturduğu, senaryosu Celal Şengör ve Emrah Safa Gürkan danışmanlığında kaleme alınan dizi, Fatih Sultan Mehmet’in İStanbul’u fethini konu alıyor. Dizide II. Mehmet Rolünde Cem Yiğit Üzümoğlu’nu izliyoruz. Kadroda ayrıca Selim Bayraktar, Tuba Büyüküstün, Birkan Sokullu, Osman Sonant ve Damla Sönmez gibi başarılı oyuncular da yer alıyor.

Konusu

Rise of Empires Ottoman’ın ilk sezonu 6 bölümden oluşuyor ve tüm sezon Fatih Sultan Mehmet’in tahta geçiş anından itibaren İstanbul’un fethini anlatıyor. Yani 6 bölüm de İstanbul kuşatmasının tüm haftalarını ve fetih gününü işliyor. Bunun dışında saray ile ilgili başka hiçbir konuya odaklanılmıyor.

Sonunda Hak Ettiğimiz Gibi Bir Fatih Sultan Mehmet İzleyebilmek!

Öncelikle, kısaca diziyi çok başarılı bulduğumu belirtmeliyim. Başta dizinin dilinin İngilizce olmasına karşı ön yargılıydım ama izlediğim zaman aksanlar bile kesinlikle rahatsız etmedi. Oyuncular, İngilizce rol yapmalarına rağmen role ve duyguya girmeyi başarmışlar. Özellikle de Cem Yiğit Üzümoğlu’ndan hem yaş hem de oyunculuk itibari ile mükemmel bir Fatih Sultan Mehmet olmuş. Gençliğinin verdiği azmi, hırsı, kibri, heyecanı, öfkeyi kısacası her bir duygu ve ruh halini müthiş yansıtmış. Kendisini yer yer Game of Thrones’un Robb Stark’ına benzetmek de mümkün. 🙂

Dizinin Charles Dance anlatımı ile süslenmiş introsuna değinmiyorum bile. Intro bana bir zamanların efsane BBC dizisi Merlin’in girişini anımsattı. Fatih Sultan Mehmet’i çok anlamlı betimleyen bir açılış olmuş.

Diziye dair Bizans’ı çok güçlü göstermişler gibi birtakım eleştiriler görsem de buna katılmıyorum. Tarih objektif bir şekilde anlatılmış. Tarihçiler sık sık Fatih Sultan Mehmet’in dehasından bahsettiler. Buna rağmen elbette bir tarafta da 23 kez kuşatılmış ama alınamamış bir şehirden, dönemin şartlarında yıkılamaz surlardan ve zincirlerle korunan Haliç’ten bahsediyoruz. Elbette objektif bir anlatım ile iki tarafın da başarıları işlenecekti. Sonuçta Diriliş Ertuğrul izlemiyorsunuz değil mi?

Dizide surların toplarla yıkılması, lağımcılar, gemileri karadan yürütme gibi tüm zekice adımlar tek tek işleniyor. Hepsi de sırayla denenen yöntemler. Mehmet’in en çok bu yanı etkiledi diyebilirim. Dizi boyunca büyük bir mücadele ve hırs izliyoruz. Asla pes etmiyor, her defasında yeni bir strateji oluşturarak zekasını daha da konuşturuyor. Hatta tarihçiler onun neredeyse inat ettiğini, meydan okuduğunu söylüyorlar.

Üstelik başta sadrazam Çandarlı Halil olmak üzere çevresindeki çoğu kişi ona fetihi yapmamasını söylüyor. Hatta neredeyse ihanet ediyorlar. Ama Fatih Sultan Mehmet, henüz 21 yaşında olmasına rağmen kendine olan inancını hiç kaybetmiyor.

Fatih Sultan Mehmet, 5 dil biliyor. Müthiş bir zekaya ve yeteneğe sahip. Ayrıca astrolojiyi ve matematiği de çok iyi biliyor ve astrolojiyi de adeta matematik gibi kullanıyor. Ayın hareketini izleyip, ayın geceyi aydınlatmadığı ”karanlık” olan zamanları savaş stratejisi olarak saklanmak için kullanıyor. Bu kısımlar dizide çok detaylı incelenmese de, biraz daha batıl olan bölümler diziye/belgesele konu edilmiş. ”kanlı dolunay” ve astroloji son iki bölümde önemli rol oynuyor. Savaş ve ortaçağın mistik atmosferi ve söylentileri de diziye bir süs olarak dahil ediliyor.

İkinci Sezon Gelecek mi?

Sezon finalinden anladığımız kadarı ile İstanbul’un fethinden itibaren Osmanlı İmparatorluğunun yükselişe geçtiği 300 yılı da işleyemeye devam edecekler gibi duruyor. İkinci sezonun konusunu bilmiyoruz ancak TV Time’a göre dizi ”devam ediyor.” Yani TV Time, ilk sezonu bitirdiğinizde yeni bölümler gelecek diye müjdeliyor.

IMDb’den ne haber?

Dizi 8,7 puan ile açılış yapmıştı. Güncel IMDb puanı ise 8,3. Gayet başarılı diyebiliriz. Şuan için Netlix yapımı en yüksek puanlı Türk dizisi olmuş oldu. Atiye’nin güncel puanı 7,7  The Protector’ın güncel puanı ise 7,0.