Mindhunter 2.Sezon 2.bölüm İnceleme: Otero Hanesi

Öncelikle söylemeliyim ki bu bölümle, o çok özlediğimiz Mindhunter gerilimini yakalamış bulunmaktayız. İlk bölümün üzerine böyle bir bölüm izlemek, sezonun sonuna doğru daha gerilim dolu bölümler izleyeceğimizin habercisi oldu.

Açıkçası bu bölüm bir vaka üzerine idi. Aralara, diğer bölümlerde muhtemelen göreceğimiz, olayların başlangıçları serpilmişti tabi. Örneğin, Bill’in eve geldiğinde bahçe kapısını açık bulması bunlardan biri. Başta ‘tesadüf olabilir biz gerilim yapalım diye açık bırakmışlardır’ diye düşünsem de, bölümün sonunda gelen cinayet haberi, bunun sadece bir tesadüf olmadığını bize gösteriyordu.

Başka bir insan bahçe kapısını açık bulsaydı. Bunu o kadar da önemsemezdi. Fakat her gün birbirinden farklı işlenmiş cinayetlere dedektiflik yapıyor olsanız ve sizinde bahçe kapını açık kalsa, sizde Bill gibi tedbirli davranır ve uyumazdınız. Takdir ettim.

Bölümün konusu Otero hanesinde işlenen cinayetti. Beş sene önce işlenmiş olan bu cinayet, BİÖ’nün işlediği tek cinayet değil. Bununla birlikte toplamda yedi cinayet işlemiş. İşin ilginç noktası Ajan Bill ve Ajan Holden’a göre, BİÖ’nün bu cinayetleri, başka suçlulardan alıntılarla işliyor olması. Birnevi örnek alıyor da diyebiliriz. Durum böyle olunca da hareketleri tam olarak tespit edilemiyor. Çünkü kendi tarzını oluşturuyor. Bu suçları neden işlediği ise hala muamma…

Ajan Holden’ın ve Ajan Bill’in -Sherlock Holmes tadında- bilmeceleri çözmeleri ise, izlerken oldukça keyif veren detaylardan. Örneğin, aracın sol tarafını değil de her zaman sağ tarafını (oturan kişiye göre) hedef alması, o dönemde genellikle erkeklerin araba kullandığını düşünürsek, katilin asıl hedefinin arabanın sağ tarafında oturan kadınların olması bilgisi, çok önemli bir bilgiydi. Çünkü düşündüğümüzde, katil ilk cinayetinde evde yetişkin bir erkek olduğunu bile bile girdi. Belki de katilin hedefi kadınlar değil de erkeklerdi. Ajan Bill’in tanıkla konuştukları da, bizimle aynı soru işaretine sahip olduğunu gösteriyor.

Yine de ilk cinayetinde bodrum katında yaşananlar bu teoriyi bozuyor. Bozduğu gibi suçlunun sınıflandırmasını da yapmak da zorlaşıyor. Fakat gelecek bölümlerde buldukları ipuçlarıyla olayın çözüleceğine eminim. Öyle umuyorum.

Ajanlarında buna yönelik ilk adımı ‘Sam’in Oğlu’ olarak adlandırılan suçlu ile konuşmak oldu. Suçları işleyen zanlının, örnek aldığı isimlerden biri olduğu için, vakayı çözmede yardımı olacaklarını düşündüler ve kesinlikle haklılardı. Wendy başta bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmese de, bence bir davayı çözmek için bu göze alınabilecek bir ayrıntıydı. Ve öyle de oldu.

Ajan Holden’ın konuşmanın başında oldukça sakin kalması beni korkuttu. Yine panik atak geçirecek sandım. Fakat bu olayı yine sezon finaline yaklaşırken izleyeceğiz sanırım. Ama izleyeceğiz eminim ve Wendy gibi ben de tetikteyim.

Başlarda Ajan Holden’ın davranışlarında olan çekingenlik, olayın içine süzüldükçe etkisini yitirdi. Dağ gibi adam gitti derler ya, konuşmanın başında bende aynen böyle düşünmüştüm. Fakat son anda, Sam’in Oğlu diye adlandırılan suçluyu köşeye sıkıştırınca, geri  döndüğünü anladım ve rahatladım.

Wendy yine de durum değerlendirmesi yapmak için Ajan Bill ile birlikte bir bara gittiler. Tek amacı Holden ve durumunu konuşmak değildi tabi. Orada dikkatini çeken birisi daha vardı. Yaşadığı ayrılıktan sonra ilk kez birisinden etkilenmiş olan Wendy’nin bu hoşlantısı, tek taraflı kalmayacak ve bir aşka dönüşecek gibi duruyor.

Bill’in ise Holden’ın panik atağını fazla dikkate almaması gözümü korkutuyor. Wendy haklı, sürekli gözetim altında olmalı ve ani bir belirtide görüşmeleri yarıda kesmeli… Fakat dedim ya, başa gelecek olan çile, çekilir. Bizim.. Pardon Davranış Bilimleri Birimi’nin de çekeceği var.

Bölümün sonunda yer alan, Bill’in eşinin emlakçılık yaptığı dairede işlenen cinayeti göstermeleri, olaylar arasında bir bağlantı olup olmadığını merak ettirdi. Bakalım, gelecek bölümlerde nasıl ipuçları yakalayacağız?