X-Men Evrenine Son Bakış: Logan!

DİKKAT! Bu yazı X-Men Serisi ve Logan’ı  izlemeyenler için fazlasıyla spoiler içermektedir.

Bildiğiniz üzere Marvel, aslında çok geniş bir evreni içeriyor. Çokça bahsedilen Avengers evreni ve  Avengers ile ortak bir noktasını şu ana kadar görmediğimiz ya da işlenmemiş olan, X-Men evreni… Süper kahraman filmlerini seviyorsanız ve bir Marvel hayranıysanız Avengers izlemiş olma olasılığınız çok yüksek. Peki ya X-Men?

X-Men evreni, süper kahramanlardan çok ‘mutant insan’ kavramı üzerinde duruyor. Charles Xavier, tezini ‘insanlardaki genetik mutasyonlar’ üzerine yazmış olan bir profesördür. Bir gizli görevdeyken meta insanları fark eden ve onların suça karıştığını gören CIA ajanı Moira, araştırmaları üzerine Charles Xavier’ın yanına gider ve kendisi de bir mutant insan olan Xavier’dan yardım ister.

Evet, X-Men evreni böyle başlıyor fakat filmlerin gidişatı biraz daha farklı.  X-Men serisi zaman anlamında kafanızın en çok karıştığı seri olabilir. Benim tavsiyem, filmleri çıkış tarihine göre izlemeniz. Biraz atlayarak gidelim. Serinin son filmi Logan, diğer bütün filmlerden çok daha farklı bir bakış açısıyla yazılmış ve çekilmiş. X-Men’in ana serilerinin güzel olması bir yana, Wolverine için yazılan hikayelerin yetersizliği beni hep üzmüştür. X-Men filmlerini heyecanla izlerken, Wolverine filmlerinde hikaye açığını aksiyonla kapatmaya çalışmaları, izleyenleri yorar nitelikteydi. Fakat serinin son filmi Logan bütün bu tabuları yıkıyor.

Bir filmde en önemli şey, altında yatan hikayedir. Logan filminde hikaye ve duygular ön plana çıkartılmış, fazla aksiyondan uzak durulmuş. Uzak durulmuş yazmama bakmayın, öyle şiddet sahneleri var ki bu evrende görmeye alışkın olmadığım için başta beni büyük bir şaşkınlığa uğratsa da kendimi filmin içinde gibi hissettirdi. Bunun en büyük sebebi ise Hugh Jackman! Wolverine karakterini baştan sona üstüne katarak ilerlemiş olan Jackman, son filmi Logan’da sergilediği performansla kendine hayran bıraktı.

Filmin akışına gelecek olursak; diğer filmle arasında çok da büyük olmayan bir zaman kaybı olduğunu görüyoruz. Normalde yadsınamamalı fakat mutant insanların -özellikle X-Men- ölmüş olduğu gerçeği yüzümüze öyle bir çarpıyor ki, tutunacağımız ve avunacağımız bir nokta bile bırakmıyor. Charles’ı filmde görmek beni çok mutlu etse de beyin rahatsızlığı nedeniyle mutantların ölümünden sorumlu olması (şimdilik bildiğimiz bu) ve filmin sonlarına doğru ona veda etmiş olmak çok acıydı. Bütün X-Men serilerinde genç/yaşlı her haliyle en sevdiğim karakter olan Xavier’ın kaybı benim açımdan oldukça beklenmedikti.

Filme gelirsek, gittikçe yaşlanan ve güç kaybeden bir Logan görüyoruz. Beladan uzak dura(maya)n, tek isteği biraz para biriktirip tekne satın alarak Charlesla birlikte okyanusa açılmak olan bir Logan… Fakat ne olduysa oluyor, bela yine Logan’ı buluyor. Küçük bir kız çocuğunu (mutant) ‘güvenli ev’ denilen yere götürmesi için annesinden para alan Logan, bir yandan da kızın peşindeki adamlardan kurtulmaya çalışıyor. Tabi bu arada kızı başına bela olarak görüyor. Sonradan öğreniyoruz ki bu küçük kız aslında, Logan’ın genetiği ile dünyaya gelmiş ve robot gibi duygusuz yetiştirilmeye zorlanmış bir çocuk… Hatta onun gibi onlarcası var ve bu onlarca çocuk ülkenin sınırının dışına çıkmaya çalışıyor.

Fakat filmde asıl işlenmek istenen şey, Logan’ın yaşadığı bütün bu felaketler ve olumsuzlukların yanında, baba olmanın verdiği sorumluluğu ve sevgiyi tatması, birini uğrunda ölecek kadar çok sevmesi. Evet, daha önce Logan sevdikleri için kendini feda etmeye hazırdı. Fakat daha önce hiç gerçekten ölmek gibi bir riski olmamıştı. Çok kısa süredir tanıdığı bu küçük kız için, kendini feda etti Logan. O ve onun gibiler için…

Çok fazla fiziksel acıya, duygusal sancıya göğüs gerdi. Yaşadığı o kadar olayın içerisinde belki de en zorlarından biriydi gittiği bu yol. Başta ait olduğu yeri, sevdiklerini kaybetti. Tek dostu Charles’ı kaybetti. Her şeyini kaybettiği an, kızı çıkageldi ve onu da kaybetmek istemedi. Savaştı. Yenildi. Fakat boş bir uğurda ölmedi. Yaşadığı tüm yılları değerli kılan bir an için öldü. Kızı için…

Ve o iç acıtıcı sahne geldi arkasından. Küçük kızın, mezar başında duran tahta haç işaretini X şeklinde çevirmesi hepimizin yüreğini dağladı. Çünkü sadece Logan değildi veda ettiğimiz. Charles’tı, Eric’ti, Raven’dı. X-Men idi.

Tabi ki serinin filmleri çıkmaya devam edecek. Ve biz de yazmaya devam edeceğiz. Takipte kalın.