It’s Okay to Not Be Okay 4. Bölüm Yorumu

It’s Okay to Not Be Okay‘in bu bölümü, gayet güzel ve önemli olduğunu düşündüğüm bir bölümdü. Biraz “anne” kavramı üzerine odaklandığını söyleyebiliriz. Hem günümüz hem de geçmişte geçen anlarla tabi. Gerek hasta çocuk olsun, gerek yazar Ko olsun, gerekse Gang Tae.. Her birine dair bu konuda sahneler gördük. Özellikle Gang Tae’ninkinden çok etkilendim, biraz da şaşırdım. Annesinden beklediği ama pek bulamadığı sevgi ve ilgi, beni yalnızca abime bakmam için mi doğurmuş, onun için mi büyütüyor düşünceleri. 😢

Milletvekili bozuntusunun hastanedeki sahneleri cinnetime cinnet kattı, neyseki karşısındakiler pabuç bırakmadılar da içim biraz rahatladı. Yoksa oğlu hakkında söyledikleri başta olmak üzere, Gang Tae’ye attığı tokat ve tüm genel davranışları tahammül sınırlarımı hayli zorladı. Hastane müdürünün planı çok hoşuma gitti.

Ko’nun nasıl doğru iletişim kurulacağını bilmediğini bu bölüm tekrar gördük. Bazı şeylerden yoksun olduğu için, normale göre abes kaçan, uygun olmayan hareketlerle sürdürüyor hayatını. Gang Tae’ye “seni seviyorum” diye bağırınca onu durdurabileceğini, gitmesini engelleyebileceğini sanması gibi.

En can alıcı sahnelerden biri, Ko Mun Yeong’un babasının onu boğarak öldürmeye çalışmasıydı. Aralarındaki ilişkinin geçmişe dayalı olarak travmatik olduğunu zaten biliyorduk ancak tam olarak neler yaşandığı ve sebepleri hakkında pek bilgi sahibi değiliz. Kim mağdur, kim suçlu, kim yaralı, kim canavar.. Bunların hepsi açık uçlu birer soru veya şimdilik muğlak halde. Tabi yine de yazara çok üzüldüğümü itiraf ediyorum.

Zaten her şeye rağmen antipatik biri olmadığını daha önce belirtmiştim, rahatsız edici olabilecek onca şey yapmasına rağmen, bunların hepsi tolere edilebilir hale geliyor bir şekilde. Belki de onun durduk yere “böyle” birine dönüşmediğini veya kendi isteğiyle “bu” kişi olmadığını düşündüğümüz/tahmin ettiğimiz içindir.

Zombi Çocuk

Zombi çocuk hikayesi de etkileyiciydi. Özellikle verilen flashbackler ve sonra günümüzde yaşanan sahnelerle paralelliğin desteklenmesi hoştu. Ana karakterlerimizin sevgiye, şefkate, sıcaklığa olan açlığını, o duygusal ihtiyacı çok güzel aktardıklarını düşünüyorum.

Gang Tae’nin yazarın başına gelen şeyi öğrendikten sonra onu yolda ne halde gördüğünü hatırlayıp hiç düşünmeden kalkıp gitmesini de beğendim, kim beğenmemiştir ki zaten. 🙂 Dizi gayet içime sinerek ve merak uyandırarak devam ediyor. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!

Önceki Bölüm Yorumu