Erkenci Kuş 2. Bölüm: Albatros Aranıyor

Önceki yazımda, Can’ın kardeşi Emre ile ilgili bir şey söylemiştim. “Şirketi ele geçirme konusunda Sanem’den faydalanacak”.  Bu bölüm tam da bu şekilde oldu. Geçtiğimiz hafta Emre’nin direktifi ile Can ile beraber kaldıkları eve giden ve Emre’ye gelmesi gerekirken yanlışlıkla Can’a verdiği bir dosyayı Almakla görevlendirilen Sanem için durum yavaş yavaş içinden çıkılmaz bir hale gelmeye başlıyor.

Babasının işlettiği bakkalın toptancıya olan borcunu Emre’den aldığı borçla kapattığı için kendisini ona borçlu hisseden Sanem, Emre’nin yardımıyla gizlice eve girerek dosyayı aramaya başladı. Ancak beklenmedik bir anda Can’ın eve gelmesi işleri daha da sarpa sardırmaya başladı. Evin içinde Sanem bir köşede, Can öbür köşede deyim yerinde ise köşe kapmaca oynayan ikilinin tam Sanem evden çıkmayı başaracağı esnada çarpışması, olayları kopma noktasına getirdi. Yalan söylemeyi kati suretle beceremeyen Sanem Can’ın karşısında makul bir süre kıvrandıktan sonra Emre’nin ceketinin cebinde bir eşyasını unuttuğunu söyleyerek işin içinden çıkmaya çalıştıysa da pek başarılı olamadı ve Emre’nin iş bitirici sevgilisi Aylin için aldığı çok değerli antika bir yüzük onun eline geçti. Durumu öğrenen Emre ise, kelimenin tam anlamıyla çılgına döndü ancak Can’ın reklam kampanyası için yapacağı büyük hamlenin yanında bu olay devede tüy kalacaktı.

Can’ın başına geçtiği reklam ajansı bir havayolu firmasından bir kampanya almak üzere ve Emre bu işi sabote etmek istiyor. Bu Konuda da imdada yetişen Sanem olacak, kampanyaya ait tüm bilgiler Emre’ye, Dolayısıyla Aylin’e sızdırılacaktı. Ancak gel gelelim Can Sanem’in kampanya tasarımı için yapılan Toplantıya girmesine müsaade etmedi ve ilk demene Başarısız oldu. Tabi Emre’de çareler tükenmez!

Can’ın kampanya görsellerinin basımı için matbaaya gideceğini öğrenen Emre, Sanem’i de peşine takarak bilgi sızdırmaya çalıştı. Ancak burada da atlanan bir detay vardı. Sanem yüzüğü alırken bir nişanlı lafı ortaya atmış ve Can bu duruma içten içe oldukça üzülmüş ve kızmıştı. Matbaada elektrikler kesildiğinde işi birlikte yetiştirmeye çalıştıkları esnada Emre’nin araması ve Durumu çaktırmamak için nişanlım arıyor demesi de zaten karmaşık olan olayların üzerine iyiden iyiye tüy dikmiş, Can kızı apar topar eve yollamıştı. Neyse ki kampanya görselleri Emre’nin eline, oradan da Aylin’in masasına gitmiş ve en azından bir büyük sorumluluk ortadan kalkmıştı.

Bu noktada yaşanan garip olay, Can’ın Sanem ile yaptığı bütün işi değiştirip kendi hazırladığı bir sunumla firma temsilcilerinin karşısına çıkması oldu. Can’dan hemen evvel sunum yapan Aylin ise, yarım yamalak yaptığı proje ve sunumla işi alabileceğine o kadar emindi ki, riskleri gözden kaçırması uzun sürmedi. Çıkışta Can ve Ekibi ile karşılaşan Aylin, Can’ın sürprizini öğrendiğinde Emre ile orta çaplı bir kriz yaşadı. Bölümler ilerledikçe bu kadının ne denli tehlikeli olabileceğini bu bölüm hep birlikte görmüş olduk.

Gelelim bu haftaki yazıma başlık olan albatrosa! Sanem davette öpüştüğü adamı bulabilmek için ajansta o davete katılan tüm takım elbiseli ve sakallı erkeklerin bir listesini çıkarıp araştırmaya başlamış, aradığı adama da albatros diye kod adı koymuş. Tesadüf eseri listenin eline geçtiği Can, İsminin olmamasına biraz içerledi. Nedendir bilmem, bu liste olayının ucu çok olmadık kişilere dokunacak gibi geliyor bana.

Sanem bir taraftan hayatına ansızın giren albatrosu ararken, diğer taraftan da başını derde sokmadan çalışmaya ve yaşamaya çalışıyor. Can’ın evde verdiği mangal partisi sırasında Emre ile konuşurken birden kendini havuzda bulması, kurulanmaya çalışırken de ikinci defa Can ile burun buruna gelmesi bunu pek de başaramadığını kanıtlar nitelikte. Bakalım önümüzdeki bölümde Can – Sanem ilişkisi nasıl ilerleyecek?

Erkenci Kuş, bu hafta da harika bir bölümle ekranlardaydı. Benim açımdan beklentiyi karşılayan, ne çok komik, ne ağır dram, kararında komedisi ve kararında düşündürmesi ile harikulade bir bölüm izledik. İlişkiler bazında incelersek, Can’ın Sanem’i kıskanması, Emre’nin sevgilisiyle iş yüzünden ettiği kavgalar, bu ve bundan sonraki bölümleri daha ilgiyle izlenir ve beklenir hale getireceğinden ve Can’ın Sanem’in aradığı albatros olabileceği ihtimali bölümler ilerledikçe artarken, ekran başındaki izleyicinin (bilhassa genç kitlenin) “acaba bir gün benim de Can gibi / Sanem gibi bir sevgilim olacak mı?” Hissini yaşayacağından şüphem yok.

Bu bölüm başlıca ilgimi ve dikkatimi çeken diğer noktalardan biri de, Sanem’in komşunun oğluna sürekli zebercet diye hitap etmesi. Sanem’in Çocukluğundan beri hoşlanmadığı bilinen Muzaffer için bu lakabı kullanması izleyicinin kulağına ne kadar hoş geliyor bilemiyorum ama ben bu konuda pek olumlu olamayacağım.