tds_thumb_td_300x0
Çukur’da Özlediklerimiz

Yazın ortasında, şu sıkıcı sıcaklarda bunalmışken gelin eski Çukur’un yüzümüzü güldüren hatıralarına bi göz atıp ferahlayalım! Hiç uzatmadan anlatmaya başlıyorum çünkü maddelerimiz çok. 

 

Yamaç Koçovalı zekası, vicdanı

Sezonun başından beri pek çok kez şahit olduğumuz tuzaklara, tam çıkmaza girdiklerini düşündüğümüz karmaşık olaylarda imdadımıza yetişen ve hepimize bi “Oh” çektiren şey Rakınrolcu’nun aklıydı. Her türlü durumda işleri toparlamanın bir yolunu bulur hatta bunu genelde kan dökmeden, en az zararla yapmayı başarırdı. İşte vicdan burada devreye giriyor. Yamaç Koçovalı pek çok kez düşmanlarına dahi merhamet göstererek adil davranmaya çalıştı. Ezelden beri işlerini kaba kuvvetle ve şiddetli savaşlarla halletmeye alışmış ailesi ve mahallesinin aksine o zekasını kullanarak, daha makul planlar yapıyordu. 

 

Vartolu Sadettin Effect

Vartolu Sadettin.. Minnoş bir ev kedisine dönüşmesinden hiç haz etmediğimiz, cesur, başı dik ve saldırgan adam. Hiç düşünmeden tetiğini çektiği silahı, esip gürlemesi ve adeta her şeye gücü yetecekmişçesine kendinden emin tavırları. Dizinin son zamanlarında o kadar hasret kaldık ki bu adama, adeta bi yabancı olarak kaldı. Defalarca umutlandık, çağırdık, bekledik ama sonuç hüsrandı. Bize sunulan hep bambaşka, tuhaf bir adamdı.

4

Burgazadalı Serdar!

Veya Kumburgazlı, bilemeyiz. İzlerken eğlendiren, dizide rekabeti tekdüzelikten kurtaran yeni bir soluktu. İşi bitince gitti tabi doğal olarak. Ama yenilerini beklerdik. Aylarca devam eden Beyefendi, Nazım, Selim ittifakını değil..

 

Aliço

Aliço hafızası, Yamaç’a ve “aile” ye olan sevgisi, sadakati, yardımseverliği özlenmez mi hiç? Hep kilit noktada devreye girer ve tabiri caizse nokta atışı yapardı. Gençliğinden beri ona zarar vermeye fırsat kollayan bir adamı sırf “kızı var” diye serbest bırakıp affetmişti hani. Biricik Hale’si kollarında ölünce hıçkırarak ağlamıştı..

 

Mihriban

İşte binlerin diziye başlama sebebi, küçük Salih’in annesi, Vartolu Sadettin’in en büyük yarası. İdris’in yarım bıraktığı bir kadın, sebebi olduğu devasa bir acı. Vartolu’nun hayat hikayesi. Kim bilir kaç kişi defalarca izledi.. Herkesin nefesini tutup bir yandan ağlayarak izlediği o sahne hala en çok özlenen kısım, en çok özlenen dönem. Vartolu’nun sert ama gözüyaşlı olduğu, saçma sapan şeyler için yıllarını verdiği kimliğinden henüz vazgeçmemiş olduğu zamanlar.. “Tekrar çalsa bi mihriban, her şey düzelecek sanki” diye defalarca dilekler dilediğimiz o efsane, büyük özlendin!

 

Selim Koçovalı

Anne baba sevgisinden mahrum bir adamın çırpışını nasıl özenli izledik ama.. Bocalamaları, kendini yalnız hissedişine tahammül edemeyip yaptığı hatalar, sonraları pişman olsa da öfke anında tekrarına düştüğü ihanetleri ve çektiği acılarla çok özel bir karakterdi. Ezildi, aşağılandı, en çok sevilmek istediği kişiler tarafından hakarete uğradı ve en son daha fazlasını kaldıramadı. Bir hayale dalıp uzaklaştı Selim Koçovalı. Aramızdan yine sersefil, bi başına ayrıldı. 

Kendinle olan savaşını, direnmelerini, sabretmeni özledik.

 

Medet..

Ah Medet! Bir insanın başına gelebilecek en güzel dost. Abisinin canından bir parçaydı. Hem her anında yanında, hem de her halinden anlardı. İnsanı asla bırakmayan, her derdine koşan, koşulsuz seven bir kardeşi kim özlemez ki? İzlemekten en keyif aldığımız sahnelerdendi Vartolu ve Medet anları. Yıllarca birbirinden ayrılmayan iki güzel arkadaş. Aileden öte, dizinin en delikanlı adamı. Özledik.

 

Bakın beyefendimiz!

Kimse inkar etmesin. Hepimiz sansür gelince karalar bağladık. Vartolu’nun bizim yerimize tüm dünyaya hakettiğini veriyormuş gibi küfür etmesini özledik. Kendine beyefendi dedirten bi yavşağa bağıra çağıra saydırdığı o gün hangimiz coşmadık, kayıtsız kaldık ki? Ağzına sağlık yiğidim. Senin de kardeşinin de “yedi sülalemi, felaketin oluyorum” diye lafa girişlerininizi “çukur’unuzu da, koçova’nızı da” diye sinirlenmelerinizi çok özledik!

 

Elvis the Psikopat

Biz özledik Elvis’i, istiyor geri. Hem kim dedi çıksın diye, eğlenceliydi bizce.

Rus mafyaydı ama yenildi Yamaç’a, biz artık fazla dedik bu abartıya.

Yine de kalsaydı, ölmeseydi, dedik ne güzel olur ölmeden geri dönseydi!

 

KAR DEŞ LİK

Vartolu ve Yamaç arasındaki bağ artık tekrar anlatmayı gerektirecek kadar meçhul değil. Herkes biliyor birbirlerini hem sevip hem döven bir ilişkide oldukları. Yaptıkları fedakarlıkları, hayat kurtarmalarını, zıtlıklar içinde benzerliklerini, hatta dalga geçip beraber gülmelerini çok özledik! Birbirlerine meydan okuyup sürekli maçta sayı alırmış gibi hamleler yapmalarını, zafer kazanmalarını çok özledik!

 

Paşa gibi şeref yoksunu olmayan bu amcanın hangi yönlerini özledik hemen anlatayım. O kadar şey yaşanmasına rağmen Vartolu’ya olan önyargısına teslim olmayışını, sever misin diye sorup, alıp geldiği simiti, Saadet için delirdiğinde kendine gelmesi için sarsıp “Oğlum” diyişini.. Kısacası İdris’in yapamadıklarını yapmış olmasını. Yamaç’ın sırdaşı, ortağı, destekçisi olmasını, akıl verip akıl almasını. Sevdikleri için canını hiçe saymasını -değmeyecek olsa da- takdir ediyorduk.

 

Vartolu Celasun Medet! Size değil cümleler paragraflar, romanlar yazılır aslında. Mazinin biricik kalp kırıklığı, birlikteyken çok güzeldiniz. Medet’in kıskançlıkları, Celasun’un nispet yapıp hava atmaları, çatapata gidişiniz ve yaptığınız planlar o kadar keyifliydi ki. Konuşmalarınızı bile izlerken mutlu oluyorduk. Sanki dizi içinde mini komedi köşesi oluşmuş gibiydi. Zaten Vartolu’nun olduğu yerde gülmeler eksik olur mu hiç. Ne olduysa bunlar ayrılıp Salih ortaya çıktıktan sonra oldu zaten..

Sonuç olarak biz Çukur’un çocuğunu değil Vartolu’nun adamı Celasun’u, gözükara Vartolu’yu, Mihriban’ı ve yüreklere dokunan hikayesini, Medeti, Selim’i, kan dökmekten çekinen Yamaç’ı özledik, aksiyon halini sevsek de özledik. Diziye renk katan tuhaf karakterleri özledik. Pazartesi günleri heyecanlanmayı özledik. Fragman, ilk sahne beklemeyi özledik. Yayından ertesi gün herkesin dilinde olmasını, efsaneleşmesini her yerde dolaşan replikleri özledik. Biz gerçek Çukur’u özledik.

Anma törenimizin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Yeni sezondan umutluyuz, içimiz kıpır kıpır bekliyoruz!

Vartolu ve Koçovalılar Arasında Soğuk Savaş!

Çukur’un 27. Bölümünde Koçovalılar ile Vartolu arasında büyük hesaplaşma yaşandı.

VARTOLU’DAN DÖNÜŞÜ OLMAYAN BÜYÜK HATA!

Vartolu’nun, Çukur’u ele geçirme hamleleri karşısında İdris Koçovalı, Saadet’i evlendireceğini mahalleliye duyurarak Vartolu’ya meydan okudu. Bölümün finalinde Saadet’in, Cemil’le evlendirileceğini öğrenen Vartolu öfkesine yenik düşerek Cemil’in içinde olduğu aracı kurşun yağmuruna tuttu. Ancak aracın kapısını açınca karşısında sadece Saadet’i bulduğu an hem Vartolu’yu hem de ekran başındakileri şaşkınlığa uğrattı. Saadet’in, Vartolu’nun bu hamlesi karşısında ne yapacağı büyük merakla beklenecek.

#ÇUKURDAHESAPZAMANI!

Çukur, dün akşam yayınlanan 27’nci bölümüyle AB’de 7,23 izlenme oranı (rating), 19,12 izlenme payı (share), ABC1 20+’da 7,99 izlenme oranı (rating), 19,40 izlenme payı (share), Total’de ise 6,32 izlenme oranı (rating), 15,67 izlenme payı (share) elde etti. Çukur’un heyecanla beklenen 27’nci bölümünün başlamasıyla birlikte izleyiciler #cukurdahesapzamanı etiketi ile Twitter’da yorumlarını paylaştı. #cukurdahesapzamanı etiketi Twitter’ın Türkiye gündeminde 12 saat 20 dakika, dünyada 3 saat 45 dakika TT listesinde kaldı.

YAMAÇ’IN İNTİKAMI ACI OLDU!

Bir yandan Vartolu ile babası İdris arasında kalan, diğer yanda ise Sena’nın sakladığı sırrın peşine düşen Yamaç, her şeyin sorumlusunun Vartolu olduğunu öğrenince intikam için harekete geçti. Gözü hiçbir şeyi görmeyen Yamaç, Vartolu’nun laboratuarını havaya uçurdu.

Çukur’un merakla beklenen 28. bölümü 7 Mayıs Pazartesi günü saat 20.00’de Show TV’de!

error: Korunan İçerik!