New York’ta Geçen 9 Yabancı Dizi Önerisi

New York, bir çok film ve diziye ev sahipliği yapmış rüyaların şehri…

Yabancı diziler sayesinde geçtikleri şehirleri, kasabaları her seferinde yeni bir yeri keşfediyormuşçasına keyifle ve ilgiyle izliyoruz. Ama bir şehir var ki, onu izlemeye de izlerken içinde yaşıyormuş gibi hissetmeye de asla doyamıyoruz. Evet tabii ki bu şehir New York!

Filmler bana yetmiyor, sezonlarca doya doya Manhattan sokaklarında dolaşmak ve şehrin ruhunu yaşamak istiyorum diyorsanız, gelin size New York’ta geçen, bizzat orada çekilmiş veya New York teması havası verilmiş 9 yabancı dizi önerisi…

1) Friends (1994-2004)

Pek çoğunuzun tahmin edebileceği gibi en bilinen örneği Friends dizisidir elbette. Direkt şehirde çekilmese de yine de New York teması ile 10 sezon boyunca izleyiciye şehrin havasını yaşatır. Çünkü rüyaların şehri New York’ta 20’li yaşlarındaki 6 genç ve bekar karakterin, New York’un göbeğindeki daireleri ve her zaman takıldıkları ekibin favori mekanı olan Central Perk kafede geçen hikayesini izlemek tam da şehre yakışır bir rüya yaşatmaktadır. Dizi Monica’nın liseden eski arkadaşı ve abisi Ross’un eski aşkı Rachel’ındüğünden kaçıp, Central Perk kafeye gelinliği ile dalması ve sonrasında Monica’nın evine taşınması ile başlar ve bu hikayeJoey, Chandler ve Phoebe ile de birlikte 10 yıl boyunca izleyeceğimiz enfes bir dostluk dizisi olarak devam eder. Aynı zamanda 90’ları New York teması ile dolu dolu yaşatması da en güzel artısıdır. Eğer New York, sit.com ve arkadaşlık üçlüsüne ihtiyacınız varsa aradığınız adres ilk önce Friendsolmalı, bir sonraki ise günümüzün New York’unda geçen How I Met Your Mother dizisidir elbetteki.

2) How I Met Your Mother (2005-2014)

Evet yukarıda da bahsettiğim gibi New York temalı, sit.com dedin mi akla gelen ikinci adres elbette ki 9 sezon boyunca müstakbel eşini, anneyi arayan Ted Mosby ve arkadaşlarının New York şehrinin göbeğinde ve çoğunlukla takıldıkları favori mekanları olan MacLaren’s Pub’da geçen hikayelerini anlatan How I Met Your Mother dizisidir. How I Met YourMother dizisi için 20’li yaşlarının sonlarına yaklaşmış, 30’larının başında belki biraz daha hayatı tecrübelemişkarakterleri içeren 2. nesil bir Friends olduğunu söyleyebiliriz. Hikaye Ted’in MacLaren’s Pub adlı barda Robin’le tanışması ve Robin’in Marshall, Lily ve Barney ile olan ekibe katılması ile başlar ve 5 yakın dostun New York şehrinde birlikte iyi ve kötü anıları ile en güzel yıllarını yaşamalarını anlatır. Friends’in aksine, How I Met Your Mother’ın tema olarak şehri daha çok yaşattığını da elbet söyleyebiliriz. Çünkü How I Met Your Mother dış mekanları, New York sokak temalarını oldukça fazla kullanan bir dizidir.

3) Seinfeld (1989-1998)

Evet New York temalı en popüler dizilerden gittik ama hepsinden önce Seinfeld vardı, bunu da es geçmemek lazım. Jerry Seinfeld ve arkadaşlarının New York’ta geçen ve 9 sezon süren maceraları size New York temasını hem de 80’lerin sonu ve 90’ların en parlak yıllarını da içererek nostaljik bir havada yaşatmak için birebir. Ekip çoğunlukla Monk’s Cafe’de takılıyor olsa da dizinin adeta simgesi haline gelmiş olan ve Seinfeld severlerin New York’u ziyaret ettiklerinde mutlaka uğramadan geçmediği Tom’sRestaurant’ı da dış mekan olarak dizide bolca görmeniz mümkün. Dizide Jerry Seinfeld gerçekte de olduğu gibi bir stand-up sanatçısıdır ve tıpkı dizinin temasında olduğu gibi gösterisinde de hayatın içinden “Hiçbirşey Hakkında Herşey” diye tabirlediğimiz durumları kullanır.  Ve 9 sezon boyunca arkadaşları George, Elaine ve kapı komşusu olan Kramer ile olan sıradan ama bir o kadar komik gündelik hayatından kesitleri izleriz.

4) Sex and the City (1998-2004)

Yazının başlarında New York teması içeren sit.comlardanbaşladık ama sırada esaslı bir şekilde New York’ta geçen efsane dizi Sex and the City var. New York, 90’ların sonu, 2000’lerin ilk yarısında geçen kadınlar, erkekler, aşk, cinsellik, ilişkiler gibi birçok konuyu tüm açıklığı ile anlatmaktan çekinmeyen oldukça feminist ama bir o kadarda gerçekçi bir dizi. Romantik komedi havasında işlerin aşığıysanız, bu türde bir çoğu New York’ta geçmiş olan romantik komedi filmler gibi bu diziye de bayılacaksanız. Aynı zamanda ana castı kadınlardan oluşan dizilere ilgisi olanlar için kariyer sahibi ve başarılı 4 kadının hikayesinianlatan bu dizinin kesinlikle ilk başta izlenmesi gereken bir klasik olduğunu da söylememe gerek yok herhalde. Dizi gazeteci Carrie Bradshaw’ın gazetede ilişkiler ve cinsellik üzerine yazdığı yazılar ve Miranda, Samantha ve Charlotteile olan yakın arkadaşlığını anlatmaktadır. Aynı zamanda konusunda da bir hayli yaratıcı olan dizi, o yılların modasını da yaşamanız için birebir.

5) Felicity (1998-2002)

Sex and the City’den bahsetmişken tıpatıp aynı dönemde New York’ta çekilmiş, fakat kuytu köşede kalıp unutulmuş bir diziden daha bahsedeceğim. Felicity dizisi, liseden yeni mezun olmuş, ailesi tarafından hangi üniversitede okuyacağı çoktan planlanmış Felicity Porter’ın, mezuniyet günü 4 senedir uzaktan ilgi duyduğu Ben Covington’ın, günlüğüne yazdığı umut dolu ufacık bir sözün peşine tüm hayatını değiştirecek bir hamle yapmasıyla başlayan hikayesinianlatıyor. Felicity, New York’ta okumaya karar vermesi ile hayatını değiştiren Felicity Porter’ın New York’ta geçen hikayesini anlatan, yurt sorumlusu Noel’ın da dahil olduğu bir üniversite gençliği dizisi. Çoğu gençlik dizisi kasabada geçen lise dönemlerini anlatırken üniversite gibi 4 yıllık güzel bir dönemi, hem de New York gibi bir şehirde en sade şekliyle anlatması ile oldukça az rastlanır ve ilgi çekici bir dizi olduğunu söyleyebilirim.

6) Gossip Girl (2007-2012)

New York ve gençlik demişken New York şehrini tüm ihtişamı ve pahalı yaşamı ile anlatan, doğu yakasının şanslı zengin çocuklarının konu edildiği Gossip Girl dizisini es geçmek olmazdı elbette. Hele ki döneminin Sex and the City’si gibi modanın kalbinin attığı New York’ta modayla iç içe fakat daha günümüzden bir dizi olması ile daha da ilgi uyandırdığını söyleyebiliriz, şaşalı gece yaşamını da unutmamak gerekir tabi. Dizi Serena, Blair, Nate, Chuck ve orta halli bir aileden gelse de onlarla birlikte okuyan Dan gibi yaşamları özenilerek izlenen zengin gençlerin sıradışı ve dramatik hayatlarını ve bu hayatlarını izleyen ve yazan gizemli dedikoducu kızın hikayesini anlatıyor. New York’a bir de zenginlerin gözünden baktığımız bu diziyi kaçırmayın derim, içerisinde bol bol entrika ve ihtiras da cabası.

7) Suits (2011-günümüz)

Zenginlik, şaşalı ve klas bir yaşam ve New York demişken, akla Suits dizisinin gelmemesi beklenemezdi zaten. Sit.com, romkom gibi temalardan uzak, şehri plazaların gözünden izlediğimiz ve çok ciddi meselelerin döndüğü avukatlık dizisi Suits, New York’u en havalı yanları ile yansıtan dizilerden. Bırakın Harvard’ı, avukatlık diploması bile olmayan, eğitimi yarıda kalmış Mike Ross’un, Harvard mezunu harici mezun kabul etmediği hukuk şirketine, ünlü avukat Harvey Spectersayesinde adım atmasını konu alır. Sezonlarca bu yalanla başa çıkmalarını anlatan bu dizi, uzun süre düşmeyen bu dinamiği ile plazaların dilinden şehri en güzel yaşatan dizilerinden biri diyebilirim.

8) Castle (2009-2016)

Polisiyeler ve şehirler… Bir şehri yaşatmak için tercih edilecek en bilindik ve enfes yöntem değilde nedir? Castledizisi içinde ayrı bir parantez açmak lazım, piyasada elinizi atsanız polisiyeye değiyor ama bu dizi hem kalite anlamında hem de şehri yaşatmak adına hatrı sayılır efsane polisiyelerden biridir. Bir çok farklı polisiyeye göre belki daha temel bir polisiye anlayışına sahip olsa da New York’ta geçmesi ile de oldukça şanslı olduğu ve görüntü yönetmeni sayesinde de bunu oldukça iyi kullandığı da aşikar. Merak edenler için efsane dizi, Richard Castle adında bir polisiye roman yazarının, bir cinayette romanından alıntı yapılması üzerinebir soruşturmaya dahil olması ile başlıyor. Dizi soruşturmaya yardımda bulunması esnasında dedektif Kate Beckett’danetkilenen Castle’ın, yeni romanında ana karakter olarak Beckett’i merkez almak istediği için gözlem yapmak amacı ile NYPD ekibine katılması ile başlayan ve 8 sezon süren macerasını anlatır.

9) Mr. Robot (2015-günümüz)

Evet son olarak en yakın tarihli öneri olarak Mr. Robot dizisinden bahsetmek isterim. Önerdiğim dizilerin genelinin aksine daha bireysel bir karakter dramasına yönelen dizide insanlarla iletişim sorunları yaşayan anti sosyal ve genç bir programcı olan Elliot Alderson’ın hikayesi anlatılır. Elliotsiber güvenlik şirketinde çalışmakta fakat geceleri de hackerlik yapmakta olan ve şizofreni belirtileri gösteren bir gençtir. Dizi psikolojik gerilim türünde oldukça başaralı bir hikayeye ve atmosfere sahiptir. Dünyayı oldukça yozlaşmış ve güvensizlik ortamı gibi gören Elliot’ın gözünden New York’ta geçen dizi, diğer dizilerin aksine, daha karamsar bir görüntü çizmekte ama bu haliyle de ayrı bir seyir zevki vermektedir. Ne de olsa nice karamsar hikayenin geçtiği filme New York sayısız kez tema olmamış mıdır Hollywood tarihinde. Özellikle bilişime ilgi duyan kişilerin dikkatini çekecek olan dizi, çekimleri ve şahane sinematografisi ile de New York tutkunlarının gözünden kaçmayacaktır eminim.

*

Evet elbette ki New York şehrinde geçen diziler bu kadarı ile sınırlı değil, New York’ta geçen sayısız dizi olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar sadece bahsedebileceğim, en bilindik ve şehri yaşattığını düşündüğüm dizilerdendi. Denemek isterseniz şimdiden iyi seyirler…