tds_thumb_td_300x0
Çağlar Ertuğrul’a “Nasıl da yakışır…” Dediğimiz Roller

Çağlar Ertuğrul, benim hem kişilik hem de oyunculuk olarak çok sevdiğim ve çok da başarılı bulduğum bir isim. Son yıllarda art arda yaptığı doğru proje seçimleriyle de yıldızını iyice bir parlattı. Onu çoğunlukla dramatik rollerde izledik ama röportajlarında da belirttiği üzere asıl çalışmak istediği alan komediydi. “Biz Size Döneriz” filmiyle kısa bir komedi macerası yaşamış olsa da (açıkçası ben o filmi pek sevememiştim) onun için yeterli gelmemişti ve gönlünde yatan aslanın şöyle sağlam bir komedi dizisi karakteri olduğunu biliyorduk. E bu komedinin romantik komedi olması da şu an okuduğunuz bu satırların yazarının pek tatlı bir dileğiydi ki gerçek oldu 🙂 Şu an onu “Afilli Aşk”ta Kerem karakteriyle izliyoruz. Burcu Özberk’le çok güzel bir uyum yakalamışlar, izlenme oranları da şimdilik iyi duruyor. Bu karakterinin ömrü ne kadar olur bilemem ama gittiği yere kadar keyifle izleyeceğimizi biliyorum. Romantik komedi konusundaki dileğim gerçek oldu. Ben de oturdum dedim “Peki ya başka nasıl roller güzel gider ona?” Şöyle oturdum çevremdeki bir iki kişiyle de konuştum, kendimce bir liste hazırladım. Bakalım siz de sevecek misiniz?

Genç Bir Adam, İşkolik Bir Kadın ve Küçük Bir Bebek! Uppss… Anne baba rolleri değişirse ne mi olur?

Toplumumuzda roller bellidir. Çocuk doğar, anne çalışıyorsa bir süre izne ayrılır; izin bitince de bebek ya bakıcıya ya da anneanne- babaanne figürlerinden birine emanet edilir. Baba akşam işten dönünce bebeğe iki agucuk gugucuk yapar ve iyi bir baba sayılır. Peki ya roller değişse, işler tersine dönse nasıl olur?..  Anne gece gündüz çalışsa, baba karısının işine devam edebilmesi için kendisi işi gücü bıraksa bebeğe baksa falan… Böyle deli dolu genç bir adam düşünün, küçük bi bebeğe nasıl bakılacağı hakkında hiçbir fikri yok. Bebek dergileri kitapları okuyor, eşi hamileyken son güne kadar işine devam ediyor bebek bakım kurslarına bile genç babamız gidiyor. Sonra küçük bebeğimizle beraber düşe kalka hatalar yapa yapa doğruları öğreniyor, beraber büyüyorlar. Hâyâl ederken bile gözlerimden kalpler çıktı şu an, amanıııın nasıl güzel bir komedi dizisi oluuuur ♥

Cinayet Masası Başkomiseri

Dağ serisindeki başarılı performansından gördük ki çatışmalar, üniformalar, sertli soğuklu duruşlar pek bir yakışıyor Çağlar Beyimize. Şöyle en kralından bir polisiye dizide cinayet masası başkomiseri olarak izlesek nasıl olur? Sert bir karakter yaparsak polisiye-dram dizisi olur, Kerem’in karakterine biraz yakın ama tabii mesleği gereği bir tık ciddi bir karakter yaparsak da rolü biraz komediye kaydırabiliriz. İki türlü de kabulüm.

Gündüz Yazılım Mühendisi, Gece Seri Katil

Kahramanımız büyük bir şirkette yazılım mühendisi olarak çalışmaktadır. Herkes ondan çok memnundur. Sessiz, sakin ve sadece işine konsantre bir insan olmasıyla bilinir. Biraz safça bir duruşu vardır, neredeyse hiçbir şeye itiraz etmeyen bir karakter olduğu için şirket onu rakip şirketlerin işlerini bozmak için gizliden hacker olarak da kullanmaktadır. İş yerinde itiraz ettiği tek konu fazla mesaiye kalmamaktır. Buna neden olarak uykusuna ve dinlenmesine önem vermesini gösterse de asıl gerçek başkadır. Gündüzleri sessiz, sakin ama başarılı bir yazılım mühendisi olarak bilinen kahramanımız geceleri bir seri katil olarak çalışmaktadır. Onu diğer seri katillerden farklı kılan şey akıllı evlerin panelini hackleyerek sistemi ve beraberinde tüm kameraları, güvenlik sistemini devre dışı bırakabilme yeteneğidir. Bir gece yine ona verilen adresteki kurbanını öldürmek için susturucu takılmış tabancasını cebinden çıkartırken gözü komodinin üzerindeki fotoğrafa takılır. O geceki kurbanı yıllar önce para uğruna çocukluğunu kurban eden adamın ta kendisidir.

(Bu kurguyu gecenin bir yarısı kurmuş olmak yazarı olağanüstü mutlu etti şu an, bu gece yalnız uyumayacağına göre bunu dert etmesine gerek yok… Çağlar’ı psikopat bakışlarla düşünün. Yapımcı olmayan ve korku filmi sevmeyenler unutsun şimdi, çünkü bayaaa iyi ^.^)

Yaralı, Âşık, Kaybolmuş Bir Müzisyen

Sevdiği kadının ihanetine uğramış, kalbi küsmüş bir adam… Bir gün şehre bir film değil de filmlere layık hikâyesiyle derininden yaralı bir müzisyen gelir. Genellikle sessizdir. Rica edilirse şiirler okur, keyfi gelirse çocuklara hiç kimsenin bilmediği masallar anlatır. Kimse bilmez kimdir bu, neyin nesidir? Soruların duymazdan gelemeyeceği kadar artmaya başladığı ânlarda yalnızca gitarının sesi duyulmaya başlanır adamın. Kimi zaman eskilerden birkaç şarkı da ekler sesinin kıyısına. Ama yeminlidir; bir daha o şarkıyı asla çalmayacak, o adı asla anmayacaktır.

Biraz komedi, biraz polisiye, biraz da dram içeren öyle ortaya karışık bir liste yapmaya çalıştım sizler için. Hâlihazırda bir yerlerde işlenmiş karakterler varsa ya tesadüfidir ya da yıllar evvelinden hatırımın bir kıyısında kalmıştır; iki türlü de yorumlarda taşa tutulmayı hak etmiyorumdur yani. Bilginize 🙂

Çağlar Ertuğrul ne oynasa en güzel şekilde üzerine giyinebilen, önü açık bir aktör ama biz yine de kendi dileklerimiz adına yapımcıların kulağını biraz olsun çınlatabildiysek ne mutlu ^^ Peki ya siz onu nasıl bir rolde izlemek isterdiniz? Yorumlarda buluşalım.

Sevgiyle kalın…

 

Çağlar Ertuğrul’u Neden Seviyoruz

Çağlar Ertuğrul son dönemin en çok dikkat çeken ve beğenilen erkek oyuncularından biri. Şüphesiz ki bu duyulan bu ilgide Dağ filmindeki performansı ve Star TV’de yayınlanan bu sezon final yapan Fazilet Hanım ve Kızları Dizisinde canlandırdığı Yağız Egemen karakterlerinin payı büyük. Ancak Çağlar Ertuğrul’da bunlardan fazlası var. Başarılı oyunculuğunun yanı sıra komik, sempatik kişiliğiyle de ön plana çıkıyor. Sosyal medyada hiç kasmıyor, ”fanboy” gibi eğleniyor bizleri de eğlendiriyor. 🙂 

Ayrıca röportajlarından demeçleri de bir o kadar ilgi çekici ve hayranlık uyandırıcı. Çağlar Ertuğrul’u neden seviyoruz göstermek için röportajlarından bir derleme hazırladık. Buyrunuz! Gelin bu yakışıklı ve yetenekli adamı daha yakından tanıyalım.

1) Öncelikle ünlü oyuncu okul zamanı 6 kez disipline gitmiş hepsinde de sempatikliğini kullanarak kurtulmuş.

Yani onun için tam bir şeytan tüylü diyebiliriz, nasıl sevmeyelim! 🙂 Yağız Egemen rolüyle de kısa sürede ilgili üzerine toplamasına şaşırmamak gerek.

2) ”Babam jeoloji mühendisi, annem tıp hekimi… Onların verdiği “sende fen kafası var” gazı ile o bölüme girdim, iyi ki de orada okumuştum. Çok değerli bilim adamları ile tanıştım. Ama makine mühendisliği okuyanlar genellikle kurumsal bir yapıya dahil oluyorlar sonradan ve ofis hayatı bana uygun değildi. Sinemaya ilgimi fark ettim o dönem, üniversitenin tiyatro koluna girdim. Bu arada anladım ki filmleri öylesine izlemiyor, yönetmen ne yapmış, kamerayı nereye koymuş, oyuncu nasıl oynamış gibi detaylara da bakıyorum. 08.00-18.00 çalışmam derken şimdi 05.00-23.00 çalışıyorum, o da ayrı bir çelişki tabii! Sette bu kadar eğlenmesem yapılacak iş değil. ”

Bu işe gönlünü vermiş. Tiyatro temeli var. İşini severek ve eğlenerek yapanlardan bu da ekrana yansıyor!

3) Youtube’a video koyuyorum, altına “A bi sen jönsün, böyle şeyler yapma” diye yorum geliyor. Yakışıklı adam komik olabilir. İnsanlar şans vermeli. 

Oyunculuğun belli bir kalıplara konmasına karşı. Ben yakışıklıyım, jönüm triplerine girmiyor. Ayrıca insanların onu cool ve havalı diye yaftalamasına da aldırmıyor. Hayatına az ve öz insan aldığını söylüyor. Bunun dışında insanları gözlemlemeyi ve trollemeyi seviyor. Bir hayli ilginç ve orijinal yani 🙂

4) ”Beni zekasıyla etkilemeli. Zekasıyla yönetebilmeli. Güzel de olmalı tabii. Bakışlar etkiler beni. Kendine güvenen kadın da çekici gelir. ”

Zeki kadınlardan hoşlanıyor. Zeki adam ne de olsa! Söylemeliyiz ki biz de kendisinin bakışlarından çok etkileniyoruz. Hislerimiz karşılıklı yani!

5) Yönetmenlik ve yapımcılık hayalleri var!

Ben oldum tribinde değil. Oyunculukta beli bir yere kaldım orada kalayım diye düşünmüyor. Yönetmenlik ve yapımcılık hayallerini de gerçekleştirmek istiyor.

error: Korunan İçerik!