Küçük Bir Mucize: Cihan ve Mahir

Mucizelere inanır mısınız? Ben inanıyorum. Mahir de mucizelere inanıyor ve Cihan’ı da inandırıyor. Birlikte, mucizelerin aslında çok da uzakta olmadığını gösterdiler bize bu bölümde. Olağanüstü şeyler olmak zorunda değil bir şeye mucize dememiz için. Çünkü hayatta olmamız bile mucizeler silsilesinin bir sonucu. Nefes alıyorsak bu bir mucize. Konuşabiliyorsak, gülebiliyorsak bunlar hep mucize.

Öyle güzel zaman geçirdiler ki, bir kar tanesinin gökten yere düşüşü gibi hoş bir mucizeydi sanki zaman. Hayat, güzel insanlarla güzel anılar yarattığında çok daha güzel gerçekten. An’lara anlam kattıkça güzelleşiyor hayat… Zorluklarla mücadele ettikçe de anlam kazanıyor, değerleniyor. Hayat, zorluklarıyla ve güzellikleriyle birlikte hayattır. Kim olursak olalım, ister genç bir kadın ister çocuk kalpli bir adam isterse görmüş geçirmiş bir amca ya da teyze, hayat önümüze engeller çıkarır. Bize düşen de bu engelleri aşıp mucizeler yaratmak. Mutluluğa ulaşmak… Eğer zorluklar olmasaydı mutluluğun kıymetini nasıl bilebilirdik ki?

“Hep bir şeyler düşündük, bir şeylerin savaşını verdik ya. Bir gün de bizim olsun dedim. Hiçbir şey düşünmediğimiz tek bir gün…”

“Hiçbir şey düşünmediğimiz tek bir gün… Bunca şeyden sonra bir mucize olurdu herhalde.”

“Mucizeler, gerçek olsun diyedir, dimi?”

“Sen mucizelere inanır mısın?”

“Artık inanıyorum. Sen?”

“Bilmem. Ben mucizemi kaybettim herhalde.”

“Belki buralarda küçük bir tane vardır.”                      

Mahir’in mucizelere inanması çok hoşuma gidiyor. Cihan hastalığını öğrendiğinde haklı olarak umutsuzluğa kapılıyordu. Mahir ona destek oldu, canına can kattı. Hayat önlerine zorluklar çıkarsa da zorluklarla baş etmeye çalışıyorlar.  Hayatın koyduğu bir engelle tanışmadılar mı zaten? Cihan sınava yetişecekti ve sınava girmeyecek olan Mahir ile karşılaştı, sınava birlikte gittiler.Daha ilk günden zorlukların üstesinden geldiler, ilk günden mucize yarattılar. İlk günden birbirlerine destek oldular, dost oldular. Aralarındaki ilişkinin en sevdiğim tarafı da bu, birbirlerine aşık olmaktan önce çok iyi dost oldular. Bu çok kıymetli…

Hayat Cihan’ın önüne yenilmesi zor bir engel çıkardı. Cihan yine de pes etmedi. Mutluluğun peşini asla bırakmadı. Çevresindeki insanların güzelliği, ona tutunacak bir ip verdi. Kocaman güzel bir ailesi var onun, arkadaşı var, Mahir’i var… Biri düşse biri kaldırır, asla pes etmez. Çünkü hayat, güzel insanlarla çok daha güzel, çok daha kolay. Hangi zorluk olursa olsun karşısında duramaz, tabii pes etmedikçe. Cihan pes etmiyor ve her anını değerlendiriyor. Çünkü zaman kıymetli bir şey ve hayat kısa, kuşlar uçuyor. Bu yüzden Cihan zamanının kıymetini biliyor ve mutluluğun peşinden koşuyor. Bu mutluluk koşusunda da Mahir hep yanında. Cihan ile mutlu anlar yaratıyor ve onu mucizelere inandırmaya çalışıyor. Başarıyor da.

“Bana ellerini ver, hayat seni sevince güzel.”

Mahir çok güzel seviyor. Sevdiğinin canına can katıyor. Cihan’la gülüyor, Cihan’la ağlıyor. İki bedende tek bir kalp atıyor gibi yaşıyor… “Yüzündeki gülümsemeyi hiç kaybetme diye… Seni hiçbir şeyin üzmesine izin verme diye… Yalnız olmadığını bil diye… Asla umudunu kaybetme, mucizelere inan diye…” Cihan mutlu olsun diye onunla maceradan maceraya atlıyor. Sokakta yürürken, evde otururken, etrafa bakarken, nefes alırken dikkat etmediğimiz hayatlara dokunuyorlar birlikte.

Nasıl ki Mahir Cihan’a iyi geliyorsa, Cihan da Mahir’e çok iyi geliyor. Mahir artık gülüyor, ağlıyor, hayatın tadına varıyor. Daha önce yapmadığı şeyleri deniyor, Cihan ile… Onu gülerken gördüğünde gülümsüyor, yüzüne yerleşen o kocaman gülücük neler neler anlatıyor bize. Gözünden akan yaşlar ne duygular barındırıyor içinde…

“Gülüşünden tanırım mesela, o gülünce dünyadaki herkes güler çünkü. Yani ben öyle hissederim. Ağlamasından tanırım. Benimle birlikte ağlıyordur çünkü. Kalbinden tanırım. Öyle çok ve saf seviyordur ki beni, belki bir çocuğu sever gibi…  Mucizelerinden de tanırım, çünkü aşk varsa herkesin bir küçük mucizesi de vardır.”

Güzel insanlar ve iyi kötü anılar biriktirelim, hayata anlam katalım. “Hayat kısa, kuşlar uçuyor.” Hayatın ellerimizin arasından kayıp gitmesine izin vermeyelim. Güzel insanlar, iyi kötü anılar biriktirelim. Pes etmeyelim ve zorlukların üstesinden gelmek için çabalayalım. Çünkü Cihan öyle yapıyor, Yürekli ailesi öyle yapıyor, Mahir öyle yapıyor. Cihan, sevdikleriyle birlikte bu hayata tutunuyor ve engellere rağmen mutlu olmanın yollarını buluyor. Küçük mucizelere inanıyor, biz de inanalım ve hayata kıymet verelim.

Güzel kalpli insanlar etrafınızda olsun. Mucizelerinizden hiç ayrılmayın. Zamanınıza ve hayatınıza sahip çıkıp mutluluk peşinde koşun. Sağlıcakla kalın… ❤