Çok Konuşulacak! | Bir Aşk İki Hayat Film Yorumu
Bergüzar Korel ve Engin Akyürek’in başrollerini paylaştığı yerli romantik, dram filmi Bir Aşk İki Hayat, geçtiğimiz cuma günü yani 15 Şubat’ta vizyona girdi! Filmin konusu ne, izleyenler beğendi mi, oyunculuklar ve hikaye nasıl? Hepsini bu yazıda konuşacağız.
Öncelikle, merak edenler için filmin yönetmeni Ali Bilgin ve filmin süresi 1 saat 47 dakikaBir Aşk İki Hayat, basit bir konu hakkında yaptığı tercihlerle farklı yönlere savrulan bir adamın hayat hikayesini konu alıyor. Karakterimiz Umut, kendi filmlerini çekmeye çalışan, bağımsız bir yönetmen. İstanbul Moda’da köpeği ile birlikte yaşayan Umut’un hayatı, bir gece vereceği kararla bambaşka bir hal alacak ve genç adam hayatının değişeceğinden habersiz bir şekilde köpeği ile dışarı çıkmaya karar verdiğinde hayatının aşkı ile tanışma fırsatı bulacak. Aşk ve hayatın sonsuz seçenekleri arasında neyin doğru olup neyin olmadığını bilmeden ilerlerken Umut, mesleğinde çok başarılı olan bir mimarla tanışır. Deniz. Diğer seçeneğe karar verdiğinde ise uçurumun kenarına sürüklenmesine neden olacak olaylar başlar, her şey mahvolur.
Ek olarak, filmin kadrosunda İpek Bilgin & Osman Sonant gibi sevdiğimiz isimler de bulunmakta. Not: rolleri uzun süreli değil.
*Film bir Ay Yapım ve Medyapım ortak işidir aynı zamanda. 
Kısaca Konusu:
Hayatımızda karşılaştığımız milyonlarca ayrıntının, aldığımız binlerce kararın bizim ve diğer insanların yaşantısını nasıl etkileyebileceği, kaderin kesişim noktaları, paralel ihtimaller.. Keşke’ler ve iyi ki’ler. Zaten filmde bu ve benzeri kavramları/cümleleri sıklıkla duyacaksınız. Bu temel üzerine kurulu.
Başrollerimizi nerelerden tanıyoruz? | Geçmiş projeleri neler?
Umut’a hayat veren Engin Akyürek’i Yabancı Damat, Fatmagül’ün Suçu ne, fazlaca hayran kitlesi bulunan Kara Para Aşk dizileri ve yayınlandığı döneme damga vuran, hafızalardan silinmeyecek bir film olan Bir Küçük Eylül Meselesi’nden tanıyoruz. Akyürek’in o filmdeki partneri Farah Zeynep Abdullah olmuştu.
Deniz’i canlandıran güzel oyuncu Bergüzar Korel’i ise Binbir Gece, Bitmeyen Şarkı, Karadayı ve Türkiye’nin en çok konuşulan dizilerinden biri olan Vatanım Sensin’deki başarılı performanslarından tanıyoruz. “Azize” rolüyle herkesin beğenisini kazanan yetenekli oyuncu 36 yaşında ve aynı zamanda sunucu. 

Geldik en önemli noktaya. Film Nasıldı?

Şimdi, ben dizi filmleri başlıklarla ele almayı, madde madde incelemeyi severim. O yüzden müsadenizle önce birkaç bu tarzda yorum yapmak istiyorum. Mesela; oyunculuklar: iyiydi, mekanlar: aşırı güzeldi, şarkı seçimleri: inanılmaz başarılıydı. Not: Umut’un evine çok ayrı düştüm, baya iyiydi. Her köşesi.. Genele geçebilirim artık : )

İtiraf etmem gerekir ki ikiliyi, başta ben de pek uyumlu bulmamıştım, sebebini bilmiyorum. Tarzları biraz farklı geliyor sanki. Ama filmden bahsettikleri bir videoyu görünce gözüme çok tatlı gözüktüler ve birkaç güvendiğim isimden olumlu yorumlar duyunca filmi izlemeye karar verdim ve hemen ertesi gün 16 Şubatta, evden çıkıp gittim ki bu benim için normal değil aslında. O şirinliğin hatrını abartmışım sanki : )

Biraz fazla üşengeç kişiliğimden kaynaklanan bir “aman internete düşünce izlerim” hastalığım var çünkü. Velhasıl kelam, sonuçtan pişman değilim. Peki neden, açıklıyorum parça parça. Ama partnerlik için söyleyebileceğim şey, kesinlikle göz yoran bir uyumsuzluk yoktu. İkisinin birlikteliğini aşırı beğendim de diyemem, fena değildi. Aslında özellikle iki karaktere de ayrı ayrı odaklanıp gidince, her şey daha güzel oluyor. Şahsen ben öyle yaptım çünkü film beni buna yönlendirdi gibi hissediyorum. (Aslında “özellikle” öyle yapmaya pek gerek de yokmuş yani.) Üstüne düşünülebilecek, iki ayrı güzel hikaye vardı çünkü. Kısmen derin diyebileceğimiz. 

Filme benzeyen diğer eski yapımlar zaten yeterince konuşulduğu için bir de ben değinmeyeceğim ama şunu söyleyebilirim ki pekçok kişinin ilgisini çeken tarzda, düşünmeye iten, kafa yordurtan hatta belki bizi (aklını kullanabilen tüm insanlığı kastediyorum) biraz üzebilecek aşina olduğumuz konular işleniyor.

Çekimleri beğendim, İstanbul’da yaşayanlar için çok sempatik, iç ısıtan, canayakın gelen, uzakta yaşayan İstanbul sevdalıları içinse harika bir özlem giderme fırsatı olmuş denebilir. Şimdi böyle dedim diye turizm şirketi gibi belli başlı noktaları gezmiyor tabii ki ama o sokaklar, sahil.. İnsanın hoşuna gidiyor yalan değil. İstanbul be! diye bir gülümsüyoruz hani. 

Senaryo ve işlenişe bakacak olursak, açıkçası “akış” pek iyi değildi. Boşluklar vardı ve zaman zaman kafa karışıklığı yarattı bence. Filmin formatında zaten gitgeller çokken bazı yerlerin yetersizliği/iyi doldurulmaması biraz tuhafıma gitti ama bunlar kasıtlı olarak “seyirci kendi hayal dünyasını konuştursun, zihninden eklesin” denilerek mi yapıldı bilemeyiz tabi. Böyle varsaymak hoş olabilir. Daha ferah, can sıkmayan bir bakış açısı hem de.

Filmde komedi bekleyenler için: yok. Benim gibi ölümüne dramcılar, ağlamayı sevenler içinse kısmen müjdeli haberi verebilirim. Eğer kolay ağlayan biriyseniz defalarca, biraz zorlanmaya ihtiyacınız varsa da banko bi kez, ağlarsınız evet. Gülümseten mutlu eden çok sahne vardı, keyif kaçıran, insanın içine dert olan çok sahne vardı, üzen sahneler de vardı dediğim gibi. Hele bir de hassas, kolay etkilenen duygusal bi yapınız varsa şimdiden geçmiş olsun derim ben :’) Spoiler alarmı vermek istemediğim için susuyorum, giderseniz göreceksiniz zaten neyi kastettiğimi.

Bu arada, filmi çok övüyor gibi görünsem de aslında “bayılmadığım”a açıklık getireyim. Puanlayacak olsam hatta, 10 üzerinden 6 gibi bir şey olurdu. Onun da bir kısmı müziklerden. Müzikler demişken, çok samimi söylüyorum. Hatta bunu biraz bağırarak söyleyeyim: HAYATIMDA GÖRDÜĞÜM EN İYİ SEÇİMLERDEN BİRİYDİ, AŞIRI SAHNE-SÖZ-AMBİYANS UYUMU VARDI, İNSANI FAZLACA MUTLU EDEN DETAYLARDI. Hatta detay demek tam doğru değil, kimine göre filmin en önemli parçaları olduğuna eminim çünkü.

Bergüzar Korel‘in iyi bir oyuncu olduğunu biliyordum, Bir Aşk İki Hayat’la ikna olmuş oldum. Gayet taşımıştı her bir sahneyi. Rolü üstüne yakıştırmış, duyguları da geçirebilmişti çok güzel. Engin Akyürek de gayet iyiydi. Ayrıca burada ufak bi parantezle, kendisinin şu sıralar radarıma öncekinden daha çok girdiğini ve çalışkan biri olduğunu düşündüğümü eklemek isterim. 

-Cesur Sahneler Mevzusu:

Merak edeni çok olduğu için ekleme ihtiyacı duyduğum kısım. Cinsel içerikli diye tanımlayabileceğimiz sahneler var mıydı? Evet. Çok mu fazla? Hayır. Ailemle gidebilir miyim? Ailene bağlı. Küçük kardeşimi götüreyim mi? Umarım götürmezsin : ) Rahatsız edici miydi: Bazı kişilere göre.

 

*Gidilir Mi? Geldik zurnanın “evet” dediği yere.

Gidilir çünkü hoş bir filmdi, oyunculuklar iyiydi. Aşırı absürd duran sahnesi yoktu, etkileyici anları vardı. Tatlıydı kısacası, düşünmek isteyeni de düşündürür tabi 🙂 Öyle, emeklere sağlık. Bir Aşk İki Hayat hakkında benim söyleyeceklerim bu kadar, ama yazı bitmedi. 👇

 

Şimdi sizleri filmin farklı kaynaklardan alınmış puan değerlendirmeleri ve izleyici yorumlarıyla başbaşa bırakıyorum.