İstanbullu Gelin 69.Bölüm: Kötü insanlar iyi şeyler yaşar mı?

Esma’nın hastalığını öğrenen aile uzun bir aradan sonra tekrar darmadağın hissetmete başlıyor. Bir yandan Esma’nın hayata bağlılığına olan inanç bir yandan ise her şeyin alt üst olacağına dair yaşanan korku. Boranların içinde bulunduğu durum bu sefer gerçekten sıkıntı ama birlikte oldukları sürece her şeyi atlattıklarını bildiğimizi düşününce de içimize bir miktar su serpiliyor.

“Her şeyin çok etkileyici olması lazım, senin gibi”

Okan ve İpek arasındaki ilişki ne yönde gelişir bilemiyorum ama İpek’i güçlü görmek bana iyi geliyor. İlk sezondan beri hırslarının peşinde yenilen, kendini kendi içinde bastıran bir İpek vardı. Şimdi ise kendinden emin, hedefleri doğrultusunda ilerliyor. Hem de kimseyi önüne engel olarak koymadan. Go go İpek, arkandayız! Tabii bir kişi hariç, Fikret… Eskiden yaşananları düşününce bir yanım Fikret’e oldukça kızgın, bir yanım ise toparlanmalarını ve mutlu bir aile olmalarını diliyor. Ama ileriki bölümlerde bizi neler bekliyor bilemiyorum.

Faruk’un sevdiğim bir yönü var, Süreyya ile olan ilişkisini her şeyden ayrı tutup kendilerine odaklanabiliyor. Süreyya’ya hazırladığı sürpriz bence gayet güzeldi, tam da Süreyya’nın tarzı.

Garip ve Esma tam da bildiğimiz gibi. Hayatın tadını onlar kadar kim çıkarıyor gerçekten bilmiyorum. Ama bu durumda kesinlikle en büyük pay Garip’in. Esma’yı tekrar hayata bağlayan, onun içindeki tüm umutları yeşerten Garip oldu. Ne yala söyleyim Garip Bey benim içimdeki umutları bile yeşertiyor yahu! Esma sultan nasıl etkilenmesin ki? Her şey güzel olacak güzel…

Dilara ve Adem beni günden güne yoruyor. Ne düşüneceğimi kime hak vereceğimi bilemez durumdayım. Bir yandan Dilara’ya üzülüyorum çünkü içindeki ses hala Adem’i affetmek istiyor. Bir inansa bir göze alsa hiç düşünmeden Adem’le tekrae birlikte olmak isteyecek. Ya da en azından Adem hayatına kimseyi almamış olsa… Adem açısından baktığımızda da çabaladı evet, bir çabaladı iki yıktı, tam düzeltirken tekrar bozdu vs vs. En sonunda da yoruldu ve hayatına devam etmeye başladı. Hangisine haksızsın diyeyim şimdi?

Yalnız bu süreçte Dilara’nın Adem’i Güneş ile birlikte görmesi bölümün asıl bombasıydı. Adem keşke en baştan bunu söyleseydi. Dilara, Adem’in bir başkasıyla olma fikrine alışamazken bir de bu kişinin Güneş olması. Daha da kötüsü çevresindeki en yakınım dediklerinin bu durumdan haberdar olup Dilara’ya söylememesi. Buyrun cenaze namazına..

”Benim kendi hikayemi bulmam lazım, bunun için de sizin hikayelerinizden çıkmam lazım…”

Dilara’yı çok üzgün gördük ama ilk kez bu kadar çaresiz görüyorum. Gitme diyemiyorum açıkcası git Dilara, kendini bul. Kendi aileni bul…

Arkada kalan Süreyya’nın ise çöküşü daha da hızlanacak gibi duruyor. En büyük desteği Dilara da gidince Süreyya’nın bütün yaşananlara nasıl katlanacağını düşünmüyor değilim. Üstelik Faruk ile de aralarında ciddi sorunlar yaşanmaya devam ediyor. Önce Gözde, şimdi sebepsiz yere Özgür… Sanırım Süreyya’nın tahammül edecek yeri kalmadı. Gelecek bölümler beni korkutuyor 🙁

Ve bölümün final sahnesi… Bir görüşme için bir araya gelen İpek ve Okan’ı birlikte gören Fikret… Asıl şimdi buyurun cenaze namazına diyeyim mi? Diyeyim bence. Bu konu bir şekilde hallolur hallolmasına da, tam da Fikret İpek’e karşı daha ılımlı olmayı düşünürken hemen ardına bunun yaşanması umarım Fikret’i en başa sarmaz. Çünkü bu ikiliyi mutlu görmek istiyorum artık, istiyoruz.

Haftaya görüşmek üzere!