Vizyondayken Kaçırma! | ANNA Film Yorumu

Herkese selam. Youtube’da gezerken reklamına denk geldiğim ve ilgimi çektiği için geçmeyip fragmanını izlediğim ve sonrasında gitmeye karar verdiğim “ANNA” filminden bahsetmek için burdayım bugün. Öncelikle genel bir bakış atacak olursak; film güzel, çekimler güzel, müzikler de fena değil hatta birlikte gittiğim arkadaşımla birlikte yerel tınılar aldık bile diyebilirim. Beni sıkmadı, boğucu ya da durgun anları yok. Geçişler hızlı, baymıyor. Filmde cinsellik, başta gösterilen uyarının hakkını fazlasıyla verecek derecede. Nicel ve nitel olarak.

Türü aksiyon ve gerilim olarak geçiyor  ve takdir edersiniz ki aksiyonun dozu gerilime nazaran hayli yüksek. Anna’dan yapımcısı sebebiyle Lucy ve içeriği sebebiyle diğer çoğu aynı türdeki filmden esintiler görebilirsiniz. Benzeri havalar, sahneler. Filme verdiğim puanı biraz düşündüm ve 8, hatta 9/10’da karar kıldım. Bunun sebebi mükemmel veya çok derin bir yapım olması değil. Sıkmaması ve beklediğim şeyi kısmen bana vermesi diyebilirim. Sizin ne hayal ettiğinize göre bu değerlendirme tabii ki değişecektir.

DİKKAT: YAZININ BUNDAN SONRAKİ KISMI SPOILER İÇERİR. 

Anna’nın en güzel yanlarından biri benim için kesinlikle Cillian Murphy’nin varlığıydı. Ultra karizmatik haliyle mis gibi olmuş, çok yakışmıştı hikayeye. İzlemelere doyamayacağımızı bildiklerinden olsa gerek, yakın çekimdeki konuşmasını kısa tutmayan ekibe burdan teşekkürlerimi sunuyorum.

Başka bir hoş tarafıysa, başlarda biraz basit, sürprizsiz gözüken senaryonun sonradan biraz şaşırtmasıydı. Yaptıkları şeye hem hak verip mantıken onayladım, hem de “hadi canım” diyip gülümsedim. Mantık demişken, filmin tutarlı oluşu da büyük artı benim için. Aklı olumsuz anlamda zorlayan, bol kusurlu replikler veya sahneler yoktu. Hemen dikkat çeken, göze sokulan hataları olmadığı için de keyif aldım diyebilirim zaten.

Aksiyon sahnelerinin bir kısmı iyiydi, bir kısmı ise tatmin etmedi. Çekimden mi oyunculardan mı bilemiyorum ama başka şeyler de vurgulandığı için ona çok takılmadım. Yukarıda da belirttiğim gibi filmin türü aksiyon ama benim için aynı zamanda dramdı da. Cidden üzücü, vurucu noktaları vardı. Ana karakterin çektiği acıları, üzüntüyü anlayabiliyorsunuz izlerken.

Filmde, genel izleyicinin seveceği, artık alıştığımız bazı kesitler de kullanılmış. Beni rahatsız etmedi çünkü henüz bıkacak seviyede değilim. Kastettiğim şeyi şöyle örneklendireyim: güçlü bir yapıyı temsilen gelen eğitimli ve silahlı adamın berbat durumdaki ana karaktere afili sözlerle teklifler sunması, karakterimizin keskin zekasını vurgulama amacıyla gerekli yerlerde (üst makamdakilerin yanı) bildiği, öğrendiği şeyleri gösterip bir şekilde sunması. Herkeste olmayan özel yetenekleriyle dikkat çekmesi ve bunun ilgili kişilere dosyalarla açıklanması vs vs. Bu böyle uzar gider, bence anladınız diyerek yeterli görüyorum.

Diğer önemli karakterlerden biri (Alex) olan beyefendinin de, ki kendisi Luke evans olur, hem rolü hem de oyunculuğu gayet iyi olduğundan ortaya seyir zevki yüksek bir film çıkmış. Onun sahneleri bence çok güzeldi. Lera Abova da (ajansta çalışan modellerden biri olan eşcinsel sevgili) sırıtmayan, gerekeni yapan isimlerden biri olmuş. Zannediyorum kendisini ilk izleyişim, daha önceleri bilmeden rastladıysam da hatırlamıyorum.

Gelelim finale, açıkçası herkesi memnun eder mi bilmiyorum ama kötü bir bitiş değildi. Orta derece, kabul edilebilir iyi bir sondu bence. Aslında Anna adına sevinebildiğimiz, hafiften de tedirgin edici demek de yanlış olmaz. En azından bende uyandırdığı hisler böyle.

Güldüğüm bir yer oldu, muhtemelen çoğu kişinin komiğine gitmiştir. Ama hemen sonrası da biraz kritik, dokunaklıydı. Ağlatmaz hatta üzmez bile belki ama yani nasıl desem, riski, çaresizliği ve filmdeki (benim için) iki esas adamın Anna’yla olan ilişkisini güzel bir şekilde gösterdikleri bir kısım olmuş.

Aynı zamanda filmin bazı yönlerini basit, çokça yönünü ise zekice buldum. Benim için izlediğime pişman olmadığım, keyifli, bazı kusurları olan normal bir filmdi. Her şey kafanızda kurduğunuz gibi çıkmayabilir ama sonuç olarak kötü değil. Estetik açıdan değerlendirildiğinde de sınıftan geçer bence : )

Günümüzdeki sektörlere dair açıkça eleştirilerin bulunduğu, tarihi veya siyasi ögelerle tüm dünyaya dokunan göndermeler de yapan iki saatlik bir filmdi Anna. Midesi çok hassas olan kişilere tavsiye etmem bu arada. Sona geldik. Okuduğunuz için teşekkürler.

 

Görüşmek üzere..